HAİNLER HEP VAR OLACAK!

126 11 6
                                    

BÖLÜM 28

Dolunay Yonhi'ye yardım ederken zamanın nasıl geçtiğini anlamamıştı bile... Saatler öğleni gösterirken davullar vuruldu. Şenlik başlayacaktı. Dolunay şenlik başlamadan Yesung'un yanına uğrayıp ona şans dilemek istiyordu ama işe daldığı için unutmuştu.

Yonhi ile hızlıca işlerini bitirip alana koşar adımlarla gittiler. İnsan kalabalığını eliyle yararak en ön safa geçip Yesung'a baktı. Yesung rahatça yarışabilmek için eşofman giyinmişti. Hemen yanındaki Yesung'un konuştuğu kişiye baktı Dolunay. Bu sabahki şişman çocuktu o. İkisi de bir şeyler konuşup gülerken Dolunay onların anlaşmasına sevinmişti...

Yarış başlamak üzere olduğu için Yesung'un yanına gidemeyip tezahürata başlayan halka katılarak Yesung'u destekledi. Yesung kendisine yapılan tezahüratla başını o yöne çevirdiğinde Dolunay'ı halkın içinde kendine tezahürat yaparken gördüğünde gülümsedi. Dolunay da bağırarak "Sen yaparsıın! Bitir şu işi!" dediğinde Yesung'un gülümsemesi büyüdü. Yanındaki arkadaşları Yesung'a ve ekibi olan şişman çocuğa bakıp bakıp gülerken Yesung'un kaybedeceğine emin gibiydiler. Yesung ise onlara nasıl kazanılacağını büyük bir şerefle gösterecekti...

İlk yarışmayı Reis başlatacaktı. Eline kırmızı bir bayrak almış ve ağzına da bir düdük yerleştirmişti. Yarışmacıların kendini görebileceği bir yere geçerek "Hazır ol!" deyip bayrağını kaldırdı ve bekledi. Yarışmacıların hepsi ekip arkadaşları olan çocukları sırtlarına aldıktan sonra Reis eş zamanlı olarak düdüğü çalıp bayrağı indirdi.

Herkes hızla başlarken Yesung aynı tempoda ilerlemeye gayret ediyordu. Sırtındaki çocukla yürümek bile zorken o, yarış için uygun tempoda koşuyordu...

Arkadaşları bir süre sonra onu geçerken Yesung temposunu bozmadı çünkü gereksiz hız güç kaybı demekti. Onlar muhtemelen bitiş çizgisine varamadan yorgunluktan bir yerlerde düşeceklerdi. Kasabanın etrafını turlarken hızlı başlayan iki kişi yolun yarısında pes etmiş yere çömelmişti bile. Yesung buna gülümserken sırtındaki çocuk onu motive etmek için tezahürat yapıyordu...

"Aslan Reis! Bir kurt gibi zeki, bir çita kadar hızlısın! Sen yaparsın! Kazanacaksın! Yolun yarısı bitti bile. Ha gayret!"

Yesung'un bu sözlerle kendine güveni artıyordu. Uzun bir koşunun ardından bitiş çizgisine giderek yaklaştığında Dolunay'ın sırtına attığı havluyla çizgide onu beklediğini gördü. Diğer arkadaşlarının hızı iyice azalırken Yesung temposunu arttırarak bitiş çizgisine yöneldi. Bir yanda da kendisine yapılan tezahüratları dinliyordu.

"Ye-sung, Ye-sung..."

"Yesung Reis bitir şu işi, hadi!"

"Az kaldı, ha gayret! Son bir kaç adım!"

"Ye-sung, Ye-sung..."

Yanındakini üç adım farkla geçerek bitiş çizgisine ilk varan kişi Yesung olmuştu. İnsanlardan zafer çığlıkları yükselirken yüzlerde gülümseme vardı. Yesung sırtındaki çocuğu nazikçe yere bıraktı ve ardından kendi de yere oturdu. Boncuk boncuk terlemiş, nefesleri sıklaşmış ve dili damağı kurumuştu.

Dolunay hızla Yesung'un yanına çöktü ve beraberinde getirdiği havluyla onun yüzünden süzülen terleri sildi. Dolunay onunla ilgilenirken Yesung gülümsüyordu. Bu çok hoşuna gitmişti...

Reis'in kendilerine yaklaştığını görünce Yesung, Dolunay'ın elinden havluyu alarak boynuna attı ve ayağa kalktı. Yanındaki çocuk ve Dolunay da Yesung kalkınca hemen ayağa kalktılar. Reis mutlu ve gururlu bir şekilde halka dönerek bir eliyle Yesung'un diğer eliyle takım arkadaşının elini tutup havaya kaldırarak "Kazanan: Yesung ve Donghi!" dedi.

BAĞIMSIZ SAVAŞÇIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin