Exclude

216 30 10
                                    

( The Moody Blues - Melancholy Man )

Sonra ne oldu biliyor musun anne ?

Dönüp dolaşıp yine şu tespih ağacının altına geliverdim. Hani şu her şeyin başladığı yere ; salıncağım .

Sen beni sallarken gökyüzüne ulaşmak isterdim.
Sen yokken gökyüzünü siktir ettim ve bu kez annemin beni sallamasını istedim.

Yani bilirsin , her insanın artık gökyüzünü düşünmek yerine dünya dertlerine daldığı bir dönem vardır . Senin ölümün bu dönemin gelişiydi benim için.

Dünya derdim ise var olabilmekti.

Bu derdi aşamadım , evet , orada muhtemelen benimle gurur duymuyorsun  . Var olabilmek için çabaladıkça üstünde yürüdüğüm ip inceldi ve bir gün kendi içimde bile var olamadığımı fark ettiğimde o ip kopma noktasına gelmişti.

Tam o sırada ne oldu biliyor musun anne ?

Dünya derdine düşmeme sebep olan o salıncakta otururken miladım yanıma oturdu , hayatıma doğdu .

Var olmak istedim.

Bu kez gerçekten istedim. Onun varlığıyla var olabileceğime inandım. Sevilmeyi beklemedim , bu kez ben sevdim.

Çok sevdim .

Onu tanısan sende severdin . Ona yeşil peri diyorum ve Prenses Harmonie , Hazz , İris , limon çiçeği...

Gördüğüm her şeyde karanlık bir detay aramak yerine onu arıyor ve buluyorum.

Şimdi bana bak , tespih ağacının altında üstsüz bir şekilde onu halen hayatımda bulabilir miyim diye düşünüyorum. Halen orada mıdır , ya orada değilse ?

Pekala .

Bunu öğrenebilmek adına arka kapıdan yavaşça süzüldüm . Bir süre durup evi dinledim ve salondan gelen tıkırtıları duyduğumda rahatça yukarı katın merdivenlerine ulaştım . Sessizce çıktıktan sonra büyük adımlarla odamızın kapısına ulaşarak derin bir nefes aldım ve yine sessizce kapıyı açtım.

Ah.

Ah...

Harry sigarasının dumanını üflerken bana döndü ve yeşillleri gözlerime takıldı. Bir çivi gibi takıldı hemde , öyle acı vericiydi ki benim için bu karşılaşma.

Elim kapının kolunda öylece dikildim karşısında , üstsüz ve yağmurun gazabına uğramış bir halde.

Ona koşup sarılmak ve yeter artık demek istiyordum ama hangi cüretle ?
Onun donuk yüz ifadesinin aksine öyle bir ifade oturmuştu ki yüzüme.
Bana baktı ve alayla dudakları kıvrıldı .

"Hah."

Tekrar pencereye dönerek sigarasına devam etti. Kapıyı kapatarak odanın ortasına yürüdüm ve öylece dikildim.

Yanına gidip yatağın ucuna otursam ne tepki verirdi ? Peki olduğum yere çöksem ? Şey .. en azından merhaba desem ? Saçmalama, sen harbiden budalasın.

"Ne var ? "

İrkilerek başımı kaldırıp gözlerine baktım. Bu da neydi ? Bu soğuk tını ona mı aitti ? Yoksa o tınıyı ilk defa ondan duyduğum için mi bu kadar şaşkınım ?

Hayır , bu tanıdık bir tını.

Ne var Louis , yine ne var , ne var ki yani ...

Anne 'in saçları , ince kaşları ve ah , Anne 'in yeşil gözleri.

 Cigarette and Ring  | ls.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin