Orada birinin olduğunu biliyordum.Biri orada durmuş ona ulaşmamı söyleyerek bana bakıyordu.
Bugün tatil günümdü ve Harry erkenden çıkıp projesini vermek için okula gitmişti. Bense sanki buna zaten alışkın biri değilmişim gibi evin içinde dolanıp duruyordum.İki kitap bitirmiştim ama hala tek yaptığım mutfak kapısının önünde durarak evyenin altında ki dolap kapaklarını izlemekti. Beni bu hale o getiriyor. Orada ki koliler.
Dayanamayacağımı biliyordum ve belki de Harry gelmek üzereydi ama yine de oraya giderek dolabı açtım ve kolileri üst üste yığdım.
Suçumu gizlemek için yapabileceklerimi düşündüm . Tamam , eğer bunları açar ve aynı şekilde bantlarsam hiçbir sorun çıkmayabilirdi.Sonuç olarak Harry onları burada gördüğümü bilmiyordu.
İşte dayanamıyorum.Kahretsin delirmemek elde değildi. Hele ki gönderenin kim olduğunu öğrendiğimden beri . Bu kutuları ona Anne gönderiyordu , biricik annesi.
Bu işten dönmemek için hızla bıçağı alıp çizgili yerlerden bantları ayırdım. Bu en eski tarihli kutuydu. Onun açmadığı bu kutunun içinde ne olduğunu görmek için çıldıyordum.
Doğru değildi yaptığım ama bunca zaman boyunca oğluna ulaşmayarak aniden bunu yapmasını garip bulmuştum ve şimdi , yaptığım buydu ve bir yandan olurda Harry çıkagelir diye kulağım kapıdaydı.
Kapaklarını iki yana açtığımda beklediğimin aksine bomboş bir kutuyla karşılaştım. Demek istediğim küçük bir polis arabasından ve bir zarftan başka hiçbir halt yoktu.
Zarfa uzanıp yırtmadan çıkartmaya dikkat ederek kağıdı aldım. Beraberinde çıkan fotoğrafta gamzeli Harry'i gördüğümde kalbimin çıktığını sandım. Sadece gülüşü Anne 'e benziyordu beden olarak. Ruhu da benzemiyordu. Harry , vicdanlıydı , masumdu ve özeldi. Hızla kağıdı açıp mavi kalemle yazılmış mektuba baktım. Gözümün önünde onun yazdığı gider hesapları geldi. Anne'in tuhaf yazısı. Harry bir erkek olmasına rağmen ondan güzel yazıyordu açıkçası.
"Sevgili oğlum" ile başlayan mektup gülmeme neden oldu . Ne sevgiliydi ama . Betona iyice yapışarak mektuba göz gezdirdim."Sana kızdığım zamanları ve minicik ellerinle bana karşılık verdiğin zamanları hatırlıyorum.Büyükannenin yeşil gözlerine baktıkça o gün çıkıyor karşıma ve tıpkı onun gibi yataklara düşüyorum.
Sana yapmamanı söylemiştim . Baban o evden gitmemi söylediğinde yaptığım tek bir hata yüzünden yıllarca Lorne ve huysuz oğluna katlanmak zorunda kaldım.Bir gece başlayan bir hata yüzünden seni , onu ve evimizi kaybettim . Tıpkı minik bebeğimizi kaybettiğim günki gibiydi her şey.
Olanları babana söylediğinde sana çok kızmıştım ama şuan sönmüş bir ateşin küllerini taşıyorum ve o zamanlar sadece altı yaşında olduğunu göz önünde bulunduruyorum.
Lorne öldüğünde benim yanıma geldiğine inanamadım ama seni gördüğüm an ateşin yerini büyük bir özlem kapladı Harold.
Çünkü sen bunu bilemezsin . Ben senin annenim. Lütfen bunu aklından çıkartma. Ben ve sen , yalnızca birbirimize aitiz."Mektubu hızla zarfın içerisine yerleştirdim , kutunun kapaklarını tekrar eskisi gibi bantlayarak onları dolaba attım.
Ellerim titriyordu. Kafam alt üst olmuştu. Düşündüğüm mantıklı tek şey bile yoktu.
Gerçekten emin olduğum tek şey Harry'nin bu kutuları neden açmadığıydı. O annesinin neler yazdığını ve nasıl biri olduğunu az çok tahmin etmişti.
Aslında Harry'e neden kızgın olduğunu , Harry'nin neyi babasına söylediğini düşünmem gerekirken beynimde dönüp duran tek şey "Lorne ve onun huysuz oğluna katlanmak zorunda kaldım" kısmıydı. Gözlerim doldu fakat yapmam gerekiyor.
Ağlama dedim kendime .O buna değecek biri değil , tek bildiği cam şekerler.. Sadece kes şunu.
Ama yine olmadı. Kendimi garajda yıllardır açmadığım kutunun yanı başında buldum.
Babamın nerede olduğunu bilmiyordum ama annem yaşadığı süre boyunca beni canını vermeye hazır bir anne gibi korumuştu. Onun başına sardığı mavi bandanayı çıkarıp boğazımı sıkana kadar sardım. Bu yaşamanın ve ölmenin arasında ki kısa dilimi hatırlatıyordu.
Bu kısa dilimi Anne yüzünden harap edecek değilsin dedim tekrar ama beynime , kalbime hükmedemedim.
Annemin resimlerine sarılarak ağladıysam güçsüz müydüm yani ? Aciz miydim , savunmasız mıydım ? Hayır bunlar normaldi. Aciz olmamın asıl nedeni gülmeyi beceremiyor , sırf kirlenmemek için insanlardan kaçıyor oluşumdu ancak Harry hem gülebiliyor hemde insanlarla iç içeyken bile onu kirletmelerine izin vermiyordu.
Onu deli gibi özledim.
Onun özlemi annemin özlemine karıştı.
Ben Lorne'ün huysuz oğlu değilim ve Anne bize katlanmak zorunda değildi. Hepsi birer yalandı işte.
Birkaç saat sonra garajdan çıkıp eve gittiğimde Harry için dönüyordum oraya.
O Anne 'in oğluydu ama onun gibi değildi. Onun sevgili oğluna koşuyordum böyle.
Ancak bu denli büyük bir özlemi onu yemek yaparken izleyerek bastırmaya çalışmıştım . Böylece Harry onu ne kadar özlediğimi asla anlayamayacaktı.
Yine de tekrar tekrar dönüp masaya bakarak neden hasta gibi olduğumu sorguluyor ama ağzını açarak bana bir şey sormaya cesaret edemiyordu.
Yaptığı yemeğide yiyemedim . Bir an evvel akşam olsaydı ve biz yatağa girerek birbirimize sarılsaydık diye düşünür olmuştum.
Fark etmeden , uykuya daldığımız anda birbirimize dolanarak iyi hissediyordum. Bugün böylesine derin bir yarayı aldığımda onun sayesinde eskilerin ne kadar çabuk kabuk bağladığını görmüştüm işte.
Harry masaya süt bardağını bırakıp elini omzuma koyarak eğildi ve yüzüme baktı.
"Yemek yemedin ama en azından sütünü içsen.. Böylece erkenden uyuyabilirsin ."
Pek fazla süt içmezdim , en son içişimi de hatırlamıyordum ama onu kırmamak adına hızla yudumlayıp masaya bıraktım . Gülümsedi ama gözlerinde ki sıkıntıyı görüyordum.Beni bu halde görmeye katlanamıyordu o ama ne ironikti ki buna neden olan sevgili annesiydi.
O kutuyu izinsiz açarak belamı bulmuştum anlayacağınız.
Sigara kutumdan hiç almadan masaya fırlattım ve ayağa kalktım . Akşamdan bu yana ilk defa konuştum.
"Ben uyumaya gidiyorum."
"Hey"
Ona döndüm.
"İstersen dışarı çıkıp yürüyebiliriz . Biraz açılırsın .. Ya da kahveyi seviyorsun , hem iyi bir yer biliyorum."
Heyecanla yüzüme baktı.
"Harry" dedim sıkıntıyla.Çekiniyordum.
"Sadece.. bu gece benimle uyur musun ?"
Gözleri parıldadı ve tüm prensiplerini yıkarak bulaşıkları evyenin içine attı.
"Louis.."
Ellerini omzuma koyarak kapıya döndürdü bedenimi.
"İyi gelecekse her zaman uyurum."
Hiçbir şey söylemedim. Sadece o yanımdayken daha iyiydim ve biliyorum ki daha iyiydik.
Sessizce gerçekleşti yatağa girişimiz.Ben sadece tişörtümü çıkarıp köşeme kaydım. Harry ise sadece iç çamaşırlarıyla kalana kadar soyundu.Oysa ki ilk geldiği gün giyinmek için odadan çıkıyordu ama bir kaç gün içerisinde çıplak kalmayı sevdiğini anladım. Bu konularda oldukça rahattı. Yatağa girip üzerimizi örttü ve saçlarını arkaya atarak yüzünü bana çevirdi.
Yeşil gözleri mavi gözlerimde dolaşıyordu.Bir süre yeşil gözlerini gözlerime dikti.Düşünceliydi ve bense hiçbir şey düşünemez halde .Sonrasında elini kaldırdı büyük bir uyuşuklukla. İşaret parmağı ve baş parmağı çenemi sardı. Tenimin ve ruhum acı mı çekiyordu yoksa iyileşiyor muydu seçemedim.
Sadece bana karşı bu kadar düşünceli oluşu neredeyse ağlamama ve gardımı tamamen düşürerek annesinden nefret ettiğimi söylememe neden olacaktı. Neredeyse.
Baş parmağıyla yeni çıkan sakallarımı okşadı bir süre , öylece sessizce.
Bunu yaptığı için kalbimi hissedemiyordum. Beni deli ediyordu. Bana dokunması için çıldırır oluyordum sonrasında. Parmağının pürüzleri , yavaşlığı , gözlerinde ki sis.
Yeşil gözlerini gözlerime kitledi. Elimi ona uzatmak tıpkı yanağımı okşadığı gibi onun kirpiklerini okşamak istedim ama bu fazla olacaktı. Bir açıklamaya mecbur kalacaktık çünkü hiçbir dostun diğerine bunu yaptığını görmemiştim.
Dudakları hareket etti ve fısıldadı."Sormamak için direndim ama .."
"Seni ne ağlattı böyle ?"
Ah , halbu ki gözlerimin kızarıklığı geçmişti. Dolu falan değillerdi ama o anlamıştı. Susmaya devam ettim.Anlatamazdım. Beceremezdim.
Yanağımın üzerinde küçük ürpertiler bırakan parmaklarına sarıldı ellerim. Gözlerini ayırmadı.
Elini çevirdim ve ay sembolü olan parmağına küçük bir öpücük kondurdum.
İşte annemi öpmüştüm.
"İyi ki buradasın" dedim sessizce ama bunu ona mı yoksa anneme mi söylediğimi bilmiyorum.
"İyi ki buradasın" dedim tekrar. Her ikisine de söylemeliydim.
Harry öptüğüm parmağını oynatarak bileğimi tuttu ve beni göğsüne çekti.
Aramızda ki bu yakınlığın nedenini sorgulamadık ikimizde.Yaralarımız birbirine yakındı sadece. Bu yüzden göğsüne sokuldum ve büyük kalbinin büyük gürültülerini dinledim.
Benimki bu gece bastırmıyordu onu.Sanki bir süre dinlenmesi gerekmiş gibi durmuştu.N :
Uyan, ikimizinde uyanmaya ihtiyacı var
Belki eğer bununla yüzleşebilirsek
Bunu başarabiliriz
Yakınlaşırız, belki yakınlaşırız
Eskisinden daha güçlüyüz, evet
-Same Mistakes
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Cigarette and Ring | ls.
Fanfiction" Uzun sigaraları severim. " " Yüzükleri severim ." " Sana sigara alabilirim . " " Sana yüzük alabilirim. " " Sadece yanımda da kalabilirsin ? " " Kalırsam bana sigara alacağına söz verebilir misin ? "