41. Bölüm: KONTROL TAKINTILISI

17 5 21
                                    


Derya Yıldırımdan...

Koştuğum uzun ve duvarları ürkütücü derecede beyaz koridorda, sanki gözlerim hiç birşeyi görmüyordu.

Hastanelerden nefret ederdim. Ama şuan kalbimdeki yumrudan daha fazla nefret etmiştim..

Ulaştığım oda kapısının yanındaki camın önüne nasıl geldiğimi bilemedim.. Düşünemiyordum, belki de göremiyordum.

Camın arkasındaki odada, o rahatsız hastane yatağına, üzerindeki incecik örtüyle beraber yatırılmış bedeni, kapalı gözlerine rağmen hissettiğim ruhunu görünce elimi cama koydum.

İçim acıyordu..

"Derya.."

Duyduğum ses Kayraya aitti. Nefes nefeseydi. Muhtemelen benim hızıma yetişememişlerdi.

O an farkettim nefesimi tuttuğumu.

İçime titrek bir nefes çektiğimde, sol gözümden düşen yaşa karşın, boğazımdaki yumru dahada büyümüştü.

Kendimi daha önce bu kadar çaresiz hissettiğimi hatırlamıyordum.

Daha kötüsü, orda yatanın o olabileceğine o kadar inanmamıştımki... Şimdi onu böyle yitik görmek içimdeki bütün gücün çekildiğini hissettirmişti.

Buğday rengi teni nasıl böyle bembeyazdı? O gülümsemesine hayran olduğum yüzü nasıl bu kadar ruhsuzdu? Bakınca bile güvende hissedebileceğiniz gözleri... Nasıl kapattı o gözleri herkese?

Ya kolundaki sargı? Yüzündeki oksijen maskesi? Hepsine tek tek baktım canımın yanmasını istercesine.

"Durumu iyi mi?" diyen Geceyi sadece duyuyordum. Bedenimde, gözlerimde olduğum yere ve baktığım kişiye kitlenmişti.

"Yerde olduğu için, araba sağ kolundan vurdu. Düştüğü içinde başı hasar almış..." dedi Arda söylediğine inanamaz bir ses tonuyla.

Anlaşılan Kaanı böyle görmek sadece beni şaşırtmamıştı...

"Derya?"

Eylülün elini omzuma koyduğunu hissettim. Neden adımı söylemeleri bile ağlama isteğimi iki katına çıkarıyordu?

"Nasıl oldu bu?" dedim tanıyamadığım sesimle. Yüzlerine bile bakmamıştım. Hangileri burdaydı bilmiyordum.

Derin bir sessizlik oluşunca camdaki elimi kasarak cama bastırdım iyice.

"Derya.. Bunu sonra konuşsak iyi olur.." diyen Ardanın sesine karşın buruk bir şekilde gülümsedim.

Ne tepki vereceğimi kestiremiyordum. Duygularım birbirine girmişti.

"Sarp.. Sarp nerde?"

Eylülün sesi endişeli çıkmıştı.

"Fenalık geçirdi.. Bayılmıştı. Serum taktılar..."

Gözlerimi sertçe yumup açtım. Sanki yarama tuz basmışlardı.

Gözlerimin yaşını umursamadan birazcık arkama döndüm.

Gece Ardanın yanına oturmuş, Arda başını onun omzuna yaslamıştı güç almak istercesine.

Eylül son hız yanımızdan uzaklaşmıştı. Muhtemelen Sarpa gitmişti.

Ayaz.. Ayaz yerde oturmuş, ellerini saçına geçirmiş, resmen saçını çekiyordu. Dizlerini kendine çekmiş, yüzünü ise dizlerinin üzerine koymuştu.

Omuzlarının sürekli sarsılmasından ağladığı anlaşılıyordu. Ama bir o kadar da sessiz ağlıyordu.

Varlığını soyutlamak ister gibi..

~AYAZ~ (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin