TUTULMANIN PENÇESİNDE

712 56 14
                                    

Merhaba görüşmeyeli nasılsınız🤗

Yeni kapak tasarımı nasıl olmuş? @emresimsekart a tasarımı için teşekkür ediyorum😊

Bu bölümde aklımıza takılan sorular biraz olsun cevaplanacak😊

Yorumlarınızı bekliyorum, iyi okumalar🤗

BÖLÜM 2

Vücudundaki değişimi hissedebiliyordu Yesung. Aşırı derecede agresifleşmiş ve vücudu tüylenmeye başlamıştı yavaş yavaş. Bunun yavaşça olması hiç iyi değildi, biliyordu! Normalde istediği an kurt adama dönüşürdü ama bu yavaşça oluyorsa mutlaka bir cana mâl oluyordu...

Bu gece hem dolunay hem de tutulma vardı. Gücünü kontrol edemeyecekti yine her dolunayda olduğu gibi fakat bir korkusu vardı, tutulma da olacaktı bu gece. Onu neler bekliyordu? Tutulmanın pençesinde yok mu olacaktı yoksa yeni bir doğuş mu bekliyordu onu? Direnebilecek miydi, bilmiyordu... Saniyeler geçtikçe canı kan içmek, çiğ et yemek istiyordu! Bu hiç iyi değildi! Kimseye görünmeden hemen kabileyi terk etmeliydi. Daha önce de yaptığı gibi...

Kendine engel olamıyordu Yesung, yanından geçen insanların kokusu burnuna geldikçe çıldırıyormuş gibi hissediyordu. Kana açtı... Önüne çıkan ilk örtüyü alıp vücuduna doladı. Onu böyle görmemeliydi insanlar. Adımlarını giderek hızlandırdı dolunay gökyüzünde yükselirken. Sonunda kendini ormanın kuytu köşelerine atabilmişti. Burada güvende hissediyordu. En azından bir cana kıymak isteyip kabileye yürüyene kadar sabah olur, tutulma biter ve tekrar insan formuna dönerdi. İnsanların canına kıymaktansa aç kalmayı tercih ederdi...

Dolunay tam yükseldiği sırada ansızın bedeni kurda dönüştü. Dışarıdan bakan herkes rahatlıkla kurt diyebilirdi ona ama normal kurtlardan tek farkı boyunun diğerlerine göre devasa oluşuydu.

Simsiyah tüyler vücudunu sarmalarken bir kükreme sesi duymuştu ormanın derinliklerinden. Hayvan içgüdüsü olsa gerek bir şeyler döndüğünü kavramıştı ve hızlanarak o yöne koşmuştu. Yaklaşınca çalıların arkasında soluklandı. Başını dikleştirip kulaklarını o yöne çevirdi, yerde biri vardı! Kahretsin! Hemen gitmeliydi. Bir kişinin daha ölümüne sebep olamazdı! Arkasını döndüğü sırada yoğun bir arzu bedenini titretti. Kan kokuyordu...

Bedeninin beyazlığı gecenin karanlığında parlayan siyah saçlı kız, sırtını boydan boya çizen pençelerin etkisiyle yere düşmüştü. Bunu fırsat bilen aslan hemen üzerine çömelip onu yemeye hazırlanmıştı. Bu olamazdı. Buna izin veremezdi! Her ne kadar kurt içgüdüleri baskın olsa da insan yönü ağırlaşmıştı o saniyelerde. O kızı kurtarmalıydı. Beki de kendi yemeliydi...

Başını dikleştirip sesli bir şekilde nefesini dışarıya verdi kurt adam. Bunu duyan aslan kulaklarını dikleştirip çalılara doğru baktı. Onu korkutmuştu çünkü cüssesi onun iki katıydı fakat bir sorun vardı, kızı bırakmıyordu!

İstemsizce Yesung' un ağzından tehditkar bir ulama döküldü. Aslan da ona karşılık verdi. Kalp ritmi giderek hızlanmaya başlamıştı ve ilkel yönü ağır bastı. Hızla aslanın üzerine fırlayıp onu yere serdi, dişledi ve pençeleriyle yaraladı. Aslan sinirlenmişti, pençesini kaldırıp tam üzerinde duran kurdun göğsüne geçirdi ve fena bir şekilde çizdi.

Bir an duraksadı Yesung. Göğsü fena ağrımıştı. Göğsünden damlayan kanlar aslanın sarımtırak tüylerini kirletiyordu. Bunu ödetecekti aslana! Buranın sahibi oydu, küçük bir aslana pabuç bırakamazdı!

Uzun bir boğuşma yaşandı ve aslan sonunda pes etti. Boyun eğdi ve sırtını dönüp hızla uzaklaştı. Hemen arkasını döndü kurt adam ( Yesung ). Burnuna dolan kan kokusu açlığını arttırıyordu. Artık çok geçti o kızı yeme arzusuyla dolmuştu tüm bedeni. Yavaşça ona yaklaşırken kız bir şeyler söylüyordu. Yabancı olmalıydı. Evet, kesinlikle yabancıydı!

BAĞIMSIZ SAVAŞÇIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin