58. Bölüm: ARKADAŞIM

59 5 75
                                    


"Hâlâ inanmıyorum. Siz beni kandırıyorsunuz." diyen Sarpa karşın ağlamaklı bir ses çıkarıp elimin tersiyle ağzına bir tane daha geçirdim.

"Ulan git bu gün Ardanın yanında otur yoksa elimde kalacaksın!" diyerek yanımdaki Sarpı ittirdiğimde bana alınmış gibi bakmasını umursamamış, uykudan açamadığım gözlerimi ovuşturmuştum.

Sarp arkasını dönüp Ardaya kaçamak bir bakış attığında Arda tek kaşını kaldırarak bakınca Sarp yutkunarak önüne dönmüş, sonrada bana doğru eğilmişti.

"Neden bana yiyecek gibi bakıyor?" diye fısıldayan Sarpa karşın elimi onun kafasına geçirip kafasını sıkarak cevap vermiştim,

"Az önce İstiklal Marşı okuyarak 2. Dönem açılışını yapmış olmamıza rağmen okulun başladığına inanmamak için direttiğinden ve asla susmadığından olabilir mi yavşağım?"

Başını salladığında kafasını sıkmayı bırakıp omzuna vurduktan sonra onu serbest bırakmış, yanımdaki cama dönerek yeni doğmuş olan güneşe bakmıştım.

İçimi bunaltan bir şey vardı. Okul açıldığı için değildi, daha başka bir şey. Canımı sıkan bir his vardı.

Saat sekiz buçuğu bulur bulmaz içeri dalan fizikçi ile beraber ayağa kalkmıştık ama uykulu gözlerim arkasından giren Fatma Hocayı görünce açılmıştı.

Müdür Baş Yardımcılarıda sınıfa teşrif ederlermiş aman aman.

Elimle üstümü başımı gelişi güzel düzelttiğim sırada Sarp ve Ardaya dönmüştüm. Birbirimize sorgulayıcı bakışlar atarken sınıfın ortasına geçen Fatma Hocaya karşın pencereye hafifçe yaslanarak olacakları izlemek için ona dönmüştüm.

Pencere kenarının en arkasıda fena değildi ama duvar kenarının en arkası paha biçilmezdi. Geçen dönem orayı kapamamıştık, sınıf hocamızsa ancak seneye yer değiştirebileceğimizi söylemişti. Saçmalık.

Serap Hoca masasının arkasında ayakta durup Fatma Hocayı izlerken, Fatma Hoca yüzündeki hafif gülümsemeyle konuşmaya başladı.

"Gençler öncelikle yeni okul dönemimiz hayırlı olsun. Umarım tatilde bolca dinlenmişsinizdir."

Gözleri bizi bulunca bir süre gülümsemesini kaybetmiş, sonra bakışlarını bizden çekip tekrar samimiyetsiz gülümsemesini sunmuştu.

Altay ne çekti sizden be hocam.

İkiside o akşam oğlunu dinlememişti bile. Üstüne birde bizi suçlu çıkarmışlardı.

Altaya ya da Canere de ulaşamamıştık. Hâlâ neler olduğundan bi haberdik yani.

Tabi Kaan öğrenmediyse.

"Bu dönem sınıfınıza yeni bir arkadaşınız dahil oldu." diyen Fatma Hoca elini kaldırıp kapıyı gösterince gözlerim kapıyı buldu.

İçeri adımlayan çocuğu gözlerimle taradığımda benim boylarımda olduğunu farketmiştim.

Elleri pantolonunun cebinde sınıfa giriş yapan çocuk Fatma Hocanın yanına adımlarken, kahverengi gözleri bir şey arar gibi etrafı tarıyordu.

Dalgalı dağanık saçları ve iri sayılmayan vücuduyla beraber yüzündeki tehlikeli gülümseme daha tanımadan onu sevmemem için yeterli olmuştu.

Gerçekten.. Sinir bozucu bir tipi vardı.

Nedenini bilmesemde içimdeki kötü hissin kaynağı oymuş gibi hissetmiştim.

Çocuk Fatma Hocanın yanına geldiğinde tek omzunda tuttuğu gri sırt çantasını kulpundan tutup yukarı çekmiş, sonunda gözleri bizim tarafı bulmuştu.

~AYAZ~ (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin