Serkan sabah uyanmış camdan ormana bakmaktaydı. Biraz daha bekleyip ormanı izledikten sonra arkasını döndü. Kapıya ilerleyip odasından çıktı. Merdivenlerden inmeye başladı.
Vampirler yani İsa, Mahir, Ebru, Pelin, Mustafa oturuyorlardı. Serkan inmeye başlayınca odalarındaki herkes salona gelmekteydi. Herkes toplandıktan sonra, Serkan vampirlerin karşısına geçti.
" Avlandınız mı?" Dedi. Ebru ayak ayak üstüne atmış Serkan'a baktı.
" Hayır Serkan. Sayende dışarı çıkmaya korkuyoruz."
" Avlanmak en doğal hakkınız. Kaçarsanız ölürsünüz." Ebru dalga geçer gibi gülümsedi.
Serkan arkasını döndüğünde Aysu çat kapı içeri girdi. Nefes nefese kalmış bir şekilde baktı.
" Serkan kitabı buldum." Dedi. Herkes bir anda ayağa kalktı. Serkan herkesi durdurup Aysu'ya baktı.
" Nerede buldun?"
" Serkan kitabı öyle bir yerde buldum ki, söylesem inanmazsın." Serkan elini kaldırdı susması için.
" Tamam. Sakin ol. Şimdi git kitabı getir. Hemen." Dedi. Aysu hemen dışarı çıkıp kapıyı kapattı. Ardından Serkan annesine döndü.
" Sonunda kitabı bulduk anne. Yakında dayımın katilini bulucam. Kitap bana yardımcı olacaktır." Yasemin duygusal ve gözü yaşlıca gülümsedi.
O anda Sema ve Melisa birbirlerine girdiler. Bir olaydan dolayı Sema kızı Melisa'ya kızmıştı. Mahir, İsa ve Yasemin hemen araya girdi. Can ise karısı Sema'yı sakinleştirmeye çalışıyordu.
Ebru Mustafa ve Pelin'e baktı.
" Bu fırsat bir daha elimize geçmez. Sessizce çıkalım. Önce Aysu'yu abisinin yanına göndereceğiz. Daha sonra kitabı alıp buralardan gideceğiz." Dedi.
Mustafa ve Pelin annelerini takip ediyordu. Kapıya yaklaştıklarında Ebru önce çocuklarının çıkmasını sağladı. Ardından kapıyı sessizce kapattı.
Ebru tam ormana koşacağı sırada Pelin kolundan tuttu.
" Anne babam ne olacak?" Ebru camdan içeri baktı. Ama artık kocası olarak görmüyordu.
" Çocuklar babanız artık bizimle değil. Ben artık kocam olarak görmüyorum. Siz baba diyebilirsin. Benim yanımda olmayan adama koca demem ben."
" Peki anne. Şu işten sıyrılalım ben konuşacağım." Önden Ebru, arkasından Mustafa ve Pelin koştular.
Aysu ormanın derinliklerinde koluna deri bir çanta takmıştı. Eve emin adımlarla yürümekteydi. Diğer eliyle çantayı sıkıca tutuyor etrafına bakınıyordu.
Ağaçların yanından geçiyor ara sıra arkasını kontrol ediyordu. Kimsenin olmadığını görünce hızlanmaya başlamıştı.
Birden ileride Ebru'yu gördü. Olduğu yerde durup baka kaldı. Ardından hemen önünde belirdi. Gülümseyerek baktı.
" Aysu. Ormanda tek başında Serkan ve diğerlerinden uzak ne yapıyorsun burada?" Aysu bir kaç adım geriye gitti.
" Sanane." Dedi. Ama arkasındaki ağacın arkasından Mustafa çıktı. Sağ tarafına dönüp kaçacağında o yönde Pelin'i gördü. Tamamen ortada kalmıştı.
Ebru kendini kaptırmış bir şekilde deri kaplı çantaya baktı.
" Hemen onu bana ver." Dedi. Aysu sıkıca çantayı tuttu.
