1.
Tik tak tik tak
En tanıdık o ses . Gümüş saatin küçük mırıltıları . Sessizliği var eden o ses . Sessizlik burada , bu evde , yanımda , içimde ...
Zaman kaybetmeye alışıktım . Günler akıp gidiyor .
Geçen yalnızca birkaç gün , o kadar uzun geldi ki yerimde duramaz oldum . Sanki , yıllarca bomboş bir şekilde yoluna devam eden ben değildim de şuan bir şeyler yapmak için harekete geçmem gerektiğini varsayıyordum .Çünkü yanımda , onu göremesem de , devamlı hareket halinde olan biri var . Durmadan bir yerlere giden , bir şeyler yapan , bir şeyleri araştıran , insanlara gülümseyen , bunu insanlara olan borcu gibi gören biri var. O , durmak bilmeyen Harry .
O yanımda olduğundan beri , sevdiğim her şey önemini yitirdi . Uyumak , bunun dışında kitap okumak , sahanın boş olduğu saatler -ki akşam saatleri oluyor bu - boş kaleyle savaşmak . Şu birkaç gündür bunları yaparak ondan kaçıyordum . Gündüzleri o kaçıyor , akşam o gelmeden önce ben gitmiş oluyordum . Gece eve geldiğimde , salonda olduğundan emin olarak odama çekiliyorum. Nedeni , onunla yüzleşemeyecek olmam . Bilirsin , söylenecek hiçbir şey yok.
Sadece , artık şundan eminim. Harry , benim için burada kalmıyordu . Eğer öyle olsaydı , tüm bu olayların üzerine Fransa'ya dönebilirdi. Başka bir yere gidebilir , Anne'i arayabilirdi.
Aramadı , gitmedi ki artık burada kalması için hiçbir sebebi yok çünkü ben , inanmak istemesem de içten içe öyle biriyim. Böyle biri için , bir şeyler yapmak istemek , aptallık olur .
Onun olmadığı saatleri , yani gündüzleri , yaptığım en iyi şey ; bahçe , ev ve teras arasında dolaşıp farklı farklı yerlerde kitap okumaktı .Ortam bir süre sonra o kadar sessizleşiyordu ki saatin tik takları , kitapta ki karakterden çıkmam ve aslında olduğum kişiye dönüşmeme neden oluyordu .
Bir şekilde , içten içe , Harold'ı bekleyen o kişiye.
Sonra o sesle baş başa kalıyordum . Sessizliğin sesi.
Onun şuan ne yaptığını tahmin edebiliyorsun değil mi ? Stella gibi sahtekarlarla birlikte ve senin aksine o , sahtekarlarla oldukça mutlu olabiliyor , hemde sahtekar olmadan .
Yalan söylüyorsun .
Öyle mi ? O zaman sen söyle , sence ne yapıyor ?
(...)
Evet , bunu sende biliyorsun . Ya sen ? Sen ne yapıyorsun ?
Bana acı çektirmek için buradasın .
Bunun ne önemi var ? Söyle , sen ne yapıyorsun ? Peki buna bir cevabın var mı ? Yakın zamanda paran bitecek Louis . İşte o zaman , ne kadar boş olduğunu daha iyi anlayacaksın .
İşte sırf bu yüzden Canterbury 'nin sokakları arasında dolaşıp duruyordum . Hafta sonu olduğu için katedralin yakınları oldukça kalabalık ve resmen , İskoç akınına uğruyordu . Bu yüzden otobüse ya da metroya binmeyerek yürümeyi tercih ettim. Küçük yerlerde onlarca nefes daralmama neden oluyordu çünkü.
Ama aptal sessizliğe uyarak gaza gelmek tıpkı benim gibi salakların yapacağı türdendi çünkü bana verilen adresi bile bulamıyordum . Bir balıkçı dükkanına girip yaşlı bir amcaya sorsam da verdiği tarifte öyle bir yer yoktu . Burası tamamen kafelerle dolu ve sokak tümüyle İrlanda viskisi ve kahve kokuyor . Siyah çizgili beyaz evlerin aksine koyu yeşil , Perta de Boho isimli kafeye girdim .Dışında ki küçük fenerler onu seçmeme neden oldu. İçerisi dışarıya göre o kadar sıcaktı ki anında tüylerim ürperdi . İnsanların ilgisini çektiğimden başımı öne eğdim. Kasada duran sarışın kız gülümsedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Cigarette and Ring | ls.
Fanfiction" Uzun sigaraları severim. " " Yüzükleri severim ." " Sana sigara alabilirim . " " Sana yüzük alabilirim. " " Sadece yanımda da kalabilirsin ? " " Kalırsam bana sigara alacağına söz verebilir misin ? "