/71/ Kitabı kim çaldı?

4 2 0
                                    

Serkan ve Alev kiraladıkları odaya girdiler. İçerisi çok kötü olmasada Alev ve Serkan için gayet iyiydi. Süslemeler, tablolar, balkondaki ışıklar. İkisi de içeri hayran kalamış bir şekilde girmişti. Alev etrafa bakınırken Serkan yatakların çift kişilik olduğunu gördü. Asıl sorun ise tek bir yatak ama çift kişilik olmasıydı.
" Bune şimdi böyle." Dedi. Alev yanına gelip neyi sorun ettiğine baktı. " Ne oldu?" Serkan durumu isyan ederek gösterdi. " Görmüyor musun yatak çift kişilik ve tek yatak." Alev bu duruma sinir olmuştu artık. " Serkan. Yeter artık. Tamam anlıyorum yanlış bir şey yapmak istemiyorsun ama bunda yanlış bir şey yok. Biliyorsun ki bir görevimiz var. Ayrıca benimle aynı yatakta yatmış olman, Kara'yı aldatmış olmuyorsun." Serkan biraz düşündükten sonra Alev'e baktı. " Ben yinede aşağı indiğimde resepsiyona bir sorarım. Rahatsız olurum ben." Alev sadece hafifçe kafa salladı. " Tamam. Sen odada bekle ben biraz keşfe çıkıyım." Dedi Serkan. Eşyalarını yatağın yanına bırakıp odanın kapısına doğru ilerledi. Odadan çıktıktan sonra Alev yatağa oturup komidinin üzerindeki telefondan resepsiyonu aramaya başladı. " Alo. Yanımda gelen eşim çok utangaç olduğu için tek kişilik yatağı beğenmedi. Sizden ricam size oda sorarsa hepsinin yatakları aynı deyin lütfen." Görevli biraz bekledikten sonra.
" Peki efendim hiç merak etmeyin." Dedi. Alev telefonu kapatıp sırt üstü yatağa yattı. Gülümseyerek tavana baktı. " Bu işin sonunda tekrar benim olacaksın gibi geliyor Serkan. Çok yakında, hemde çok." Dedi.

Yasemin ve yanındaki kızlar Anelli Hotel'e iniş yapmışlardı. Taksinin ücretini vermek için döndüğünde ise taksici kafasını sallayıp. " Hayır olmaz. Biz aynı davadan yanayız. Sizden para alamam. Bu kartım, bana ihtiyacınız olursa arayın." Dedi. Yasemin parayı geri cebine koydu. Adamın uzattığı kartı alıp baktı. Üzerine numarası yazıyordu. Teşekkür mayetinde kafasını sallayıp kızlara döndü. " Ömür emin misin bu otelin iyi olduğundan. Benim içimde garip bir his var." Ömür oteli incelerken bir anda annesine döndü. " Evet anne. Ben tatile geldiğimde bu otelden kiralarım." Ömür önden yürümeye başladı. Yasemin ve diğerleri ise arkasından takip ediyordu.

Ömür resepisyona geldi. Resepsiyon Ömür'ü görünce birden gülümsedi. Karşında gördüğüne şaşırmıştı. " Ömür hanım. Ne işiniz var burada!" Adama karşı gülümsedi. " Tatil için gelmedim. Bi işim var onun için geldim." Adam kafasını sallayıp. " Anladım. Yanlız her zaman ki kaldığın odayı isyeyeceksen onu bugün bir çifte verdim. Hatta bi 20 dakika önce felan." Ömür üzülmüştü.
" 10 numaralı oda gitti desene." Adamın yapacağı bir şey yoktu. " Evet. Sen geleceğini bir gün önceden veya bir kaç gün önceden söyleseydin odayı tutardım ben." Ömür tekrar gülümsedi. " Yok önemli değil. Bu sefer ailem yanımda. Bize 4 kişilik oda ver." Görevli hemen bilgisayardan bakıp bir oda ayarladı. Arkasındaki askılıktan bir oda verip.
" Kusura bakma. En manzaralı yeri verdim. 100 numaralı oda." Ömür anlayış gösterdi. " Önemi yok daha sonra telefi edersin. Ne kadar?" Dedi. Resepsiyon güldü. " Önemi yok telafi ederim. 19.908₺ yaptı. Çıkışta ödersin." Dedi. Ömür kafa sallayıp gülümsedi. Ardından asansöre doğru yürüdüler. Zemin katta olduğu için kapısı hemen açıldı. İçeri girip 10. Kat düğmesine bastı. Kapının kapanmaya başladığı sırada merdivenlerden aşağı Serkan indi. Resepsiyonun önüne geldi. Yasemin kapı arasından gördü ama sırtı dönük olduğu için tanıyamadı.

" Merhaba. Acaba bize çift ama ayrı yatakları olan bir oda verir misiniz?" Dedi. Resepsiyon kafasını sallayıp.
" Hemen bakıyorum efendim." Dedi. Bilgisayardan konrol edermiş gibi yaptı. Hemen ardından üzgün bir şekilde kafasını salladı. " Maalesef efendim. Turizim sezonunda olduğumuz için çift ve ayrı yatakların hepsi dolu." Serkan kafasını salladı. " Anladım. Teşekkürler." Dedi. Serkan otelin dışına doğru yürümeye başladı. Resepsiyon ise gözleri ile arkasından takip ediyordu.

Ömür odanın kapısını açıp içeri girdi. Kollarını açarak odanın ortasına ilerleyip ailesine döndü. " Wellcome to Anelli." Dedi. Herkes etrafına bakınarak içeri girdi. Herkes etrafa bakınırken Yasemin dikkatini dağıtmıyordu.
" Kızlar. Bizim bir amacımız var. Buraya tatile gelmedik." Ömür annesine baktı.
" Anne seni anlıyorum Serkan'ı aramaya geldik, ama tatil yanı başımızdayken bırak tadını çıkaralım bari." Yasemin diğerlerine baktığında fazla sıktığının farkına varmıştı. Tabi anne uyarısı yapmadan olmazdı. " Tamam. Ama sakın amacımızı unutmayın. Tadını çıkarın, dozunu kaçırmadan." Dedi. Herkes kafasını salladı.

Serkan yakınlarda bir kafeye oturmuş önünde çayı ile etrafı seyretmekteydi. Kendi kendine ise koskoca Antalya'da çalınan kitabı nasıl bulacağını düşünüyordu. Neredeyse imkansız gibiydi, bir kaynak bulmak zorundaydı. Gözlerini bağzı çalışanlara çevirdi. İnsanların arasına gizlenmiş kurt adamlar vardı. Geçinmek için bir işin ucundan tutmuşlar ne olduklarını unutmak istermiş gibi davranıyorlardı. İki kurt adam arasında nasıl davranırsa davransın, illaki biri onun kurt adam olduğunu hissederdi. Bu durum kaçınılmaz bir olaydı.

Gözlerini insanların arasına çevirdiğinde ise öylece izliyordu. Birden aklına bir şey düştü. Aslında bağzı parçalar yerine oturmaya başlamıştı. Sadece yapbozdaki parçaları birleştirmesi gerekiyordu. Kitabın kaybolduğu gün Demir'in kaçtığı gündü. Serkan buna inanamk istemiyordu. Olayların birbiri ile ortüşmesi inanmasını sağlıyordu. Acaba Demir eski kişiliğine geri mi dönmüştü. Yada hiç yeni kişiliği olmamış olabilir. Sadece kitap için rol yapmış olabilir. Serkan bunları düşündükçe üzülmeye başlamıştı.

Dostum diye bildiği kişinin aslında hala düşmanı olmasıydı üzen olay. Bu duruma sadece Serkan değil, herkesten çok Melisa üzülecekti. Ona tamamen mühürlenmiş durumda ve ona ulaşamazsa Demir sonu olacaktı. Bir anlık öfkeyle önündeki yuvarlak ahşap masayı itti. Masaya yanı başındaki duvara çarpıp parçalandı. Üzerindekiler ise yere döküldü.

Serkan etrafına baktığında oturmuş çay içen insanlar şimdi gözlerini kaçırmadan Serkan'a bakıyorlardı. Pişman olmuş bir şekilde ayağa kalktı. Herkese tek tek bakarak. " Özür dilerim. Rahatsızlık verdim. Kusura bakmayın." Dedi. İçeriden bir kaç çalışan koşarak oraya geldi. Geldiklerinde olanlara baktılar. Kafenin içinden ise grup olmuş bir kaç kişi Serkan'ı izlemekteydi. Onlar Serkan'ın bu hareketinden sonra kurt adam olduğunu anlamıştı. Çünkü aynı sinir ve güçten kendilerinde de vardı.

Serkan çalışanlara bakarak cebinden cüzdanını çıkardı. " Kusura bakmayın istemeyerek oldu. Masanın ücretinin bir kısmını şimdilik veriyim. Ben karşı otelde konaklıyorum." Diye durumunu açıklamaya çalışırken garsonlardan biri cüzdanı tutup para çıkarmasına engel oldu. " Abi sorun değil. Sende bir şey yoksa sıkıntı yok. Masanın yenisi alınır sende bir şey var mı?" Dedi. Serkan morali bozuk bir şekilde kafasını iki yana salladı. " Hayır bende bir şey yok. Teşekkür ederim." Deyip cüzdandan çayın parasını çıkarıp garsonun eline koydu. Serkan oradan hızla uzaklaşmaya başladı. Kafenin içindeki kurt adamlar ve kurt kadınlar birbirlerine bakmaktalardı.

Serkan kalablığın içinde oteline gitmekteydi. Kafasını kaldırıp önüne baktığında ise bir grup vampir gördü. Durup baktığında ise birden kayboldular. Omzuna konan eli aniden tutup arkasını döndü. Kafede çalışan bir kızdı. " Gördüğün vampirler senin peşinde. Dikkatli olmasın. Oteline kadar eşlik etmeme izin ver." Dedi kız.

Karanlık Savaş Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin