SIRLAR AÇIĞA ÇIKIYOR-2

269 23 4
                                    

BÖLÜM 10

Ölüm sessizliği odaya yayılmıştı. Yesung  ve Yonhi, Dolunay'ın ağzından çıkacak cümleleri bekliyordu. Dolunay "Benim size bir şey söylemem lazım." diye tekrar etti cümlesini sonra da ağzında geveleyerek "Hatta bu sadece bir şeyle sınırlı değil. Bilmediğiniz çok şey var. Belki beni bunaltmamak için en basit soruları bile içinizde tutuyorsunuz. Nasıl şu an sizinle aynı dili konuştuğum, nasıl Alphea olduğum gibi... Her şeyi tek tek anlatacağım." dedi.

Yonhi ve Yesung çok merak ettikleri halde ona sormamışlardı, sadece bu anı bekliyorlardı. İşte bu an öyle bir andı ki Dolunay'ın onlara gerçekten güvendiğinin ispatıydı. Yesung duyacaklarının heyecanıyla ve korkusuyla çoktan sıklaşmış nefesini düzene koymaya çalıştı. Sonra gözleri Yonhi'ye kaydı, o da kendinden farksız sayılmazdı. Bakışlarını tekrar Dolunay'a getirdiğinde Dolunay bir kaç derin nefes alıyordu.

Çok geçmeden Dolunay başladı anlatmaya. "Ben bir rüya gördüm. Rüyamda karanlık bir salondaydım, üzerimde sanki gökyüzünü giymiş gibi bir elbise ve sol elimde de kehribar bir yüzük vardı. Tam karşımda büyük bir ayna vardı. Aynanın karşısına geçtiğimde yansımamı göremeyince korktum ve sonra aynanın kirli olabileceğini düşünerek sol elimle temizlemek istedim. İşte o an çok garip bir şey oldu. Karşımda simsiyah bir kurt belirdi ve o kurt ağzını bile oynatmadan benimle konuşabiliyordu. Sanırım buna telepati deniyor. Okuduğum fantastik kitaplarda öyle geçiyordu ve bunun gerçekten olabileceğine inanmazdım. Rüyamdaki kurt Alpha'ydı. Bana benim kutsanan olduğumu, içimdeki gücü serbest bırakmam gerektiğini, görevimi yerine getirmem gerektiğini söyledi. Ben hiçbir şey anlamamıştım. Bana kendini tanıtıp son cümlelerini kurdu, hapsolduğum bedenden kurtulup güçlerimi serbest bırakmam gerektiğini..." Dolunay burada yutkundu. Yonhi ve Yesung sanki nefes almayı unutmuşçasına onu dinliyorlardı.

"Rüyam çok gerçekçiydi. Uyandığımda ne yapacağımı bilemedim. (Yesung'a bakarak) O sırada sen uyuyordun ama benim içimde sanki kontrol edemeyeceğim bir şeyler büyüyordu. Odada bunalmıştım artık ve nihayetinde çıkıp ormana gittim. Bunu neden yaptığımı bilmiyorum, o an içimden öyle gelmişti. Şelalenin oraya gidip meditasyon yapmaya çalıştım. Bana bunu babam öğretmişti. Gerçekten rahatlatıcı bir şey... Sonra Yesung geldi."

Yesung lafa atlayarak "Yesung geldi değil! Yesung seni odada göremeyince deliye döndü, başına bir şey geldi sandı!" dedi. Sonra bir an duraksadı. Neden böyle tepki verdiğini anlayamadı. Devam etmeyip mahcup bir şekilde sustu.

Yonhi ve Dolunay bu tepkiye şaşırmışlardı. Kısa bir sessizliğin ardından Dolunay devam etti.
"Yesungla tartıştık. Sonra ona vurayım derken elim bandajına takıldı ve yarasını gördüm. Sonra gözlerine baktım o geceki kurdun gözleriyle aynıydı, vücudundaki yara yeri aynıydı. O an ne oldu bilmiyorum. Aşırı agresifleştim ve o sıra bedenim kurda dönüştü. Ben o an öyle sinirliydim ki dönüştüğümü bile fark edemedim. Yesung söylediğinde farkına vardım. Çok açtım. Köye saldırıp insanları yiyecektim ama Yesung bana engel olup avlanmayı öğretti. (Burada Yonhi'ye bakarak) Gariptir ki ilk dönüşümde gözüm dönmüş bir şekilde insan kanı isterken sonraki dönüşümlerde öyle olmadı..."

Yonhi boğazını temizleyerek "Çünkü sen ilk dönüşümünde kendini kontrol etmeyi başarıp hayvan avladın ve bünyen onu benimseyip kabul etti. Ama Yesung öyle değildi. Yesung ilk dönüştüğünde kendine engel olamayıp insan eti yedi. Daha sonra bununla başa çıkmaya çok çalıştı hatta kendini aç bıraktığı dahi oldu, kendini suçlu hissediyordu ve sonunda başardı." dedi.

Dolunay şok içinde Yesung'a bakarak "Nasıl başardın?" diye sordu. Yesung cevap vermek yerine yutkunduğunda Yonhi lafı devraldı.

"Senin sayende. (Yesung burada Yonhi'ye ters ters bakıyordu. Bir cani olduğunu Dolunay'ın öğrenmesini istemiyordu ama artık çok geçti.) Yesung kendine hayvan avlamayı denedi ama susuzluğunu bastıramıyordu özellikle de dolunay olduğu zamanlarda. Köy halkı da ormandaki o koca kurttan yani Yesung'dan hem korktukları hem de ona saygı duydukları için her dolunayda bir köleyi..."

BAĞIMSIZ SAVAŞÇIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin