RAVA

50 7 0
                                    

BÖLÜM 54

Dolunay bakışlarını Yesung'un vücudunda gezdirdi. Her yerinde morluklar vardı. Yesung mağaraya doğru hareketlendiğinde Dolunay onu durdurdu ve şifa verdi. Ardından Yesung'un elini bir an bile bırakmamaya kararlı bir şekilde sıkıca kavrayarak mağaraya girdi. Ağır adımlarla ilerlerken etrafına göz gezdiriyordu Dolunay. Herhangi bir kaynağı olmayan ateş topları mağarayı aydınlatıyordu. Buna şaşırmış mıydı? Hayır. Ateşe hükmeden bir kutsaldan beklenecek bir muhteşemlikti bu...

Bir süre mağaranın içine doğru ilerledikten sonra Rava'yı gördü. Oldukça büyük ve ihtişamlı bu ejderhanın gözleri kapalıydı. Dolunay ona doğru bir adım daha attığında Rava gözlerini açtı.

Bu muhteşemliğe hayranlıkla bakarken Dolunay "Seni gördüğüme sevindim Rava

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Bu muhteşemliğe hayranlıkla bakarken Dolunay "Seni gördüğüme sevindim Rava." diyerek elini uzattı. Rava başını Dolunay'ın eline doğru getirdi ve "Hoş geldin Bağımsız Savaşçı." dedi.

Dolunay elini Rava'nın yüzüne sürdü, derisi bir zırh gibi oldukça kalındı ve elini yavaşça geri çekti Dolunay. Yesung bu tanışma faslını iki adım geriden izliyordu. Rava bakışlarını Yesung'a çevirerek "Alpha anlat." dedi. Yesung başından geçenleri anlatmak için derin bir nefes aldı...

Bir gün önce...

Huru'ya dişlerini kilitleyen Yesung oldukça kararlı bir şekilde kendisine yapılan saldırılara direnmeye çalışıyordu. Onlarca vampir kendisine saldırırken telepatiyle emrini verdi. "Harekete geçin."

Uğradığı fiziksel saldırıyla yere kapaklandığında Huru dişlerinin arasında can vermişti. Çenesini gevşetip cansız yarasayı yere attı ve insan bedenine geri döndü. Bu sırada birkaç vampir onu aralarına almış tekmeler savuruyordu. Ağzında biriken kanı yere tükürdü ve güçlükle doğrulup onlara karşı koymaya çalıştı. Bu sırada cebinden düşen bilekliğe gözleri takılmıştı ve tam da şu anda haber geldi, kurt insanlar saldırıya geçmişti.

Yesung gülümseyerek ellerini toprağa bastırıp bir avuç kumu eline aldı ve zoraki doğruldu. Bu şaşkınlığı fırsat bilerek ayağa kalkmıştı. Çenesinden aşağıya süzülen kanı sol elinin tersiyle sildi ve sağ eline aldığı toprağı vampirlerin suratına savurdu. Tam kaçmak için arkasını dönmüştü ki onu görmesiyle durdu. Kimjon şu an karşısındaydı! Aylardır bu haini arıyordu!!!

Yesung'un arkasındaki vampirler tekrar ona doğru hareketlenince Kimjon "KAÇ!" diye bağırarak Yesung'un önüne geçip onu eliyle arkasına doğru çekti. Yesung anlam veremeyerek bakınca Kimjon tekrar bağırdı: "SANA KAÇ DİYORUM! HURU ÖLDÜ, ŞİR HAREKETE GEÇECEK! BIRAK BARİ PIŞMANLIĞIMI BÖYLE TELAFİ EDEYİM! GİT!!"

Yesung birkaç saniye Kimjon'un gözlerine baktı ve bir şey söylemeden arkasını dönerek koşmaya başladı. Birliğinin yanına giderse biraz daha zaman kazanmış olacak ve kendini toparlayacaktı. Birkaç saniye sonra sırtının ağrısıyla yere kapaklandı. Beyninde derinlerden gelen bir ses yankılandı: "Alpha ben Rava, ayağa kalk ve savaş! Ateş senin yardımcındır!"

Tam da bu sırada Şir açığa çıkarak her yeri ateşe verdi. Yesung'un gözleri korkuyla açılmıştı. Şir kurt insanları da vampirleri de doğayı da katlediyordu! Ateşler Yesung'a yöneldiğinde etrafına hızla ateşten bir çember ördü. Bir süre sonra ateşten ördüğü kalkanı geri çekti ve etrafına baktı. Herkes ölmüştü ve Şir şu an tam karşısında duruyordu!!!

Zaten yaralı olan Yesung zorla doğruldu ve bakışlarını Şir'e çevirdi. Sisten bir gölgeye ağzına gelen her küfrü ederek nefretini kustu. Sinirle Şir'e yumruğunu savurduğunda, eli sisin içinden geçince şaşkınlıkla geri çekildi Yesung. Ona fiziksel saldırı yapamıyordu! Avuçlarından ateş çıkararak saldırmayı denedi ama Şir sadece kahkaha atmakla yetinmişti! Bu ceset yığınının arasında tek başına kalmıştı Yesung ve elinden hiçbir şey gelmiyordu...

Cin ordusu Yesung'un etrafını sardığında Şir "Direnme, teslim ol." demişti.

Yesung sinirle ellerini sıkmıştı. Elinden bir şey gelmediği için ilk defa bu kadar aciz hissetmişti kendi...

Şir yavaşça Yesung'a doğru süzüldüğünde topraktan bir cüsse Yesung'un yanında belirdi.

Şir korkuyla birkaç adım geriledi ve "Ales?" dedi.

Ales güldü ve "Söylediğin son söz benim adım olacak!" dedi. Ellerini yukarıya doğru kaldırıp indirecekti ki cin ordusu kayboldu. Ales kahkaha atıp "Tırsaklar." diye mırıldandı ve sağına dönerek "Bana borçlusun." dedi Yesung'a.

Yesung zoraki gülümseyerek teşekkür etti. Ales "Rava seni bekliyor." diyerek yerin altını işaret etti. Ales'in işaretiyle toprak yarıldı ve yerin altında bir tünel göründü. "Bu yoldan gidersen güvende olursun. Sen gideceğin yere vardığında tünel kendi kendine imha olacak." deyip ortadan kayboldu...

Dolunay derin bir nefes alıp verdikten sonra "Yani 84 ceset çıkmasının sebebi Kimjon'un da orada olmasıydı demek..." dedi. Yesung başıyla onayladı. Dolunay düşüncelere dalmış bir şekilde mırıldandı: "Ama oradaki vampirleri neden yok etti ki?"

İşte bu sorusuna Rava cevap verdi. "Sizi bunun için çağırdım. Şir, Huru'yu destekleyen vampirleri yok etmeyi plânlıyor. Kalan vampirlerin de bedenlerine girmeyi... Alphea'nın kayıp büyü kitabı bunca zaman meğer cinlerin elindeymiş. Ve aradıkları büyünün şifresini çözdüler. Cinler ve vampirler birleşecekler ve bu yarattıkları yeni nesil ne suyla ne de ateşle yok edilebiliyor olacak."

Dolunay mırıltıyla "Demek kurt insan veya insanların bedenlerini seçmemelerinin sebepleri bu. Cinler suyla vampirler ateşle yok oldukları için bir bedende bir araya geldiklerinde su ve ateş onlara tesir edemiyor olacak... Peki biz onları nasıl yeneceğiz?" diye sordu.

Yesung "Benim bir fikrim var." dedi. Rava ve Dolunay'ın bakışları Yesung'a döndüğünde Yesung anlatmaya başladı.

"Vampirleri yaralarsak cinler o bedenlerden ayrılmak zorunda kalır çünkü o bedenler artık işlev görmez hâldedir. Cinler bedenlerden ayrılır ayrılmaz onları suyla yok ederiz."

Dolunay'a bu plân mantıklı gelmişti, onay istercesine bakışlarını Rava'ya çevirdiğinde Rava "Alpha haklı. Tek çıkış yolu bu... Yoksa bütün ırkları yok ederek dünyaya hükmederler." dedi. Dolunay derin bir nefes alıp verdi ve başıyla onaylayarak "Anlaşılan yine savaşmaktan başka çaremiz kalmadı." dedi. Ardından gülümseyerek Rava'ya teşekkür etti ve gitmek için izin istedi. Rava izin verdiğinde Dolunay vedalaşarak çıkışa doğru yürüdü. Bu sırada Yesung da Rava'ya teşekkür etmiş ve vedalaşmak için birkaç söz sarf etmişti ki Rava "Alpha konuştuklarımızı unutma. İmoogi sana hükmederse lânet doğar." diye uyardı. Yesung başıyla onayladıktan sonra "Bunun çaresine bakabilirim." deyip mağaranın çıkışına doğru yürüdü.


BAĞIMSIZ SAVAŞÇIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin