Sude havanın kararmasıyla telaşlanmaya başlamıştı. Serkan ve diğerleri hala gelmemişti. Ormandan Serkan ve diğerlerini görünce içi rahatladı, yüzüne gülümseme geldi.
Ayağa kalkıp odanın kapısına yürümekteydi. Odadan çıkıp merdivenlerden inmeye başladı. Melisa ve Aysu koltukta oturuyordu.
Merdivenden indiğinde Serkan'ın büyük bir öfkeyle içeri girdiğini gördü. Ardından kapının üzerinden Dolunay gözüktü. Serkan kafasını kaldırarak avazı çıktığı kadar bağırmaya başladı.
Bağırma yavaş yavaş kurt kükremesine dönüşmekteydi. Herkes odalardan çıkmış işi olan odasından gelmiş Serkan'ın neden bağırdığına bakmaktaydı.
Serkan bir yandan insanken kükrüyor diğer yandan kasları büyükleşiyor ve irileşiyordu. Bu durumu gören herkes şaşkınlıkla izledi. Yasemin hariç çünkü ne olduğunu biliyordu.
Serkan kükremesi kesildiğinde üzerindeki kıyafetin parçaları yere düştü. Kollarını açıp irileştiğini fark etti. Etrafına bakındıktan sonra kendi merdivenlerden kendi odasına çıkmaya başladı.
Herkes aşağıda toplanmış Serkan'ın arkasından bakmaktaydı. Serkan odasına girdikten sonra herkes Yasemin'e döndü. Yasemin bir açıklama yapmak zorunda olduğunu biliyordu. Sinsice gülümseyip.
" Artık tamam. Kara Ölüm oldu. Bedeni tamamen yerine oturdu." Sude merdivenlerden çıkacağı sırada Yasemin kolundan tuttu.
" Önermem. Yoksa senin için kötü olabilir." Sude Yasemin'e döndü.
" Hangi anlamda kötü?" Yasemin kaşlarını kaldırıp dudaklarını büzdü.
" Bilemem. Bu durumlarda bastırılmış duygular kötüdür. Yani her zaman dışa vurabilir." Sude anlamamıştı ve garip bir şekilde baktı. Herkes sessizce dururken Yasemin kalabalığın önüne geçti.
" Herkes uyusun artık. Yarın yorucu bir gün olacak." Herkes birbiri ile konuşarak ve fısıldaşarak odasına gitmekteydi. Buse Sude'nin yanına yaklaştı.
" Vay be. Çok seksi bir şey oldu." Sude Buse'ye baktı.
" Lütfen odana gider misin?"
" Benim odam yok."
" Koltukta uyu o zaman."
" Sen nereye gidiyorsun?"
" Serkan'a bakıcam."
" Yasemin'in dediğini unutma."
" Biliyorum Buse. Lütfen uyur musun." Buse arkasındaki koltuğa uzandı hemen. Sude kendineden emin bir şekilde merdivenleri tırmanmaktaydı. Yukarı çıktığında kapının önüne geldi.
Kapıyı biraz aralayıp kafasını içeri uzattı. Serkan camın önünde üzerini hala giyinmemiş, öylece ormana bakmaktaydı.
" İyi misin?" Dedi Sude. Serkan Sude'ye dönmeden.
" Evet. Kapı sesini duymadım."
" Çalmadım. Yani bilmiyorum. Sadece merak ettim."
" Anladım Sude. Sadece senden kapımı çalmanı istiyorum. Ben iyiyim teşekkürler."
" Bir şey daha var."
" Söyle."
" İstanbul'a kaç kişi ve kim gidiyor?"
" Ben, Sen, Demir, Melisa."
" Tamam çıkıyorum o zaman."
" Çık. Teşekkürler." Dedi. Sude kafasını geri çıkardı. Serkan bu değişimine gayet şaşırmıştı. Arkasını döndüğünde Yasemin karşısına çıktı. O anda olduğu yerde korktu.