Bir orduya karşı tek başına savaşabilecek güçte biri mi? Ancak masallarda olur... Öyle değil mi? Doğa üstü bir yaratık düşmanı tek hamleyle yener ve savaş biter. Puff... Ordu yok olur. İnsanlar hiç bir şey olmamış gibi mutlu son yazarlar kitaplara...
Ölümü hissedebilir miyiz yaşamı hissettiğimiz gibi? Hangi ölüm en şereflidir? Othello gibi Desdemona'nın öpüşünde can vermek için öldürmek mi kendini, Ophelia gibi Hamlet'in sevgisizliğine dayanamayıp cesurca intihar etmek mi? Yoksa Romeo ve Juliet gibi aşklarını dillere destan eden bir cana kıyış mı? Hangi ölüm daha şereflidir? İhtişamsız, tozu dumana katmadan ölmek mi? Yoksa güneş gibi ardındaki güzellikten emin olup ihtişamla ayrılmak mı günden? Hangi ölüm daha şereflidir, tozlu kitaplarla tarihe geçen ölümün ta kendisinden?..
Gözleri kapanırken Dolunay'ın duyduğu sesler silikleşiyordu. Karşısındaki cin, zincirdeki büyüyü hemen bozmuş ve bir vampiri yardıma çağırmıştı. Dolunay'ın kulağındaki sesler sessizleşirken en şerefli ölümle ölmeye hazırlamıştı kendini. Etrafındaki kaos seslerini duymuyordu artık ve yavaşça mutlu bir uykuya gözlerini yumuyordu. Acı mı? Artık hissizleşmenin hissinde kaybetmişti onu...
&
Yesung yana yakıla Dolunay'ı arıyordu. Hızla koşarken kalbindeki ritim hızlanıyor, solukları sıklaşıyordu. Tüylerindeki ter damlaları rüzgâra karışırken bir ürperti bırakıyordu bedenine. Bulabilecek miydi onu? Yetişebilecek miydi ona?
Kısa bir süre durup soluklandı Yesung. Hemen sağındaki nehrin soğuk sularını yudumlarken vücuduna güç kazandırmış gibi hissediyordu. Yakınlardan gelen bir ulumayla donakaldı. Bu Dolunay'ı buldukları anlamına geliyordu! Sürüdeki tüm kurtlar sesi duyup oraya yönelirken Yesung son sürat sesin geldiği yöne koşuyordu.
Ağaçların ve çalıların arasından sertçe geçerken bir kaç dikenin ve dalın vücudunu çizerek kanatması umurunda bile değildi! Dolunay'ı bulmuştu!
Ağaçları ardında bırakıp yüksekteki bir düzlükte durdu. Karışık şekilde konuşlanmış birkaç ahşap binayı geçerek görevlendirdiği beş kurdun vampirlerle dövüştüğü alana hızla ilerledi. Öfkesiyle harmanlanmış sert ulumasıyla yankı yaratarak vampirlere yöneldi. Sayamayacak kadar çok vampir olması umurunda bile değildi! Hepsinin kafalarını bedenlerinden ayırıp Dolunay'ı onlardan alacaktı! Savaşacak ve kazanacaktı!
&
"Bütün cinleri toplayın! Alphea daha ölmemişken laneti yaratmalıyız."
Olabildiğince bağırarak konuşan cinin lafını dışarıdan duyulan sesler böldü.
"Baskın! Kurtlar baskın yaptı!"
Cinin gözleri korkuyla açılırken karşısındaki vampire baktı. Vampir hızlı adımlarla Dolunay'a ilerleyip elini Dolunay'ın boynundaki atardamarda durdurdu. Korkuyla gözleri açılırken Cin'e dönerek konuştu: "Nabzı giderek yavaşlıyor! Şimdi ölürse lanet yaratamayız! Büyü yap ona!"
Cin kısa bir süre afallasa da vampir haklıydı! Ölü bir bedeni kurban olarak sunamazdı! Lanet sırasında öldürülmeliydi Alphea, şimdi değil!
Cin, hızlı adımlarla Dolunay'a yöneldi ilk olarak Dolunay'ı zincirlerden ayırıp yere yatırdı ve ardından birkaç büyü fısıldadı.
Henüz kesilen nefesini aniden alınca Dolunay, ciğerlerinin yandığını hissediyordu!
Cinin yaptığı büyü ile Dolunay'ın vücudundaki yanıklar geçerken ağzından çıkan siyah dumanlar havaya karışıyordu. Gözleri kocaman açılırken boğulurcasına öksürüyor ve kaybettiği nefesi tekrar almaya alışmak için çaba gösteriyordu.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Dolunay'ın ağzından çıkan dumanlar dakikalar geçtikçe azaldı. Sonra bir anda çoğaldı ve ardından kesildi. Cin, yaptığı büyü ile resmen Dolunay'ın canını kurtarmıştı canını alabilmek için...
Dolunay tamamen iyileşince cin büyüsünü kesti ve hızla Dolunay'a yönelerek onun kaçmaması veya kendine zarar vermemesi için kolunu sertçe kavradı. Dolunay'ın diğer koluna da vampir girmişti. Onu çekiştirerek bir yere götürmeye çalışıyorlardı! Çok geçmeden kulağına gelen Yesung'un öfkeli ulumasıyla gözlerinden mutluluk yaşları akmaya başladı Dolunay'ın. Yesung onu kurtarmaya gelmişti! Kurtulacaktı!
Sesi duyan vampir bir an duraksadığında cin ona bağırarak ekledi: "Acele et! Laneti bir an önce yapmalıyız!"
•••
Merhabalar... Nasılsınız bakalım?
Bölümü nasıl buldunuz?
Sizce Dolunay kurtulabilecek mi?
Yorumlarınızı bekliyorum...
Şu an kimler nereden bu romanı okuyor? Bulunduğunuz şehri ve bölümü okuduğunuz saati yoruma bırakır mısınız?
