Sude 6 saatlik yolculuğun sonunda Ankara'ya gelmişti. Ormanın içinde dikkatli ve etrafına bakarak ilerlemekteydi. Üzerinde çok önemli bir belge vardı.
Ormanın sonunda kalabalık bir kamp vardı. Sude önce durup kampı izlemeye başladı. Zarfı teslim ettikten sonra nereden kaçacağını düşünüyordu. Yanına bir adam gelip neden yürümediğine baktı.
Sude adama baktıktan sonra kampa yürümeye başladı. Artık tedirgin olmaya başlamıştı. Nerden kaçacağını bilmiyordu. Nerdeyse kampın her bölgesinde adam vardı.
Kampın ortasına geldiğinde herkes toplanmaya başlamıştı. Büyük çadırdan Demir çıkıp beklemeye başladı.
Sude Demir'e doğru yürürken kalabalığın içinde Buse bekliyordu. Gözlerini ayırmadan bakmaktaydı. Sude onaylar şekilde kafasını salladı. Buse'de aynı şekilde sallayınca, Demir'in önüne geldi.
" Efendiğim mesaj getirdim." Demir gülümsedi.
" Sude senden çok ümitliyim. O yüzden zarfın olumlu bir zarf olmasını tahmin ediyorum."
" Bilemiyorum efendim. Zarfı açmadım." Deyip zarfı uzattı. Demir zarfı eline aldığında zamanın başladığını hissetti. Demir zarfı açıp okumaya başladı.
" Ben Serkan, Kara Ölüm. Bu hadsiz mesajınız ardından, bu yönetime karşı geliyorum. Bu karaktersiz, insan dışı ve piç bir insanın yanında olamam. Beni herkes tanısın. Ben Serkan, Yasemin kurt İsa vampirden doğma." Dedi.
Okuduktan sonra öfkelenip olduğu yerde bağırmaya başladı. Sude öfkesinden fırsat bulup geriye doğru adım atmaktaydı. Onunla beraber Buse ve binlerce kişi daha gitmekteydi.
Demir ise sinirden kudurmaya devam ediyordu. Yanındaki adama döndü. Önce sakinleşti daha sonra kahkaha atmaya başladı.
" Salak Serkan. Elimde bana baş kaldırdığının kanıtı var. Kesin idam edilecek. Bu kanıtı çok iyi muhafaza etmeliyim." Dedi. Kağıdı zarfa geri koyduğunda bir anda küle dönüp uçtu gitti.
Demir sadece küllerin arkasından baktı. Daha sonra yumruğunu sıkıp kalabalığa döndü.
" Serkan er yada geç elime geçeceksin. İşte o zaman seni ve aileni tek tek acı çektirerek öldüreceğim." Önce gözleriyle Sude'yi aradı kalabalığın arasında. Ardından Buse'nin ve binlerce kişinin olmadığını fark etti.
" Hayır. Bu olamaz. İmkansız. Yo yo yo." Gözlerini kapatıp derin derin solumaya başladı.
" Hemen bulun onları. Hepsini yakalayın ve öldürün. Sude ve Buse'yi canlı istiyorun. O ikisini Serkan'ın gözü önünde öldüreceğim." Dedi. Herkes ormanın çeşitli yerlerine dağılarak aramaya başladılar.
Sude, Buse ve yanındaki binlerce kişi çoktan kurda dönüşmüş ormanın içinde koşmaktalardı.
Tenha eski bir yoldan pikapla yaşlı bir çift yolculuk yapmaktaydı. Ardından önünden hızla bir şey geçti. Öyle hızlıydı ki rüzgar sesi gelmekteydi. Adam frenlemiş öylece arkasından bakmaktaydı.
Zar zor kurt olduğunu gördü eşi ile birlikte. Önüne döndüğünde ise arka arkaya binlercesi geçiyordu. Adam ve eşi ne yaoacağını şaşırmıştı. Hepsi geçtikten sonra sadece şaşkınlıkla birbirlerine baktılar.
Demir Ankara'nın küçük bir köyüne gelmişti. Orada herkes kendi halinde çalışıyor eğleniyordu. Demir normal bir dükkana girdi. Yemek satan bir dükkandı.
Bir masaya oturup garsonun gelmesini bekledi. O sırada küçük televizyonda gözüne bir haber takıldı. Yaşlı bir çift muhabire dev kurtların geçtiğini ve çok hızlı olduğunu söylemekteydi.