Serkan sabah gözlerini açtı. Kafasını yana çevirdiğinde Kara yanı başında uyumaktaydı. Durup öylece izlemeye başladı. Kaşına, gözüne bakarak gülümsedi. Saçını okşayıp yanağından öptü.
Yanından sessizce uyandırmadan kalktı. Üzerini hızlıca giyinip hemen odadan çıktı. Odadan çıktığında annesi Yasemin'le karşılaştı.
" Anne uyumuyor muydun?" Dedi. Yasemin gülümsedi.
" Daha yeni kalktım. Kahvaltıyı hazırlamak için aşağı iniyordum."
" Tamam. Anne oğul hazırlayalım o zaman. Evdekiler kahvaltı görsün." Dedi. Yasemin sessiz bir şekilde güldü. Daha sonra Serkan'ın koluna girip merdivenlerden inmeye başladılar.
Aşağı indiklerinde direk mutfağa girdiler. Serkan kahvaltılık tabakları çıkarmaya başladı. Yasemin ekmekleri çıkarmış kesmekteydi.
O sırada Kara mutfağa girip baktı. Tahmin ettiği gibi Serkan buradaydı.
" Günaydın." Dedi. Yasemin kafasını çevirip gülümseyerek.
" Günaydın." Dedi. Daha sonra sakin bir şekilde Serkan'ın yanına geldi. Serkan gülümseyerek tabakları hazırlıyordu. Kara ise ona yardım ediyor bir yandan Serkan'a bakıyordu.
Bir süre sonra Yasemin çakmak aramaya başladı. Nereye baksa bulamayan Yasemin mutfaktan çıktı. Kara Serkan'a baktı.
" Dün gece tarif edilemez bir geceydi. Bir öncekine göre." Serkan Kara'nın yüzüne dahi bakmamış sadece gülümsüyordu. Daha sonra elindeki tabakları bırakıp Kara'ya baktı.
" Beni Kara Ölüm olduğum için mi seviyorsun?" Kara birden kafasını salladı.
" Hayır. Seni sen olduğun için seviyorum. Yardımcılarım şahit." Serkan bu duruma gülümseyip tabakları hazırlamaya devam etti. Yasemin mutfağa dönüp ocağın altını yaktı.
Evdeki herkes uyanmış merdivenden aşağı inmekteydi. Masaya hazırlanmış muhteşem masayı gören, şaşkınlıkla etrafına toplamıyordu. Mutfaktan elinde ekmek sepetiyle çıkan Yasemin kalabalığa baktı.
" Hey çekilin masanın etrafından." Dedi. Kalabalığın arasına girip ekmek sepetini masaya koydu. Ardından mutfağa geri döndü. Herkes uykulu gözlerle bakmaktaydı. Ne olduğunu anlamamış hiç bir şeyi idarak edememişlerdi.
Daha sonra mutfaktan elinde tava melemenle Serkan çıktı. Kalablığın arasından geçip tavayı masaya koydu. Herkesin uykulu olduğunu gören Serkan kalabalığa baktı.
" Uyanın. Hadi gidin kendinize gelin. Elinizi yüzünüzü yıkayın." Dedi. Herkes sallana sallana merdivene dönüp yukarı çıkmaya başladı. Masaya yardım etmek için Serkan mutfağa geri döndü.
Savaş malikanesinde büyük ve uzun masasına oturmuştu. Etrafındaki hizmetçiler evi temizliyor akşamki davet için hazırlıyorlardı. Savaş yanında temizlik yapan hizmetçiye döndü.
" Akşamki gelecek misafirimiz kurt adam. Yani yarı insan sayılıyor. Kendisine hiç bir saygısızlık yapılmasını istemiyorum. Önüne pişmiş et koyun, onlar kanlı et sevmezler." Hizmetçi kafasını sallayıp.
" Peki efendim başka bir arzunuz var mı?"
" Evet. Bana kadehte kan ona şarap verin."
" Peki efendim. Başka bir isteğiniz var mı?"
" Hayır canım. Gidebilirsin." Dedi. Hizmetçi hemen yanından ayrıldı. Savaş karşısındaki tabloya bakıp gülümsedi.