'' Gerçekten hiç üşenmeden , her gün bana yumurtalı tost yaptığın için sana minnettarım .''
Harry , elmacık kemiklerini gün yüzüne çıkartarak gülümsediğinde , buna neden olduğum için kendimle gurur duydum . Sanki bir şekilde bunu yapmak hayatıma anlam kazandırıyordu . İşte diyordum içten içe , artık tamamen boş bir adam değilsin .
'' Eğer benden başka bir şey isteseydin minnetinin bir anlamı olurdu ama bu tost benim için çok kolay .''
Dudaklarım kıvrıldı .
'' Gerçekten çok alçak gönüllüsün , cidden belki de sadece bu yönden annene benziyorsun .''
Ben , normalin aksine tuhaf bir şekilde kocaman gülümserken , onun gülümsemesi tıpkı o gün gördüğüm de ki gibi soldu . Ne demiştim ki şimdi ? Bir şey söyleyecek oldum ama hemen sonra bundan vazgeçip , her zaman ki sessizliğime gömüldüm . Harry , yine üstsüz bir şekilde karşımda oturuyor ve tostunu dişliyordu.Çatal elimde öylece ona baktığımı bir süre sonra fark edip üzerinden buhar yükselen tostumu ısırdım . Masanın kenarında ki sabah aldığı gazetesini açarak bütün ilgi odağımı alt üst etmişti. Bu bir yerde kendime gelmeme neden oldu ancak içimde mızmızlanan yaramaz bir çocuğun olduğunu hissettim . Onu gördüğüm ilk andan beri oradaydı ve ''izlemek istiyorum , banane , izlemek istiyorum '' diyerek bağırıyordu . Onu tutup , poposuna şaplak atarak cezalandırdım ve kahvaltıma odaklandım fakat biliyorsunuz , ben iyi bir tüketici değildim .
Tostumdan birkaç ısırık aldığımda masa titredi . Benim olmayacağından emin olduğum için hemen Harry'e baktım . Telefonuna uzanıp ekranına baktı . Ardından - son söylediğim şeyden sonra sessizliğini bozmayacak sanmıştım - merhaba Stella , dedi . Stella isimli kız , ince sesiyle , neşeyle konuşuyordu ve bunu duyuyordum .
'' Evet , evet biliyorum . Hayır ama tarif edecek bir arkadaşım var . Bilmiyorum . Onunda gelmesi sorun olur mu ? ''
Dönüp yeşil gözlerini bana dikti.
'' Elbette , iyi bilirim .''
Tüm ışıltısıyla kahkaha attı .
'' Henüz erken olduğunu düşünüyordum. Bundan sonra hep mi ? Bana uyar Stel . Seni kırmak istemem .''
İstemezdi . Neden istesin ki ? Çünkü o iyilik meleği Harold Edward...Üşeniyorum .
'' Evet , hoşçakal . İyi yaşa .''
Güzel altmışların nazenin kahkahasını koyverdi . Ah altmışlar , severim... Çok severim . Telefonunu masaya bıraktı ardından gözleri gazetedeki kaldığı sayfaya ilişti . Tırnağını iri manşete vurdu .
'' Tanrım , çocuklar bile kafayı yemiş . Bitiyoruz Louis , gün geçtikçe dünyanın göreceli boktanlığı içimize işliyor. ''
Öyleydi . Gülümsemeye çalıştım . Boktan göreceliğe Stella gibi kızlarda dahil miydi ? İnce sesleriyle , neşeli bir şekilde konuşarak , güzel şeylerden bahsederler. Sanki hayatının mükemmel olması için ona ihtiyacın varmış gibi hissedersin. Neşe kaynağı gibi görünür ve bu sayede insanların gözlerinde daha katlanılabilir bir hal alır ve elbette , benim gibiler bunu yapmadığı için bize , bana , Louis Tomlinson 'a hiç kimse , hiç kimse katlanamaz.
Cebimde ki sigara paketine uzanıp bir tane çekerken Harry'nin kirpiklerinin üzerinden bana baktığını gördüm . Çakmağa uzandığım sırada sandalyenin kenarlarından sarkıttığı uzun biçimli bacaklarını topladı ve elime doğru uzandı.
'' Hey ! ''
Elimi çektim .
'' Ver şunu lanet olasıca ! ''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Cigarette and Ring | ls.
Fanfiction" Uzun sigaraları severim. " " Yüzükleri severim ." " Sana sigara alabilirim . " " Sana yüzük alabilirim. " " Sadece yanımda da kalabilirsin ? " " Kalırsam bana sigara alacağına söz verebilir misin ? "