Oscar and the Wolf - Joaquim
Ardından bakarken uzandığım yerde tişörtümü yavaşça aşağı çektim. Kabul etmek gerek , derin bir korku duyuyordum.
Sonra ayağa kalktım ve salonun pervazına yaslanarak sarı ahizeyi kulağına yaslayan Harry 'nin yüzüne baktım.
"Merhaba " dedi kaşlarını çatarak. Anne 'in numarasını engellediğimizden bu yana telefon pek sık çalmamıştı ve o da , şimdi çalıyor olmasını garipsiyordu . Dudağımı ısırdım. Hemen şuan ahizeyi elinden çekebilirdim ?
Boğuk bir ses işittim hemen sonra. Harry aniden bakışlarını bana çevirdiğinde derin bir soluk aldım . Siktir dedim , siktir o kaltak bunu cidden yaptı !
"Evet evet , kahverengi olan . Size adresi mail atacağım , teşekkürler. Evet , söyledim ya . Mail yoluyla bunu halledebiliriz . Ev telefonu ya da özel numaramla bana daima ulaşamayabilirsiniz . Devamlı müsait olmuyorum."
Büyük bir rahatlamayla tişörtümün eteklerine asılmış , lila çorabımı inceliyordum.
" Size mail atacağım , iyi günler ."
Harry ahizeyi sertçe yerine bıraktığında üzerimde hissettiğim bakışlarıyla başımı kaldırıp ona baktım.
Yeşil gözlerini kaçırarak komodinin üzerinde ki beyaz porselen vazoya dikti. Sanki birden sessizleşmişti . Bunun neredeyse sevişmek üzere olduğumuz bir anın bölünmesine bağlıyordum.
"Kimdi ?" Dedim hala bir parça ürkerek .
Ah , hâlbuki Louis Tomlinson hiçbir şeyden korkmazdı .
Korkmazdı tabi . İnsanın korkusuz olması için ya kaybedecek bir şeyinin kalmaması gerekirdi ya da sahip olduğu hiçbir şeye bağlanmaması .
İşin kötü yanı ben , bütün bunları bilerek , görerek , hissederek ona bağlanmıştım . Şimdi elbette ki Anne gibi ucuz bir insanın oyunları karşısında aciz bir korkağa dönüşecektim. Birisini severek bu bedeli hak etmiştim ben .
"Kürk " dedi Harry , hala bakışlarını bir o yana bir bu yana kaçırırken.
" Sipariş verdiğim turkuaz kürk ellerinde kalmamış ve bende kahverengi olanı istedim. Özel tasarımdı . "
Onu turkuaz kürkün içerisinde hayal ettim.
"Turkuazı tekrar üretemezler mi ? "
O an gerçekten ona turkuaz bir kürk almak istiyordum .
"Boşver " dedi. Terliklerini yerde sürüyerek yanımdan geçti ve salona ilerledi . Hala pervaza yaslanmış alttan alttan onu izlediğim sırada kanepede ki büyük ceketi eline alarak bana döndü .
"Şunu giy Louis ."
Ve buradan şu karara vardım. O bok sarısı telefonu çekiçle on parçaya ayırmalıydım.
"Üşümüyorum " dedim inatla . Daha çok dışarıdan dövülesi bir çocuk gibiydim hep , biliyorum.
Ceketi açtı ve kaşlarını çattı .
Bir çok açıdan onun için değişebilirdim ama huysuzluk yapmak bu dünyada en zevk alınası şeylerden biriydi.
Ona yaklaştım ve kolumu omzuna atarak elimi boynuna doladım. Bazen benden bu kadar uzun olduğu için tepesinde gezmek istiyordum.
Bu gerçekten kahrolası bir sorundu bu yüzden yavaşça ayaklarına basarak bir nebze yükseldim.
Ceketi bırakmadı fakat bakışları yumuşadı . Merak ediyordu . Evet , bunu o güzel gözlerinde görebiliyordum. Ne zaman o kocaman açtığı gözlerine baksam siyah bir kafesin içerisinde yeşil ağaçlar görür gibi oluyorum. Ne o ağaçları özgür bırakmak geliyor içimden ne de parmaklıklara sarılarak o ağaçları izlemek. Ben o yeşilleri suluyordum. Onlar parmaklıklara dolanarak büyüyor , büyüyor ve bana uzanıyorlardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Cigarette and Ring | ls.
Fanfiction" Uzun sigaraları severim. " " Yüzükleri severim ." " Sana sigara alabilirim . " " Sana yüzük alabilirim. " " Sadece yanımda da kalabilirsin ? " " Kalırsam bana sigara alacağına söz verebilir misin ? "