/92/ Kuddusi Yaşar

4 2 0
                                    

Mustafa arkasını dönüp Ömür'e baktı. Sinir bozucu bir şekilde gülümsedi. " Seni çok sevdiğin hayvanlarının yanına gönderiyorum." Mustafa havaya zıplayıp bıçağın arkasına tekme vurdu. Yere indiğinde ise Ömür'ün acı hissettiği gözlerinden belli oluyordu.

Mustafa yanından çekildiğinde ise bıçak sapına kadar girmişti.

Serkan ve Gürkan ağızı açık kaldı. Bunun olduğuna inanamıyorlardı. Ömür ise gözleri kipileyerek yere yıkıldı.

Serkan Mustafa'ya karşı bağırarak.
" Orospu çocuğu." Üzerine koşmaya başladı. Gürkan Serkan'ın karşısına geçip durdurdu. " Serkan bak seni anlıyorum. Ama şimdi olmaz çok kalabalıklar." Dedi. Serkan hiç beklemeden Gürkan'a sert bir yumruk vurdu.

Gürkan yere yıkıldıktan sonra üzerinden atlayıp üzerlerine koşmaya devam etti.

Yasemin İsa'ya baktı. O da aynı şoku yaşıyordu. " İsa çabuk Serkan'ı durdur." İsa kanatlı vampire dönüşerek havalandı.

Serkan koşarak yaklaşıyordu. Üzerinde uçan İsa kanatlarını açarak alçaldı. Serkan'ın boynundan basarak yere serdi. Yere yapışmasına rağmen debelenip Mustafa'ya hakaret ediyordu. " Bırakın lan beni. Gel lan buraya piç." Dedi.

Mustafa sinir bozucu bir şekilde gülümseyerek. " Merak etmeyin. Gün gelecek sizi Ömür'ün yanına göndereceğim." Dedi. Arkasını dönüp yanındakilerle ormanın içine koşup kayboldular.

Serkan kollarının arasından sıyrılarak Ömür'e doğru ağlayarak koştu. Yanına diz çöküp kuçağına alıp sımsıkı sarıldı kafasından. " Şşşş tamam. İyi olacaksın. Yeniden bize katılacaksın. Sen ölemezsin." Dedi.

İsa ve diğerleri göz yaşları içerisinde yanına toplandılar. İsa yanına diz çöküp ellerinden tuttu. " Üzgünüm. Seninle yeterince vakit geçiremediğim için üzgünüm." Dedi. Daha sonra bileğine dokundu. İsa dokunduğu anda can damarının attığını gördü.

" Durun! Can damarı atıyor. Daha ölmemiş. Hemen doktor getirmemiz lazım." Serkan nazikçe kucağından yere bıraktı. Karşısında duran ailesine baktı.
" Nazikçe sarsmadan içeri götürün. Bir yerine zarar gelmesin." Dedi.

İsa kanatlı vampire dönüşeceği sırada Serkan İsa'ya doğru koşmaya başladı. İsa vampire dönüşüp havalandığında Serkan üzerine atladı. Beraber havalanıp gitmeye başladılar.

İsa havalandığında Serkan aşağıyı seyretmekteydi. Ormanın her yerini vampir kuşatmıştı. Her bölgesinde her ağacın arkasında bir vampir beklemekteydi. Serkan o anda kuşatıldıklarını ve savaşın çok yakın olduğunu anladı. " Baba her yer kuşatmışlar. Savaş çok yakın. Ama önceliğimiz Ömür olmalı." İsa konuşmayıp kafa hareketlerinden konuşuyordu.

Ağaçların arasından şehir gözükmeye başlamıştı.

Yasemin, Kara, Melisa ve Sema hemen yanına geldi. Yasemin ve Kara omzundan tuttu? Melisa ve Sema ise bacak ve diz tarafından tuttular. Birbirlerine bakıp herkes hazır olduğunu belli ettikten sonra yavaşça kaldırdılar.

Demir ve Can karşılarına geçip yön verdiler. " Tam böyle yavaşça kıpırdatmadan getirin." Dedi...

Kızlar yavaşça Ömür'ü içeri soktular. Hemen koltuğun yanına gelip yavaşça üzerine koydular. Sema Yasemin'in yanına geldi. " Altına bir şey getirin. Koltuk kan olacak." Yasemin Sema'ya baktı. " Saçmalama. Ömür kurtulacaksa koltuğun bir önemi yok. Kim olursa olsun."

Sema yanındakilere baktı. " Bıçağı çıkarmamız gerekiyor mu?" Yasemin Sema'ya baktı. " Bence oynamayalım. Doktor gelince o icabına bakar." Herkes bir süre sonra durmuş Yasemin'e bakmaktaydı. Bir süre geçtikten sonra kızı olarak kabul etmişti ama ne bir üzüntü nede bir korku vardı. Sadece telaşlıydı.

İnsanlar için bu durum her ne kadar surat ifadesinden belli olacağını sansalarda, aslında o durum öyle değildi. Yasemin dışından bir şeyi belli etmesede içerisinde fırtınalar kopuyordu.

Kalbi üzüntüden yavaş atıyor, ciğeri alev alev yanıyordu resmen. Kötü bir durum olsa hemen göz yaşlarını bırakacaktı. Daha hiç bir şey kesinleşmemişti.

İsa ve Serkan hastanenin çatısına dikkat çekmeden iniş yaptı. Yere iner inmez yakalnma ihtimaline karşı insana dönüşmüştü. Serkan önden yürüyor arkasından İsa takip ediyordu. " Hangi doktor?" Dedi Serkan. İsa hafızayı çalıştırıp düşündü. " Kuddusi Yaşar." Dedi. Serkan önündeki kapıyı açıp hastanenin içine giriş yaptı.

İnsanların arasına karışıp oda isimlerinde yazan doktorlara bakıyordu. Biraz dolaştıktan sonra aradığı doktorun odasını buldu. Serkan beklemeden içeri girdi, arkasından ise İsa girdi.

İçeride Kuddusi Yaşar doktor vardı. Saçı sakalı beyazlamış önünde hastası vardı. " Yuh be, dağ başı mı burası!" Serkan pişman bir şekilde. " Özür dilerim doktor bey, durumumuz biraz acil." Kuddusi doktor anlayış gösterip. " Tamam oturun şuraya." Dedi. Daha sonra karşısındaki hastasıyla ilgilenmeye devam etti. Serkan ise onu izliyordu.

Kuddusi doktor gayet samimi ve sıcak kanlı bir şekilde, hastasına şefkat göstererek tavsiyelerde bulunuyordu. Daha sonra reçeteye gereken ilaçları yazıp hastasına vermişti. Hasta koltuktan kalkıp ilaçları almak için odayı terk etti.

Serkan ve İsa kalkıp doktorun karşısına oturdular. Kuddusi doktor gülümseyerek. " Buyrun arkadaşlar." Dedi. Serkan önce İsa'ya baktı. Kafa sallamasıyla onay aldıktan sonra doktora döndü. " Bizim durumumuz normal insanlardan daha değişik doktor bey." Kuddusi anlamamıştı. " Nasıl yani?" Serkan daha fazla dayanamamıştı. Ömür ölüm döşşeğinde yatıyordu. " Doktor bey biz kurt adamız. Babam vampir." Dedi. Kuddusi baka kalmıştı. Serkan ve İsa idarek edemediğini düşünüyordu. Tam o sırada Kuddusi büyük bir kahkaha attı.
" Hadi ya. Bende X Men." Deyip kahkahara boğulmaya devam etti.

İsa anlam verememiş bir şekilde doktorun değişik gülüşünü izlerken, Serkan elini başına atıp sabır etmeye çalışıyordu. Gülüşlere daha fazla dayanamayıp masaya vurdu, geriye takla atarak kurda dönüştü.

Kuddusi doktor sandalyeden kalkarak kendini duvara yapıştırdı. Gözleri yerinden çıkmak üzereydi çünkü kendisine doğru dev gibi kurt yaklaşıyordu. Hırlaması bile korkmasına neden oluyordu.

Odaya güvenlik girdi ve odayı kontrol etti kapıdan. Kuddusi doktor ayağa kalkmış İsa ise sandalyesinde oturuyordu. " Doktor bey bir sorun mu var? Büyük bir gürültü geldi!" Kuddusi çaktırmadan karşı odada perde arkasından, kendisine korkutucu bir şekilde bakan kurda baktı.

Kurt resmen buradaki varlığını söylememesi için korkutucu bakışlar atıyordu. Güvenlik bir adım atarak içeri girdi. " Kuddusi abi iyi misin? Bir sorun mu var!" Kuddusi dalgınmış rolü yaparak gülümsedi. " Ah özür dilerim. Hastam ayağını sandalyeye vurdu, kötü bir şekilde. Sorun yok yani." Güvenlik etrafa göz gezdirdikten sonra odayı terk etti.

Kurt perdenin arkasından çıktı. İsa Kuddusi doktora baktı. " Siz insanların inanaması için böyle kanıt mı lazım. Korktuğunuz yanınıza kâr kalıyor. Acil hastamız var diyorum." Kuddusi kendine gelememişti. " Şey, tam, o, siz, yani kurt mu?" İsa ciddi bir tavırla. " Evet doktor gitmemiz gerek." Doktor çıkışı göstererek. " Tamam hadi gidelim." Serkan insana dönüşüp kapıya doğru ilerledi.

Kuddusi doktor ise Serkan'a hayranlıkla bakıyordu. Serkan'ın altındaki pantolonun dizleri parçalanmıştı sadece. Geri kalan hiç bir yer yoktu. Resmen şort giyoyor gibi olmuştu.

Doktor çıkışa doğru ilerlerken İsa kolundan tutup durdurdu. Kuddusi İsa'ya döndü. " Ne oldu?" İsa yangın merdivenini göstererek. " İsterseniz çatıdan gidelim." Kuddusi anlamamıştı.
" Neden çatı!" İsa Serkan'a baktı.
" Serkan ikinizi taşıyamam. Sen yerden git. Ormanda çok dikkatli ol." Dedi.

Serkan kafasını sallayıp çıkışa doğru ilerlemekteydi. Şort hariç hiç bir şey olmadığı için insanların garip bakışları dikkat çekiyordu. Serkan bu durumu umursamayıp insanların arasından yürümeye devam etti.

İsa doktora baktı. " Buyrun doktor bey."

Karanlık Savaş Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin