ŞİMŞEK

1.1K 163 84
                                    

''Lou ! ''

Gözlerimi zorlukla aralamaya çalıştım ama o kadar uykum vardı ki sadece bir anlığına sesinin hayalden ibaret olduğunu düşündüm fakat elleri omuzlarımı sarmıştı.

'' Uyan Louis ! Lütfen ..''

Hayır , bu tamamen gerçekti . Harry , baş ucumda duruyordu .

'' Harold ? ''

'' Louis ..''

Sesimi duyduğu için onu ilk defa bu kadar mutlu görüyordum .

'' İyi misin ? ''

Kalbim hızlı hızlı atmaya başladı . Sadece böyle bir şeyi beklemiyordum , o kadar.

Birden gök gürledi . Hemen sonra Harry'nin sıcak kollarının boynuma dolanması ile şaşkınlığım iki kat arttı .

'' Harry..''

Sesim niçin bir fısıltıya dönüşüyordu böyle ? Kollarımı geniş sırtına dolayıp onu kendime çektim. Yüzünü boynuma gömdü. Dudaklarımı kulağına yaklaştırarak mırıldandım .

'' İyi misin ? ''

Küçük bir sessizlik oluştu. Öylece kırdığı dizlerinin üzerinde başını boynuma gizlemişti ve hareket etmiyordu. Endişelenmeye başladım .

'' Harry , bana şimşekten korktuğunu söyleme'' diyebildim. Karşılığında tek yaptığı ondan ayrılmamam için kollarını daha da sıkılaştırmak oldu . Adeta kollarının arasında uysal bir şeye dönüşmüştüm. Ne dese , yapmak için hazırdım . Fakat burnumu boynuna indirdiğimde keskin bir votka kokusu aldım . Eh , bu tüm bu halleri için mantıklı bir açıklamaydı .

'' İçtin mi ? Sen ? Harry , sen içtin mi ? ''

Oysa ki bunun cevabının ne olduğunu adım gibi biliyorum. Ellerimi omuzlarına koyup onu geri çektim . Gözlerini sıkıca yummuştu ve göz kapakları titriyordu .

'' İçtin değil mi ? Neden daha önce değilde bugün ? Bir şey mi oldu ? ''

Sorularımı duyup duymadığı bir muammaydı . Ardından tekrar şimşek çaktı fakat o kadar gürültülüydü ki ben bile yerimden sıçradım . Harry , kollarımın arasında tekrar yerini aldı ve beni yatağa iterek göğsüme tırmandı .

Tanrı aşkına , kalbimin hızına yetişemiyorum .

Aptal olma , Louis.

Bir şey yapacağını sanıyorken kafasını kolum ve göğsümün arasına gömdü.

''Harry''

Şok olmuştum .

'' Şimşekten korkuyorsun ? ''

Avucunun arasına aldığı tişörtümü sıkmaya başladı.

'' Gökyüzünün ne kadar kızgın olduğunu görmüyor musun ? ''

Dudaklarımın kıvrılmasını engellemedim . İçimden gülerek ağlamak geçti. Tapılası derecede masum , korkulacak derecede iri ve güçlüydü , yani tamam , en azından benim açımdan . Boğuk , kalın sesi güven veren korumacı bir erkeği andırıyordu fakat şuan ihtiyacı olan şeyin güven olduğu barizdi . Sokak lambalarının vurduğu yüzünün güzelliğinden de haberdar değildi . Yüzüne dökülen saçları , titreyen uzun kirpikleri ... Dünyanın en güzel prensesi o olmalı . Anne'in güzeller güzeli oğlu .
Nasıl bu kadar masum olabilir ? Düşünmeye başladım . Belkide insanlar onunla uğraşmayı seviyorlardı ve o başına gelen bütün kötü olaylardan sonra böylesine masum düşünmeye ve temiz kalmaya çalışmıştı.

 Cigarette and Ring  | ls.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin