Karamel Mavi Gümüş

1.2K 122 101
                                    


3191 kelimelik bu bölümü gimmeanohyeah adlı kullanıcıya ithaf etmekten gurur duyarım .

1.

Aynı anda birden fazla sesi duyabilirsiniz ama odaklanma konusunda iyiyseniz bunu tek sese de düşürmeniz mümkün.
Ben Donna Carrol 'ın kalın sesini , çim biçme makinesinin gürültüsünü , Harry 'nin kahvesini karıştırırken çıkarttığı sesleri ve yan evdeki Bay Khan'ın mor atlet giydirdiği Lucy isimli gürültücü köpeğini bir arada duyabiliyordum . Buna yetenek mi dersiniz , sakatlık mı ? Ben sakatlık derdim çünkü kesinlikle yaptığım şeye odaklanamıyorsam bunun bana ne gibi bir faydası olabilir ? Üstelik saat sabahın 11 'ydi.

Tamam , öğlen 11 ya .

"Mauro !" diye bağırdı cazgır kadın.
Sinirle elimde ki kağıtları masaya fırlatarak ayağa kalktım ve arka kapıdan bahçeye çıktım. Donna Carrol tahmin ettiğim gibi yine çimlerini biçtiriyordu. Nedense her seferinde gelen görevli bir daha gelmiyordu.

"Şunu biraz sessiz halledemez misin Donna Carrol ?" Diye sordum sinirle. Donna elini beline koydu ve alayla bana döndü. Toz pembe , beline oturan bir elbise giymişti. Evlendiği yılların - evli miydi (?) - seksenlere geldiğine ve kadının seksenler modasında takılı kaldığına emindim. Aşmasını istiyordum çünkü bu elbiseler onu 4 kat göstermekten başka bir halta yaramıyordu. Gayette düşünceli biriydim .

"Louis William , döndün mü ?"

Gülümsemek her zaman bir sevinç göstergesi olmayabiliyordu. Bunun yüzünden içten içe kahrolduğuna eminim. Çitlere yaslanarak ona yaklaştım . Çim biçen havalı genç bunu fırsat bilerek motoru soğutmaya karar vermiş arkada biriken çimleri topluyordu.

"Bir hırsız evime girip perdeleri açmadıysa kesinlikle geri dönmüş olmalıyım."

Donna Carrol yine o abartılı mimiklerini kullanarak üzgünce iç çekti.

"Yoksa Harold gitti mi ? Ah eğer öyleyse çok üzülürüm. Senin çekilmezliğinin aksine o gerçekten tam da aradığım komşuydu."

"Peh peh "

Donna beni umursamadan Mauro'ya söylenirken öfkeyle çitleri tırnaklıyordum. Hep bahçeme sıçan köpeğinin barınağa gönderilmesi adına attığım imza yüzünden yapıyordu bunu. O çirkin ve isyankar köpeğini çok sevdiğini anlayabiliyorum ama onun bu mahalleden gitmesini isteyen tek ev sahibi ben değildim. Neden sadece yan komşusu olduğum için kabak benim başıma patlıyordu ?

Onu umursamamam gerektiğine karar vererek heyecanla eve dönecektim çünkü tek düşündüğüm Harry 'di. İsmi anıldığında kalbimi bu kadar tazelenmiş hissetmem normal değildi. Bu benim yapıma ters bir duyguydu fakat kendini aşmak konusunda Donna Carrol kadar umutsuz olmadığımı anlamış olmuştum böylelikle.

Eve girip işime kaldığım yerden devam edeceğim diyordum - Harry'i elinde kupasıyla şaşkınca bahçeyi incelerken görene kadar öyleydi. Hemen sonra yüz ifadesi değişti ve neşeli bir şekilde çıplak ayaklarıyla nemli çimlere basarak yanıma ulaştı. Kesinlikle çitlere yaslanarak uzun uzadıya onu izlememiştim. Böyle göründüğünü hayal etsemde gerçek şuydu ki mal gibi etrafıma bakmaktan ve insanların hakkımda melankolik olduğumu düşünmelerini sağlamaktan öteye gidemiyordum.

" Günaydın Donna !"

Harry iki eliyle kupayı tutarak bana tatlı gülümsemesini bahşetti. Gün hiç bu kadar anlamlı aymamıştı cidden.

"Harold ! "

Elbette ki Harry'i gördükten sonra bende Mauro denen herifle ilgilenmeyerek prenses Harmonie'nin kuyruğunda dolanırdım. Donna'yı tanıyorum. Bunu yapacağını da biliyordum ama Harry 'nin onu kahvaltıya çağıracağını hiç tahmin etmezdim. Araya girmem saniyeyi bile bulmadı.

 Cigarette and Ring  | ls.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin