/76/ Serkan

3 2 0
                                    

Sabah Serkan'ın yorganı üzerine çekmesiyle yatağın ucundaki alkol şişesi yere düştü. Şişenin yere çarpma sesiyle gözlerini açmaya başladı. Yorgunluktan elleriyle gözünü ovdu. Yerinden kalkıp yatağına oturdu. Ölü gibi bir hali vardı, bunun nedeni ise alkolün etkisiydi. Yanındaki komidine baktığında ise Alev'in bıraktığı notu gördü. Alkolün etkisiyle önce ne olduğunu anlamadı. Kafasına birden ağrı girdi ve dün başından geçen olaylar gözünün önünden film şeridi gibi geçti. Ağrı geçtiğinde ise gözlerini açtı. Artık dün neler olduğunu hatırlıyordu. Yataktan kalkacağı sırada Alev'in bıraktığı notun yanındaki telefon çalmaya başladı. Eline alıp baktığında ise kafedeki kız arıyordu. Açıp kulağına götürdü. " Alo." Dedi. Telefondan mutlu ve heyecanlı bir ses geldi. " Tebrik ederim Serkan. Artık oy pusulasında seninde adın var. Hayırlı olsun." Dedi. Serkan'ın kafası beton gibi olduğu için anlaması biraz geç sürüyordu. " Anladım. Teşekkürler. Dediğin gibi kazanırız umarım." Kız Serkan'ın garip cevaplarından dün içtiğini anlamıştı. " Sanırım dün birileri alkol almış. Giden arkadaşın yüzünden aldıysan sana kızarım haberin olsun." Serkan'ın dili onun için almadığını söylesede onun için almıştı. Her şeyi anladığında ikilemde kaldığını ve anlamadan dinlemeden karar verdiğini anlamıştı. " Hayır. Sadece sevdiğim kadını özledim. Birbirimizden çok uzak değiliz ama yinede ona ulaşamamk zoruma gidiyor doğrusu." Kız derin bir nefes alıp verdi. " Demek aşk yüzünden aldın ha. Peki ona bir şey diyemem. Bir gelişme olursa sana haber veririm." Serkan kafasını sallayarak. " Peki tamam." Dedi. Kız telefonu kapattıktan sonra Serkan telefonu tekrar komidinin üzerine koydu. Yataktan kalkıp yerdeki pantolonu ve tişörtünü aldı.

Kızlar üzerini giyinmiş bir masaya oturmuşlardı. Ömür herkese bakarak.
" Dün ki yaşananlardan sonra planlı hareket etmemiz lazım. Alev'in dediğine göre Serkan bu otelde ama hangi odada olduğunu bilmiyoruz. Önceliğimiz Serkan olması lazım. Zaten biz buraya Serkan'ı bulmaya geldik. Sabah uyandığımda Alev'in varlığını hissetmiyordum artık." Kara telaşlı bir şekilde. " Yoksa o vampir bozuntusu seni görünce Serkan'ı kaçırdı mı?" Dedi. Yasemin Kara'ya baktı. " Kara sakin ol. Bunu düşünmen çok saçma. Öyle bir şey olsa Serkan onun canını okur." Kara Yasemin'e hak verdi. " Haklısın. Kusura bakmayın. Serkan'ın bu kadar yakında olmasının sebebi, ve o Alev denen vampirin onun yanında olması sinirimi bozuyor." Ömür konuşmasına devam etti. " Birinin burada kalması gerekiyor. Eğer Serkan hala oteldeyse karşılaşma ihtimaline karşı. Diğerleri ise otelin etrafındaki sokaklarda dolaşacak. İsa ile karşılaşmanız durumunda gizlenin. Saldırmaya kalkarsanız yenik düşme ihtimaliniz çok büyük." Kara kendinden emin bir şekilde. " Ben ve yardımcılarım alt edebiliriz." Ömür Kara'ya baktı.
" Aslında ben senin otelde kalmanı isteyecektim. Eğer ki Serkan gelirse kıramayacağı tek kişi sensin." Kara derin bir nefes alıp verdi. " Peki tamam. Otelde ben kalırım." Ömür kafasını salladı. Daha sonra herkes ayaklandı. Telefonlarını yanlarına alarak odanın kapısına ilerlediler. Otel odasını hızlı bir şekilde terk ederek asansörün yanına geldiler. Bulundukları katta olduğu için hemen düğmeye bastıklarında kapı açıldı. Binip zemin kat düğmesine bastı. Kapısı kapanıp hemen aşağı inmeye başladı. Yere indiğinde kapısı açıldı. Herkes içinden çıkarak otelin çıkış kapısına doğru ilerlediler. Aralarından sadece Kara otelin dinlenme bölümüne geçmişti. Serkan otele girip çıkarsa görebilmek için. Bir çok oturacağı yer vardı. Ama resepsiyona dönük koltukları tercih etti. Birini seçip oturdu. Ayak ayak üstüne attı ve telefonunu karşısındaki masaya koydu. Resepsiyon bulunduğu yeri terk edip hemen Kara'ya doğru ilerledi. Önüne gelip elleri bağlı bir şekilde baktı. " Efendim içecek bir şeyler ister miydiniz?" Serkan'ı beklerken bir şeyler içmek iyi olurdu aslında. " Varsa şekerli kahve." Görevli kafasını sallayarak. " Tabi efendim hemen getiriyorum." Dedi. Görevli mutfak bölümüne gitti. Kara ise beklemeye devam etti.

Diğerleri otelden biraz uzaklaşmıştı. Yasemin durup arkasından takip eden Ömür ve Buse'ye baktı. " Şimdi otelin etrafını arayacağız. Fazla uzaklaşmayın. Sadece etrafa bakın. İsa ile karşılaşırsanız gözükmeden kaçın." Herkes kafasını sallayıp onayladı. Aynı anda herkes birbirinden ayrıldı. Otelin çevresindeki sokaklarda dolaşmaya başladı. Etrafta gezerken çarşının esnafından tut herkes vardı. Kurt adamlar ve vampirler bile. O kadar kalabalık arasından Serkan'ı bulmak çok zor olacaktı.

Serkan kıyafetlerini giydikten sonra komidinin üzerinden telefonunu aldı. Kapıya doğru yürüdü odayı terk etti. Kapıyı çektikten sonra asansöre doğru adımladı. Zemin katta olan asansör yukarı doğru çıkmaya başladı. Serkan asansör gelene kadar etrafına bakınıyordu. Asansör geldiğinde içine binip zemin kat düğmesine bastı. Asansör kapısı kapandı. Serkan önce kafedeki kızın yanına gidecekti. Daha sonra duruma göre hareket edecekti. Zemin kata geldiğinde kapı açıldı. Asansörden çıkıp cebinden gözlüğü çıkardı. Resepsiyonun yanından geçerken koltuklarda oturan Kara Serkan'ı gördü. Birden ayağa kalkıp.
" Serkan." Dedi. Serkan durup Kara'nın olduğu yere baktı. Karşısında Kara'yı görünce yavaşça gözünden gözlüğü çıkardı. " Hass nerden buldunuz lan beni?" Dedi. Kara koşturarak Serkan'ın yanına geldi. Hayranlıkla gözlerinin içine baktı. " Serkan bu sen misin?" Dedi. Serkan sahte bir gülümseme attı. " Evet senin ne işin var burada?" Dediğinde Kara'nın suratı düştü. " O nasıl konuşma öyle. Senin gittiğin günden beri seni arıyoruz. Ama sonunda bulduk." Serkan düşünmeye başladı. Bundan kurtulmanın bir yolunu bulmak zorundaydı. " Aşkım kitabı kaybettim. Bir anda evden kayboldu. Onu bulmak zorundayım. Bu yol zorlu ve çok tehlikeli. Sevdiklerimi tehlikeye atamam." Dedi. O anda Kara birden gülümsemeye başladı. Çünkü Serkan sevdiklerim demişti. Bu Alev'le kalmasına rağmen hala aşık olduğu anlamına geliyordu. Kara ellerini Serkan'ın yüzüne attı. Gülümseyerek.
" Aşkım. Biz senin aileniz. Zorlu gününde, veya moralin kötüyken yanında olacak kişileriz. Öleceksek de beraber öleceğiz. Aile demek bunu gerektirir. Korkma biz sana hiç bir zaman karşı çıkmayız. Sen bizi insaniyetini sevdirdin. Resmen sana karşı gelemiyoruz. O yüzden her şeyi beraber yapmamız lazım. Tamam mı?" Serkan Kara'nın bu konuşması karşısında etkilenmişti. Gözleri aşkla dolmuştu, evleneceği kişi belliydi artık.
" Tamam. Hadi ara annemi gelsin buraya." Dedi. Kara sevinçli bir şekilde cebinden telefonu çıkardı. Yasemin'i aramaya başladı. Biraz çaldıktan sonra telefonu açtı. " Efendim kızım." Kara sevinçli bir şekilde. " Anne Serkan'ı buldum. Hemen otele gelin." Dedi. Yasemin gülümseyerek. " Tamam kızım." Dedi. Telefonu kapattı. Kara telefonu kapattığında gülümseyerek Kara'ya bakıyordu. Kara neden gülümseyerek baktığını merak etmişti. " Neden bana öyle bakıyorsun?" Dedi. Serkan dahada gülümseyip. " Sen az önce anneme anne mi dedin?" Diye sordu. Kara'nın aklına bir anda dank etmişti. Gerçekten annesine anne demişti. " Yoo nerden çıkardın?" Dedi. Serkan gülümseyerek Kara'nın oturduğu yere doğru gitti. Kara arkasından takip ederek. " Neden gülüyon acaba?" Dedi.

Yasemin diğerlerini yanına çağırmış gülümseyerek öylece bir bölgeye dalmıştı. Buse ve Ömür koşturarak geldiler. " Anne ne oldu?" Dedi Ömür. Yasemin hala gülümsemekteydi. " Anne iyi misin?" Dediğinde kendine geldi. Ömür'e döndü. " Kara Serkan'ı bulmuş." Buse ve Ömür birbirine bakarak gülümsediler. Ama Ömür Yasemin'e baktığında sanki başka bir şeye sevinmiş gibi duruyordu. " Anne sevindiğin başka bir şey mi var?" Dedi Ömür. Yasemin gülümseyerek Buse ve Ömür'e baktı.
" Kara telefonu açtığında her şeyden önce bana anne dedi. O kadar içten dedi ki resmen içime işledi." Dedi. Ömür gülümsedi. " Demek ki bir kızın daha varmış." Dedi. Daha sonra Buse'ye omzuyla vurdu. Buse Ömür'e döndüğünde ise Ömür göz kırptı. Buse hiç bir şey anlamamıştı.

Karanlık Savaş Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin