Masahiko Satoh - Belladonna of Sadness
"Koşmak istiyorum anne , böyle deli gibi . Kulağımda hüzünlü , ilham dolu bir ses yankılanırken budala dolu güruhu arkamda bırakarak dizlerim yorulana kadar , kara göründüğünde hissettiğin ümit gibi bellediğin uçuruma koşmak istiyorum ve sonra durursun . Birden . Ellerini dizlerine koyup soluklanarak , gözlerin etrafta süzülür . Bu hissi biliyorum. Ben küçükken çok mutlu olduğumda da böyle hissederdim ama şimdi.. Mutluluğun doruğu değil nedeni . Korkuların zirvesinde geziyorum. Yine de bu iyi bir şey mi dersin ? Hissetmek .
Diyeceksin ki , yeniden hissetmeye başladın. Bu iyi bir şey mi ?
Sana söylemem gerekenler var . Bilmen gereken sırlar . Belki de orada çoktan Lorne ile yüzleştiniz , olabilir mi ? Söylemem gerekenleri belki de öğrendin , bu boktan yerden gittiğin anda belki de . Yine de ben...sana bunu söyleyemiyorum. Dilim dönmüyor çünkü ben seni hep güldürmek istiyorum. Güldüğünde dudaklarının hemen yakınında çıkan minik çukurları sevmek istiyorum. Şimdi Harry ' i güldürüyorum anne ve o zaman sanki biz senin için gülmüşüz gibi hissediyorum. Onu o denli seviyorum işte. "Başımı o beyaz mermere yasladım . Annemin adını taşıyan bu mermere ne zaman yaslansam annemin dik duruşunu hissederdim ve sanki onun omzuna yaslanmışım gibi sökülürdü lâl olmuş dilim.
"Bana neden korktuğumu soruyorsun ama gülersin , biliyorum. Biri benimle arkadaş olmak istiyor . Onu engelledim . Korktum . Onun sırlarını bilmekten , onu tanımaktan ve sonra koruyamamaktan . Anne ben.. dürüst olursak ; birilerine sunulmaktan korktum. Önüne konulan bu tabağı beğenmez ve iterse o yemek çöpe mi gider sence ? Ben .. o kadar çok birilerinin beni sevdiğine inandım ve sonra farkındalıkla vurguna uğradım ki . Şimdi bu kalenin bozguna uğraması ihtimaline karşın öylece durabilir miyim ? Harry ne yaptı ? Neden ona dur diyemedim ? "
Ve sonra şaçlarını okşadım . Mezarlığın etrafında sekip duran küçük serçeleri izledim.
"O insanı geri çevirmeli miyim anne ? Yoksa ona yardım mı etmeliyim ? Sanırım cesaretimi arttırmak için daima kendime bahaneler buluyorum. Evet , ben buna ihtiyaç duyuyorum."
Zayn ve Liam birbirleriyle uğraşırken bizden uzaklaşacaklar. En azından Liam..
Bir süre daha oturdum orada . Ardından uzun bir yokuş inişinden ve yürüyüşten sonra tren garına girdim. Şimdi Canterbury 'e dönecektim . Annemin Londra mezarlığında , büyükbabamın yanında uyumak isteyeceğini biliyordum. Yalnız hissetmeyecekti ve ben eve dönerken onu ardımda birine emanet ederek bırakacaktım.
Bana söylenen vagona bindim . 'Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu' nu çıkarttım ve bugüne misafir olmak isteyen insanı bekledim. Bunun için bu kitabı seçmiştim çünkü...Çünkü kendime güvenmiyordum işte . Birden kalkıp gidebilirdim. Ona yardım etmekten vazgeçebilirdim. Biliyordum , biliyordum.
Bugünden itibaren bir şekilde benim hayatıma girecek ve ben ona değer verecektim. Sunumumu önemsemeyecek ; sıkıcı , boğucu benliğimle ilgilenmeyecek olsa bile bu kez onu kaybetmekten korkacaktım. James 'i koruyamadığım gibi onu koruyamamaktan . Evet , James'ten kendimi sorumlu tutmamalıydım ama bunu bir şekilde başarıyordum işte . Zira yaşananlara engel olamamak beni kahretmişti.
Her neyse . Bu kitap onu beklerken düşüncelerimi itmeme neden olabilecekti işte ; ki öyle de oldu.Onun boş vagona bakındığını hissettim ve karşıma oturdu. Kitabımı okumaya devam ettim çünkü bu konuşma 'Budala' nın giriş konuşması olmayacaktı.
"Merhaba" dedi.
Başımı kaldırdığımda yine ilk olarak onu gördüm . 'Awkward' yazılı bilekliğini . Londra'nın garip havasına uygun olarak kapüşonunu örtmüştü ve uzayan saçları sola yatarak alnına dökülüyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Cigarette and Ring | ls.
Fanfiction" Uzun sigaraları severim. " " Yüzükleri severim ." " Sana sigara alabilirim . " " Sana yüzük alabilirim. " " Sadece yanımda da kalabilirsin ? " " Kalırsam bana sigara alacağına söz verebilir misin ? "