Serkan ormanın boşluk arazisine çıktığında, ormanın diğer ucunda Savaş ve yanında binlerce vampir vardı. Savaş sayı olarak Serkan'dan daha üstündü.
Ama Serkan'ın arkasından takip eden binlerce kurt, sayı üstünlüğünü eşitlemesede, güç üstünlüğünü eşitlemekteydi.
Serkan yeterince yaklaştıktan sonra durdu.
Savaş arkasındaki kendinden emin vampirlerden bir kaç adım uzaklaştı. Serkan Savaş'ın yaklaştığını görünce, kendisi de bir kaç adım öne çıktı.
" Kardeşim nerede?" Dedi Serkan. Savaş gülümseyip Serkan'a baktı. Çünkü malikanedeki kızın kardeşi olduğunu öğrenmişti.
" Demek kardeşin olduğunu öğrendin."
" Evet. Almadanda gitmeye niyetim yok. Ya ölücem, yada alıcam."
" O zaman ilkini tercih edeceksin. Başka çaren yok." Dedi. Serkan'ın arkasındakiler hazırda bekliyordu. Hepsinin gözü kara ve yamandı. Önüne döndüğünde Savaş ellerini kaldırdı. Avazı çıktığı kadar bağırmaya başladı.
" Saldırııııın." Dedi. Savaş'ın arkasındaki bütün vampirler kurt adamların üzerine koşmaya başladı. Mustafa ve Mahir hariç onlar Savaş'ın yanında durmaktaydılar.
Karşı taraftan Alev ve yanındaki vampirler koşmaya başladı. Serkan biraz geri gidip koşarak havaya atladı. Yere indiğinde dört ayak üzerinde dev siyah bir kurda dönüşmüştü.
Yanına kardeşi Gürkan geldi, o da siyah bir kurttu. Birbirlerine bakıştıktan sonra birden koşmaya başladılar. Daha sonra arkasındaki binlerce kurt adam saldırdılar. Alev karşına gelen ilk vampirin kendisine attığı yumruğu eliyle tuttu.
Olduğu yerde dönüp vampirin arkasını dönmesini sağladı. Vampir arkasını döndüğünde kolunu birden çekip kopardı. Vampir acı içinde kendini yere attığında, Alev ayağı ile boynuna sertçe basıp kafasını gövdesinden ayırdı.
Serkan önüne gelen ilk vampirin üzerine atladı. Vampir yere yıkıldığında Serkan dev pençesini adamın üzerine koydu. Zaman kaybetmeden korkunç dişlerinin arasına kafasını alıp kopardı.
Büyük savaş başlamıştı kimin kazanacağı belli değildi. Sayı olarak vampirler üstün olsada, güç olarak eşittiler.
Savaş geride Mahir ve Mustafa ile izlemekteydi. Savaş çok şiddetli geçiyordu, kimi vampir grup oluşturup kurt adamları öyle halletmeye çalışıyordu. Kurtlar ise üzerine atlayıp cüsseleri sayesinde yıkıyorlardı.
Ebru yerden büyük bir zorlukla ayağa kalktı. Yarasından oluktan su akar gibi kan akıyordu. Etrafına baktığında ise yanında savaşan herkes ölmüştü. Kimseyi sağ bırakmamışlardı.
Atın kişneme sesiyle önüne döndü. Kral ve yanındaki binlerce asker önünde bekliyordu. Kılıcından destek alıp ayakta durmaya başladı. Kral atından indi, piyadeler hemen korumak için etrafını çevirdi.
Ebru'ya biraz yaklaştıktan sonra durup öylece bakmaya başladı. Ebru artık çok yorulmuştu, ayakta kalacak gücü kalmamıştı.
" Yeter artık. Sok kılıcı kalbime bitir bu işi." Dedi. Kral piyadelerinin arasından geçip Ebru'nun önüne geldi. Öylece gözlerinin içine bakıyordu. Ellerini kapalı miğferine atıp çıkardı.
Karşısında Aysu vardı. Resmen gözlerinin önünde Aysu vardı. Ebru buna inanamadı, bir kaç adım geriye gitti.
" Neler oluyor, Aysu senin ne işin var burada?" Dedi. Ardından yanındaki adamda miğferini çıkardı, onunda içinden Muhammed çıkmıştı.