"Neden içeri gelmedin ? Ne zamandır bu soğukta oturuyorsun ?"
Harry biraz azarlar gibiydi . Tuhaf , benimle yeni tanışan insanlar konuşmayı pek tercih etmezlerdi. Öylece bana bakarken hiçbir şey söylemedim.
"Anne bir ay boyunca eve gelmediğini söyledi.Aranız kötü müydü ? Sana kötü mü davranıyordu Louis ? "
Bakışları sertleşti ve biçimli kaşları yay gibi gerildi.
"Baban , öz baban değilmiş . Öyle söyledi. Bu yüzden mi gelmedin eve. Bana -"
"Kes artık ! "
Öfkeyle ayağa kalktım.
"Soru sormayı kes. Her şeyi biliyormuşsun zaten."Yüzü öyle bir hal aldı ki , kendimi çok kötü biri gibi hissettim. Berbat bir adam gibi , sahtekar gibi..
Derin bir nefes alıp verdim.O koca cüssesiyle salıncakta oturmuş , bir çocuk gibi surat asıyordu. Onu alt sınıflarda ki James 'e benzetmiştim bu haliyle. Tıpkı James 'in saçlarını okşayıp " sabretmelisin , iyi bir futbolcu olacaksın" dediğim gibi Harry'e bunu yapmak istedim.
Yanağına değen saçlarına dokunmak istedim.
Başımı iki yana salladım. Bu duygu da neydi böyle ? Ortaokuldan bu yana bu tür bir duyguyu tatmamıştım . Birini koruma isteğini , birisinin saçlarını okşama isteği. Birini üzmekten korkmak.
Ne yapacağımı bilemez halde öylece dururken o saçlarını karıştırdı. Saçlarına çok fazla mı bakmıştım ? İçimi telaş kapladı.
"Şey , haklısın. Üzgünüm."
Sesi o kadar derinden geliyordu ki , avaz avaz bağırsa nasıl olacağını düşündüm. Belki de taksiciden daha iyi şarkı söyleyebiliyordu . Eğer öyleyse bütün paramı verebilirdim .
"Sorun değil , sadece yol beni biraz yordu. "
Aslında yolculukları severdim , öfkemin nedeni bu değildi. Mutlu olmam gerektiğini biliyordum. Yeni anneme muhtaç kalmayacaktım ama neden bu hale geldiğimi Tanrı bilirdi.
"Hadi " dedi Harry.
"Burda daha fazla durma ."
Ağacın köşesine yıkılmış bavuluma uzanacak oldu. Aniden eline uzanıp sıkıca tuttum.
"Hey ! "
Elleri o kadar sıcaktı ki bütün parmaklarımı dolamak ve ısınmak istedim. Belki de yalnızca ben çok üşümüştüm.
Elimi elinden çektim. Şaşırmıştı. Telaş yine her yanımı sardı. Ne halt oluyordu böyle ?
Bana , ne olduğunu sorar gibi baktı.
"Evde..biri var mı ? "
Kaşlarını çattı başını kaldırarak. Yüzünü daha yakından gördüm. Burnu o kadar güzeldi ki... Çocuk , tamamen iyiydi. Giyinişi , kolyeleri. Gömleğinin açıkta bıraktığı göğsü , dövmeleri.. Kolay kolay herkesi baştan çıkarabilirdi. Kendimi o kadar çirkin hissettim ki. Harry Styles denen bu çocuktan kaçmak istedim. Yalnızca yirmi dakikadır etrafımı saran tuhaf duygulardan kaçmak olacaktı bu. O telaştan , o saçlardan.
"Nasıl birileri ?"
Bu kadar vurgulu ve yavaş konuşması sinirimi bozmuştu. Gözlerim tamamen dudaklarına odaklanıyor , her kıvrılışını merak ediyordum. Anne 'in oğlunun , nasıl bu kadar güzel olabildiğine inanamıyordum. Harry , sadece güzeldi.
"Anne evde mi ?"
Kaşları alayla kıvrıldı.
"Gitti dedim ya Lou , sen iyi misin ?"
Elini dirseğime koydu ve yavaşça yukarıya doğru sıvazladı.
Lou..Lou. Benim küçük Lou'm , annesinin çekik gözlü sincabı.
Dudaklarım titremeye başladı.
"İyiyim , evet , iyi."
Bavullarımı hızla kucakladım.
"Dur , sana yardım edeceğim."
Büyük bordo bavulu elime aldım . O, ben küçük olana uzanamadan eline aldı.
Önden giderken arkasından takip ettim.
Sürgülü kapıyı açtı ve içeri girdi. Peşinden giderken , gözlerim pahalı gömleğinin açıkta bıraktığı kalçasına kaydı. Hadi ama , bu benin suçum degildi . Hayatımda hiç bu kadar iyi bir şey gördüğümü hatırlamıyordum.
Birden keyfim yerine gelmişti. Hatta dans etmek istiyordum. Şarkı söylemek , kafayı bulmak.
Sonra yine birden canım sıkıldı. Yalnız kalacaktım.
"Odam yukarıda ki sonuncu oda."
Geriye dönüp gülümsedi.Beyaz ışığın altında saçları karamel gibi görünüyordu. Arkaya doğru savruluşunu ve iki küçük burun deliğini kıvırışını seyrettim.
"Biliyorum."
Demek benim özel alanıma girmişti ama bir şey söylemedim. Onu korkutup kaçırmak istemiyordum.
Gitmesini istemiyordum.
Gitmesin , lütfen. Kim olursa olsun gitmesin Tanrım.
Önden merdivenleri çıkarken onu daha fazla incelememeliyim dedim kendime. Bunu yapmamalıydım.
Onu inceledikçe kendimi sorguluyordum.
Neşeyle kapımı açtı ve bavulu çalışma masamın yanına bıraktı.
Tanrım , üstelik boyuda uzundu. Ona baktıkça daha çok kaçmak istiyordum kendimden. Ayağa kalkarken saçlarını arkaya savurdu ve gülümsedi.
Öylece onu seyretmek yerine bavulu diğerinin yanına bıraktığımda parfümünün kokusu burnuma doldu.Pahalı bir parfüm kullandığını koklamadan bile anlayabilirdim.
Limon çiçeği kokuyordu. Tıpkı salıncağımın asılı olduğu ağaç gibiydi. Uzun , güçlü ve güzel.
Bense sadece sigaraydım.
Kalçamı çalışma masama yaslayarak ona baktım. Etrafına daha dikkatli bakarak yatağıma oturdu . Yatak birden çöktüğünde Harry kıkırdadı.
Eskiydi ve severdim.
"Yatağın çok rahat."
Sürekli etrafa muzur bakışlar atıyor ve gülümsüyordu.Hemen sonra kendini yatağıma bırakarak botlarını salladı.
"Neden odan bu kadar sade ?"
Başını bana doğru çevirerek gözlerime dikkatle baktı. Omuz silktim.
Canım öyle istemişti işte. Aslında canım genel olarak hiçbir şey istemezdi , bu yüzden böyle bomboştu.
"Ama yatağın hepsine yeter."
Elini katlanmış bir şekilde duran battaniyemin üzerinde gezdirdi.
Tamam . Gözlerine bakmamış olsaydım , baştan çıkartmaya çalıştığını düşünecektim ki bunu Kelsey gibi kızlardan bile daha iyi becerirdi.
Beni bile alt üst edebilirdi , bu çocuk.
"Gelmene çok sevindim."
Aniden içimi gerçek bir sıcaklık kapladı. Heyecanlandım , korktum.
Hayatımda , hiç ama hiç orada olduğum için mutlu olduğunu söyleyen biri olmamıştı. Korktum çünkü öyle biri olmamasına rağmen bunu söyleyen insanlara güvenilmemesi gerektiğini biliyordum.
İnsanları izlerdim ve bunu görebiliyorum. Korkum arttı.
Gidecek olması yetmezmiş gibi içimi ısıtırak gitmesi korkunçtu.
Ona baktım. Bunu söylemiş olmasıyla ilgilenmiyormuş gibiydi . Parmaklarında ki yüzükleri izliyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Cigarette and Ring | ls.
Fanfic" Uzun sigaraları severim. " " Yüzükleri severim ." " Sana sigara alabilirim . " " Sana yüzük alabilirim. " " Sadece yanımda da kalabilirsin ? " " Kalırsam bana sigara alacağına söz verebilir misin ? "