Herkes koltuklara sızmış. Serkan ise merdivenden yanına aldığı bavulla aşağı indi. Bavulunu kapının önüne bırakıp geri döndü. Kara'nın yanına gelip anlından öptü. Daha sonra yanağından. Geri çekilip Melisa'nın yanına geldi. Onuda anlından öpüp geri çekildi. " Sakın bana kızma. Geri gelicem." Diye fısırdadı. Doğrulduğunda herkese tek tek baktı. Gitme vakti gelmişti artık. Kapıya doğru dönüp sakin adımlarla yaklaştı. Bavulunu eline aldığı sırada kapının iki kenarında Kara'nın yardımcıları belirdi. Serkan olduğu yerde kala kaldı. Görünüşe göre yardımcılar geçit vermeyecekti. Serkan'ın onları ikna etmesi lazımdı. " Bakın benim tek başıma gitmem lazım. Biliyorum onu koruyorsun ve ondan emir alıyorsunuz. Ama ben onu çok seviyorum. Kara'ya orada zarar gelirse kim olursa olsun ben onu öldürürüm. O yüzden bırakın beni tek başıma gideyim." Dedi. Siyah giyinimli hizmetkarlar birbirine baktı. Kafalarındaki kapişonlardan suratları gözükmüyordu.
Kendi aralarında karar aldıkları an kenara çekildiler. Ardından içlerinden biri kapıyı açtı. Bu git demek oluyordu, Serkan onları da ikna etmişti. Bavulunu hemen arabanın bagajına koyup sürücü koltuğuna yöneldi. Arabanın kapısını açıp bindi. Kapıyı çektiğinde ise yan aynalardan arkasına baktı. Yardımcılar hala kapının orada beklemekteydi.
Serkan hızlı bir şekilde oradan uzaklaştı. Yakalanmamak için topraklı yolda ne kadar hızlı oradan uzaklaşırsa onun için kârdı. Topraklı yolda olabildiğince hızlı gidip ana yola ulaşacaktı. Oradan ise Antalya'ya doğru yol alırdı.
Gürkan ve Buse Yasemin'in evine arabayla gelmişti. Mutlu bir şekilde gülüşerek oynaşarak eve gitmektelerdi. Camın arkasında herkesin baygın olduğunu gören Gürkan ve Buse baka kaldılar. Neden bu halde olduklarını bilmedikleri için öylece kalmışlardı. Daha sonra Gürkan önden koşup içeri girdi, arkasından ise Buse girdi. Koşturarak hepsini kontrol ettiler.
Gürkan annesinin karşısına gelip omzundan tuttu. Sert bir şekilde sarsıp uyandırmaya çalıştı. " Anne uyan." Diye seslendi. Ardından tekrar sarstı. Biraz bekledikten sonra Yasemin kıpırdanmaya başladı. Gürkan diğerlerini uyandırmaya çalışan Buse'ye döndü. " Bunlar bayılmış. Hemen uyandır diğerlerini." Dedi. Buse Kara'nın yanına gelip uyandırmak için sarstı. Ardından yanında olan Ömür'e de aynı şeyleri yaptı. Biraz bekledikten sonra onlarda kıpırdandı.
Gürkan Can ve Sema'yı uyandırmaya çalışıyordu. Buse ise Melisa'nın yanına geldi. Onu uyandırmak için sarsacaktı ama Melisa'nın halini görünce Gürkan'a döndü. " Bu kızın hali ne!" Dedi. Gürkan merak edip Buse'nin yanına geldi. Melisa'yı o halde görünce ne diyeceğini bilemedi. " Nolmuş bu kıza?" Gürkan omzundan tutup salladı. Herkes uyanmaya başlarken Melisa hala öylece duruyordu. Gürkan ve Buse korkmaya başlamışlardı. Diğerlerinin uyanması bu kadar uzun sürmemişti. Gürkan tekrar sallamak için elini uzatacağında Buse kolundan tuttu. " Dur. Kıpırdadı." Gürkan ellerini çektiğinde Melisa'nın kıpırdadığını gördü.
Yasemin gözlerini açıp birden başını tuttu. Kafası sanki yerinden çıkacakmış gibi zonkluyordu. " Ah, başım başım." Dedi. Gürkan annesinin kendine geldiğini görünce hemen onun yanına gitti. Buse ise her ihtimale karşı Melisa'nın yanında bekliyordu. Gürkan annesinin karşısına diz çöküp bileklerinden tuttu, kafasından çekmesini sağlayınca neler olduğunu sordu. " Anne neler oldu burada?" Yasemin ellerini Gürkan'ın ellerinden kurtarıp gözünü açtı. " Bir şey hatırlamıyorum. Hatırladığım tek şey en son sallama çay içiyorduk. Serkan ikram etmişti bize." Gürkan birden ayağa kalkıp merdivenlerden yukarı baktı. " Abi neredesin?" Diye seslendi.
O sırada herkes uyanmaya başlamış birbirine ne olduğunu sormaktalardı. Yukarıdan cevap gelmeyince Gürkan koşarak yukarı çıktı. Bodoslama Serkan'ın odasına girdi. Her şey yerinde duruyordu. Serkan'ın gidip gitmediğini sadece tek bir yolla anlayabilirdi. Kıyafet dolabının karşısına gelip dolabı açtı. İçinde bir tane bile kıyafet yoktu. İçi bomboştu. Gürkan sinirli bir şekilde dolap kapağını vurdu.
Yasemin ayağa kalkıp etrafına bakındı. Serkan ortalıkta yoktu. Artık varlığını bile hissetmiyordu. O sırada Gürkan merdivenden inerek açıklamasını yaptı.
" Serkan odasında yok. Kıyafet dolabı boş." Yasemin Gürkan'a baktı. " Ne! Bu olamaz." Gürkan merdivenlerden inip anmesine baktı. " Anne dolap boş. Tatile gitmiş olamaz. En son gördüğünüzde size çay ikram etmiş. Görünüşe göre sizi bayıltıp kaçmış." Kara birden ayağa kalkıp Gürkan'ın karşısına dikildi. " Kelimelerine dikkat et. Serkan öyle bir şey yapmaz. Eminim mantıklı bir açıklaması vardır." Dedi. Gürkan bir şey söyleyemeyince Buse'de Kara'nın karşısına dikildi. " Kara sakin ol. Gürkan kimsenin üzerine suç atmıyor. Sadece durum değerlendirmesi yapıyor." Kara daha çok gerildi. " O zaman düzgün yapsın. Kaçtı kelimesini kullanmasın bir daha." Buse sinirlenip Kara'ya karşı bağırdı. " Bunun başka bir açıklaması yok. Şu anda görünen tek şey Serkan'ın sizi bayıltıp kaçması." Bağırmak bir tehtit olduğu için, yardımcılarından biri Buse'nin yanında belirip boğazından tutup ayaklarını yerden kesti. Herkes bu durumu korkulu gözlerle izlerken, Gürkan o siyah giyinmli yardımcının arkasından hızla yaklaşmaya başladı. Tam arkasından müdahale edeceği sırada biri daha yanında belirip boğazından tutup sırt üstü yere çarptı. Buse havada asılı can çekişirken, Gürkan yere yapışmış can çekişiyordu.Yasemin oğlunu yerde can çekişir görünce birden telaşlanıp elini başına attı. " Kara lütfen buna bir son ver." Dedi. Kara yerdeki yardımcısına gitmesi için işaret verdi. Birden ortadan kaybolup Gürkan'ı rahat bıraktı. Ama Buse hala havada can çekişmekteydi. Kara karşısına geçtip gözlerine baktı.
" Bir daha benimle konuşurken iki kere düşün tamam mı? Yoksa gördüğün son kişi ben olurum!" Dedi. Yasemin Kara'nın yanına geldi. " Kızım tamam. Yeter artık. Hepimiz aynı taraftayız. Buna bir son ver." Kara gitmesi için işaret verdi. Aynı şekilde o da kayboldu. Buse yere indiğinde ayağı kayıp Gürkan'ın yanına düştü.Gürkan hala kendine gelememiş boğazını tutuyordu. Buse ise öksürük krizine girmişti resmen.
Yasemin karşısında duran ailesine baktı.
" Serkan yok. Onun yerine büyüğünüz ben olduğum için burada benim sözüm geçerlidir. Şimdi ikiye ayrılmamız gerek. Bir grup torağımızı korumaya devam edecek, diğer grup Serkan'ı arayacak." Kara Yasemin'e baktı. " Lütfen beni bağzı kişilerle aynı gruba koyma anne." Dedi. O sırada Buse ve Gürkan ayağa kalkıp Kara'ya bakıyorlardı. " Yasemin konuşmasını bitirmek için devam etti.
" Ama önce bu konuyu oturup konuşmamız lazım." Herkes bir yere oturup bu konuyu konuşmak için hazırlanıyordu. Gürkan annesine baktı.
" Yakında değildir. Araba evin önünde değil." Dedi. Yasemin kafasını sallayarak. " Anlaşıldı. O zaman öyle çok uzaklara bakmamız gerekecek." Ömür annesine baktı. " Nereye anne?" Yasemin Ömür'e döndü. " Adana, Niğde, Karaman ve Konya sınırlarına kadar arayacağız. Bir iz veya bir şey." Kara olaya açıklık getirmek için. " Yani Serkan nereye gittiğini açıklayacak bir ipucu arıyoruz." Dedi. Herkes bu konuda hemfikirdi. Serkan'ın nereye gittiğini neden gittini düşünüyorlardı. Yasemin ise bir yandan iki grup nasıl olacak onu düşünüyordu.Az önceki gerginlikten sonra Kara ve Buse, Gürkan resmen birbirine düşman gibi bakıyordu. Klanın içinde bir aile üyesi ayrılırsa klan bir yerden sonra dağılırdı. Daha sonra vampirler tekrar akın akın Mersin'e gelirlerdi. Yasemin'in çok dikkatli bir plan yapması lazımdı.