"Ne yap yap, kurban gitme kışın zalim eline,
Özün arıtılmadan, yaz'ı almasın senden "Son yudumunu içtiğim bira şişesini dudaklarımda gezdirdim . Bir yenisini daha açmak cesaret istiyordu. Harry orada durmuş elinde ki sarı sayfada yazılı soneyi okurken bacaklarının arasından ona ulaşmaya çalışıyordum. Harry güldü. Bir yenisini açmak cesaret isterdi diyorum çünkü iki şişeden fazlasını içmemem gerektiği konusunda uyarıda bulunmuştu.
"Bir şişeye bal akıt, bir yere bir hazine" dedim kıkırdayarak. Çok fazla gülmek istiyordum. Aslında bu kirli gecenin beni utandırması gerekirken aksine tam bir arsıza dönüşmüştüm. Çikolatayı ilk tadan bir çocuğun hisleri gibiydi hissettiklerim. Daha , daha fazlasını arzular olmuştum.
"Sun güzel hazinenden, kendin sona ermeden.
Bu iş haram değildir, tefecilik de değil:
Sevinç verir gönüllü borç ödeyenlerine
Görevin bir başka 'sen' yaratmaktır, bunu bil; "Şişeyi bacaklarının beyazlığında yuvarlayarak kasıklarına ulaştığımda gülerek okumaya devam etti. Benimle eğleniyordu.
"İşte on kat mutluluk: on gelir bir yerine.
On kat büyük bir görkem doğar gür benliğinden
Ortaya senin eşin on tane sen çıkar da "Benimle ilgilenmeliydi.
Hala inatla okumaya devam ettiğinde şişeyi bir kenara bırakarak beyaz tenine küçük öpücükler bıraktım. Ses tonu koyulaştı. Bordo çiçekleri düşündüm. Öpücüklerim beyaz teninde bordo bir güle , bordo bir kan lekesine dönüşecek olsaydı o şaraba benzerdi. Ya da çiçekleri ve kanı bedeninde taşıyacak eşsiz bir doğa . Um , tanrıça gibi. Kan , yapraklar .Sarhoşsun.
Sesinin renginin değiştiğini fark etsemde durmadı. İnadı bir oyuna dönüyordu .
"Ölüm, eli böğründe kalırdı göçünce sen
Bırakırdı, yaşardın gelecek kuşaklarda. "Bacaklarını ayırarak karnından başlayan bir yol izledim. Kuşlara vardığımda beni izleyen gözleri kapanıp zevkle kirpikleri titrerken sonenin devamını getirecekti . Parmaklarımı kızarmış dudaklarına bastırdım.
"Vazgeç inattan: Öyle güzelsin ki olmasın
Ecel senin fatihin, solucanlar mirasçın. "Dudakları , gözlerinde gördüğüm huzurla kıvrıldı. Parmaklarımı dudaklarının çizgisinde gezdirdim. Yanağımı okşadı , kıkırdadı.
" Sana okuduğum her sonenin devamını getirmene deli oluyorum."
Boynunu öptüğümde sesi kısıldı ve yanağını boynunda ki kafama bastırdı. Çok güzeldi , çok. Kahretsin , herkes onun güzelliğini almak isterdi. Ya kendi güzelliğine katmak için ya da kendini yakma arzusuyla.
" Sheakspeare ile yattığım her gece bana bunları okurdu Harry ."
" Onunla yatmadın." dedi gülerek.
"Ve onun sana yazdığı hiçbir soneyi ezberlemedin. "
Başımı boynundan kaldırarak gözlerine baktım ve itiraz ettim.
" Karısı dışında kimseyi aldatmadı ."
" O karısı dışında kimseyle yatmadı " dedi huysuzlanarak. Beni üstünden itti ve göğsüme uzandı. Parmağı tenimde haritasını çizdi. Büyük atlas.
" Seni ilk ben düzdüm."
"Siktir git " dedim tavanı izlerken ancak elimi gider korkusuyla saçlarından çekmemiştim bile. O bunların hiçbirini , tek lanet birini bile bilmeyecekti.
Güldü.
" Biliyor musun , seninle bu yatakta sevişeceğim için çok korkmuştum. Bu yatak bir cehennem , bunu biliyorsun. İkimizde yanar ve birbirimizi acıtırız diye ama yanılmışım."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Cigarette and Ring | ls.
Fanfiction" Uzun sigaraları severim. " " Yüzükleri severim ." " Sana sigara alabilirim . " " Sana yüzük alabilirim. " " Sadece yanımda da kalabilirsin ? " " Kalırsam bana sigara alacağına söz verebilir misin ? "