Serkan arabanın yanına yürürken annesinin babasının ve sevdiği kadının yanına gidişini izlemekteydi. Yasemin kocasının yanına gelince birden sımsıkı sarıldı. Yanlarındaki Kara ise onları normal bir şekilde izlemekteydi.
Üçü yan yana olup eve doğru yürümeye başladılar. Serkan ise arabanın yanından bagaja doğru ilerlemekteydi. Bagajın önüne geldiğinde garip bir his ve koku vardı. Durup kokunun kaynağını bulmak için etrafına bakındı.
Koku sanki direkt bagajdan geliyordu. Serkan öylece bagaja baktı. Elini bagajın kapağına atıp korku içinde açtı. Karşısına ise cansız bedeniyle Aykız yatıyordu. Göğsünde büyük bir bıçak ve sapına kadar saplanmıştı.
Serkan bagajda öylece kanlar içinde yatan Aykız'a gözlerini büyüttü. Daha sonra ellerini başına atarak geri geri gitti. " Hayır." Dedi ve yere çöktü.
Yasemin, Kara ve İsa durup Serkan'a döndüler. Serkan'ın o halde olduğunu gören herkes ona doğru koştu. Yasemin oğlunun yanına diz çöktü. " Oğlum ne oldu?" Kara bagajın yanına gidince ne olduğunu anladı.
Serkan'ın yanında durup ona ne olduğunu soran İsa ve Yasemin'e döndü.
" Sanırım ben ne olduğunu anladım." Dedi. İsa ve Yasemin Kara'ya bakıp ona doğru yürüdüler. Biri sağına durup biri soluna durdu.Kara, Yasemin ve İsa bagajda cansız bir şekilde yatan Aykız'a öylece bakmaktaydılar. Yasemin bir ayrıntıyı fark edip bagajdan bir kağıt aldı. Hemen açıp normal bir ses tonuyla okudu. " Sıra sanada gelecek Serkan. Önce yanındaki sevdiklerin ölecek. Daha sonra sen, çevrende seni seven herkes mezara girince sıra sana gelecek." Diye okudu.
Serkan bu sözleri duyunca kafasını kaldırdı. Gözleri yaş içinde öldürecekmiş gibi bakıyordu. Sinirden patmalamak üzereydi kendini tutuyor titriyordu.
Bagajın yanına gelip Aykız'a baktığında tekrar diz çöktü ve bakarak. " Nolur beni affet. Seni koruyamadım." Dedi. Arkasından biri. " Serkan bu kadar üzülmene gerek yok. Yani oraya gittiğinde binlerce bu kızdan bulabilirsin." Dendi.
Serkan birden ayağa kalkıp arkasını döndü. Bunu söyleyen Kara'ydı. Serkan ona doğru sinirli bir şekilde yürürken İsa omzundan aniden tutarak durdurdu.
Serkan Kara'ya öfkeli bir şekilde bakarak. " Bu kız benim her şeyimdi. Elim ayağım, kolum, kafam. Yeri geldi dert ortağım. Annem babam, kız kardeşim. Bu kız benim için hayatını feda eden her bokuma koşan masum biriydi." Deyip son kez bagaja baktı...
Sabah olduğunda herkes Aykız'ın mezarının başındaydı. Can, Sema, Melisa ve Demir. Daha sonra Gürkan ve Buse vardı. En son İsa ve Yasemin onun yanındada Kara duruyordu.
Serkan toprağa gömülü olan Aykız'a baktı. Onun yanında kız kardeşi Ömür'ün mezarı vardı. En sonda ise teyzesinin mezarı vardı. Sevdiği üç insan cansız bedenleriyle toprağın altında yatıyordu. Serkan bu acıya daha fazla dayanamadı.
Elini Aykız'ın toprağının üzerine koydu. Yine hüngür hüngür ağlamaya başladı. Melisa bu duruma daha fazla dayanamadı. Demir'in yanından ayrılarak Serkan'ın yanına çöktü. Ellerinden sımsıkı tuttu. Her ne kadar Aykız'ı tanımasada onun gözünde de hüzün vardı.
Serkan yaşlı gözlerini Melisa'ya çevirdi. Melisa o anda konuşmaya başladı. " Bu kızı ne kadar sevdiğini veya ne yaşadığını bilmiyorum. Şu anda anladığım tek şey bu kişiye çok değer verdiğin. İçimizden dünden beri kendini parçalıyorsun. Benim tanıdığım Serkan bu değil. Sevdiği kişinin mezarı başında göz yaşı döken değil, sevdiği insanın intikamını alan ve kanını yerde koymayan kişidir." Serkan yaşlı gözlerini Melisa'ya çevirdi.