/28/ Oyun Başlasın

6 3 0
                                    

Tamircinin önüne taksi durdu. Arkadan bir kadın indi. Ayağında topuklu ayakkabı ile yere bastı. Kapıyı kapattıktan sonra tamirciye yürümeye başladı. Yolu geçtikten sonra büyük kapının önüne durdu.

Aysu gözündeki gözlüğü çıkarıp tamirhanenin içinde oturan Serkan, Melisa, Demir ve Sude'ye baktı. Onlar arkası dönmüş oturuyorlardı.

Kaptan kapıdan giren Aysu'ya baktı. Serkan kaptanın nereye baktığına baktı. Karşısına Aysu'yu görünce birden ayağa kalktı. Hemen Aysu'nun yanına gelip kaşları çatık baktı.

" Teyze. Senin ne işin var burada!" Aysu gülümsedi.

" Sana dediğim gibi. Bende seninle geleceğim."

" Hayır."

" Nere hayır yanındayım ya." Serkan etrafına baktı. İstanbul'da bir tamirhanede olduğunu unutmuştu. Aysu'ya dönüp.

" Ulan. Neyse." Deyip arkasını döndü. Serkan yerine oturduğunde Aysu oturanların yanına yaklaştı. Kaptan Aysu'ya hayran gözlerle bakmaktaydı.

" Bu Kara Ölüm'ün yaveri. Ölümüne yanında savaşan kadın. Hatta efsanelerde onu sevdiği, unutulmaz bir kara sevdaya tutulduğu söylenir." Serkan kaptana baktı.

" Abi o benim teyzem." Kaptan Serkan'a baktı.

" Zaten o aşk sadece ikisinin arasında. Bu hastalık gibi bulaşıcı değil." Kaptan ve diğerleri ne yapacaklarını düşünürken Serkan'ın telefonu çaldı. Hemen ayağa kalkıp onların yanından uzaklaştı.

Cebinden çıkardığında arayanın annesi olduğunu gördü. Hemen açıp kulağına koydu.

" Efendim anne."

" Serkan bir sorun var?"

" Ne oldu?"

" Alev bizi ormana çekti. Biri eve girip her yeri dağıtmış. Odana baktık kitap yoktu."

" Alev'i yakaladınız mı?"

" Hayır. Ama kitabın kimde olduğu belli değil. Yani eve giren kişi tanıdıkta olabilir yabancıda."

" Anne kitap bende. Onu kafanıza takmayın. Siz sadece dikkatli olun. Sizi tuzağa düşürebilirler."

" Öyle mi! Ah be Serkan insan haber verir oğlum. Aldılar sandım."

" Hayır anne bende. Siz sadece kendinize dikkat edin."

" Tamam oğlum. Sende kendine dikkat et." Serkan telefonu kapattıktan sonra kaptan ve ekibine döndü.

" Evet plan nedir?"

Yaşlı vampir tahtında oturuyor, günün tadını kan içerek çıkarıyordu. Bardaktaki kanı dibine kadar içiyor yetmiyor içini yalıyordu.

Kapıdan içeri Ebru'nun kızı Pelin girdi. Yaşlı vampirin merdivenlerinin başına kadar yaklaştı. Ardından durup ziyafetini bitirmesini bekledi.

Yaşlı vampir kanını büyük bir zevkle içtikten sonra, yanına gelen hizmetçinin tepsisine koydu. Ardından Pelin'e baktı.

" Hoş geldin kızım." Pelin saygısından dolayı kafasını salladı. Yaşlı vampir konuşmaya devam etti.

" Biliyorsun ki İsa'ya büyük bir zehir verdik. Bu zehir onu kendisine bağımlı yapıyor. Vermediğimiz sürece kafayı yiyor ve etrafa saldırıyor. Etrafa saldırmasının ardından 1 saat sonra kendine geliyor. Delirmesine az bir vakit kaldı. O yüzden Ebru'nun yanındaki kadını öldürmesi için onu kışkırt."

Karanlık Savaş Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin