betulyavuuz a özel mesajından dolayı teşkkür ederim , bu gece yazmama neden oldun.
The Beach 'e armağan olsun.
-Saksımızda ki çiçekler açmaya başlamıştı fakat hala Canterbury' de yağmurlu günler geçiriyor , şemsiyesiz , ceketsiz nadiren dışarı çıkabiliyorduk. Yine o günlerden biriydi. Hafta sonuydu. Ellerimde tuttuğum iki demet kır çiçeğiyle St . Martin bakım evine yürüyordum. Uzun bir süredir evden çıkmadığım ve hırsla Niall 'ın verdiği sanat tarihi notlarına hazırlandığımdan - nedeni sadece Harry ile aynı sınıfta olmaktı -Stan ile görüşemiyorduk. Hem onu görmeyi , hem de Mona ve Monica 'yı ziyaret etmek için gidiyordum.
Stan beni sevinçle karşıladı. St. Martin fazla sessizleşmişti. Koridorları boyanmış , boş beyaz bir kutuya dönmüştü. İyi diye geçirdim içimden. Beyazı tek başına hiç sevmiyordum , gözlerimi acıtıyordu adeta.
Bir kahve içip çiçekler boyunlarını bükmeden Mona 'nın yanına gittim. Neyse ki Monica 'da Mona 'nın yatağının yanında tekerlekli sandalyesinde oturuyordu. Beni görünce ve Monica sesimi duyunca ikisininde yüzleri aydınlandı. Uzun bir süre sonra onları görmek ve onların benim geldiğim için mutlu olduklarını bilmek beni öylesine mutlu etti ki konuşmak ve onlara iyi haberler vermek istiyordum.
"Louis .." dedi Mona ellerime uzanarak.
"Nerelerdeydin ?"
"Özür dilerim Mona , çok yoğundum fakat ilk boşlukta buraya geldim." diyerek ellerini tuttum. Onlarla yakınlığım artık beni hiçbir türlü rahatsız etmiyordu. Aile kavramı soyut olduğu kadar somuttu ve eğer siz , geçmişte yaşadıklarınızla kavramlara bir anlam yükleyerek onu değerlendirirseniz toplumun size biçtiği fiyatlarla yaşardınız. Yaşananlar bana ailenin kötü bir şey olduğunu gösteriyor gibi olsa da istersem bu kavramın anlamını iyi bir şeye çevirebileceğimi biliyordum. Ruhum acıyla dolduğu kadar , o acılar beraberinde umududa getirmişti çünkü ilk defa yanımda yahut uzağımda , her türlü varlığını hissettiğim biri vardı. Umutluydum. Bu kelime beni korkutsa da - hayalkırıklığı yaşayacağımdan mütevellit - deneyecek kadar cesaretimde vardı.
Bu yüzden aile kavramının içini soyut ve somut olarak dolduracaktım.
"Bunlar bizim için mi ?"
"Çok güzeller " dedi Monica parmak uçlarıyla çiçekleri okşayarak ne olduğunu seçmeye çalışırken.
"Kır çiçekleri ?" diye sordu.
"Evet Monica , sana onun kibar bir beyefendi olduğunu söylemiştim. Louis , Stan cam işleme kursuna gitmeme izin vermiyor ."
"Cam işleme mi ?"
Şaşırmıştım.
"Evet . Monica 'da yakma sanat kurslarına gidecek. Bizim için onunla konuşur musun ?"
Üzgün yüz ifadesine ve ve çattığı açık sarı kaşlarına baktım.
"Denerim ama ikisi de çok tehlikeli . Eğer kurs , bakım evinde olursa sizin için uygun olabilir."
" Harika fikir " dedi Monica. Saçlarını balık sırtı örmüş ve örgüsünü omzuna atmıştı. Omuzlarının daha çok çöktüğünü görebiliyordum.
"İyi misiniz ?"
Bu soruyu özellikle Monica 'ya sormuştum.
"İyiyiz " dedi sessizce.
"Louis , hayatım . Blaire 'i çağırır mısın ? Uyumak istiyorum."
"Pekala "
Hemen ayağa kalkıp hemşireyi çağırmaya gittim. Yine öfkelenmesinden ve bağırmasından korkuyordum çünkü ne yapmam gerektiği hakkında zerre fikrim yoktu.
Blaire , Monica 'yı götürmeden önce kemiklerimi kırarcasına sıktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Cigarette and Ring | ls.
Hayran Kurgu" Uzun sigaraları severim. " " Yüzükleri severim ." " Sana sigara alabilirim . " " Sana yüzük alabilirim. " " Sadece yanımda da kalabilirsin ? " " Kalırsam bana sigara alacağına söz verebilir misin ? "