Saat 7.50'yi gösterdiğinde Serkan arabayla Murat'ın evinin önüne gelmişti. Arabanın kapısı açıldığında önden Serkan, arkasından Kara ve Aykız inmişti. Onların arkasından ise iki kişi inmişti.
Serkan ve yanındakileri korumak için. Bahçe kapısına geldiklerinde kapıdaki korumalar kapıyı açtı. Serkan önden girdi ve yürümeye devam etti arkasındakilerle.
Eve yaklaştıklarında Serkan birden durup arkasını döndü. Durmuş anlamsız bakışlar atan Kara ve Aykız'a baktı. Sinirli bir şekilde. " Şu toplantı bitsin sizin ayrı ifadesini alıcam. Biri evden kovuyor, diğeri haber etmeden evi terk ediyor." Öfke kusan gözleri üzerlerinden ayrıldıktan sonra birbirlerine baktılar.
Serkan önüne dönüp yürümeye devam ettiğinde arkasındakilerde takip etmeye başladı. Kapının önüne geldiğinde ise kapıyı açıp karşılayan Murat olmuştu.
Serkan ve Murat birbirlerini gülümseyerek karşılamıştı. Karşı karşıya geldiklerinde ise büyük bir samimiyetle birbirlerine sarıldılar. Geri çekildiklerinde Murat gülümseyerek.
" Bu dostluk düşmanlarımız ortadan kalkana kadar herhalde." Serkan hafif gülümsedi." Biz kurt adamlar dışarıdan göründüğümüz kadar yırtıcı ve vahşi değiliz. Dosta dost, düşmana düşman gibi davranıyoruz. Bu zamana kadar hiç bir kurt adamın birbirinin arkasından vurduğunu gördün mü?" O anda Kara derin bir iç çekti. Serkan ise konuşmasına devam etti.
" Sadece siz vampirler bizi dış görünüşümüzle yargılıyorsunuz. Bize dost gibi davransanız, bizde size dost gibi davranırız. Sadece mesele bu. Vampirler ve kurt adamlar birbirlerini birbirlerinden ayırarak bu hale geldiler." Murat hafifçe kafasını salladı.
Serkan Murat'ın karşısından yürüyüp salona geçti. Ardından sırayla Murat'ın karşısından Kara ve Aykız geçti. Daha sonra o iki koruma.
Serkan salona geçtiğinde Adile ve Gülperi bekliyordu. " Hoş geldiniz." Dedi hep bir ağızdan. Serkan kafasını sallayıp uzun ve büyük masaya geçti. En başına oturdu. Sağına Kara soluna Aykız oturdu.
Biraz ilerde masanın kenarında ise Ümit Sek ve Serhat Tektaş oturuyordu. Ümit ve Serhatın karısı ve kızları salonun bir köşesindeki kanepede oturuyorlardı. Herkesin gözü o büyük masadaydı.
Murat salona geldiğinde masaya yaklaşmıştı. O sırada kapı çaldı. Olduğu yerde birden durup. " Ben kapıya bakıyım." Deyip kapıya yürüdü tekrar.
Herkes dikkatini kapıya vermiş öylece izlemekteydi. Kapı açılır açılmaz.
" Merhabalar hayırlı akşamlar." Diye Mustafa'nın sesi geldi. Serkan sesine bile tahammül edemiyordu.Kafasını kaldırdığında odaya Mustafa giriş yaptı. Arkasında Doğan ve Ömer takip ediyordu.
Serkan için o an sanki zaman durmuştu. Mustafa sinir etmek için gülümseyerek Serkan'a bakarak yürümeye devam ediyordu. Serkan ise gözlerini ayırmadan sanki onu yiyecekmiş gibi bakıyordu. Mustafa'nın yerine oturmasıyla göz teması bitmişti.
Ev sahibi Murat masaya gelip herkese baktı. " Hepiniz hoş geldiniz." Deyip hizmetçilere işaret verdi. Hizmetçiler hazırladıkları yemekleri herkesin önüne özel tabaklarla koymaya başladılar.
Murat yerine oturduktan sonra Mustafa'ya baktı. " Hoş geldin. Tanıdığım kadarıyla adın Mustafa ve Serkan'ın kuzenisin." Mustafa Serkan'a bakarak.
" Evet. Kuzeniz. Hemde yakından öz ve öz kuzeniz." Bu cümlelerden sonra Serkan kafasını kaldırıp Mustafa'ya baktı. " Evet maalesef üzülerek söyüyorum ki öyle." Mustafa bu cevaba gülümsemişti.Murat iki tarafa baktığında ortalığın gerileceğini çok rahat görebiliyordu.
" Mustafa sen neden gelmiştin?" Deyip konudan biraz uzaklaştırmak istemişti. Mustafa Murat'a baktı. " Aslında sizinle bir işim yok. Sadece Mersin'deki toprakları istiyorum. Hemde her karesini." Serkan elindeki çatalı bilerek masaya attı. Mustafa kendisine dönünce konuşmaya başladı. " Hayırdır. Biz bir yere taşınıyoruzda haberimiz mi yok!"" Yeni bir vampir medeniyeti kurmayı düşünüyorum. Aynı örnek aldığımız yaşlı vampir gibi." Serkan gülümsedi. " Dikkat et sonun ona benzemesin." Bu cevabı alan Mustafa sinirlendi. Bağırarak. " Sen beni tehtit mi ediyorsun lan sikik." Dedi. Serkan hiç istifini bozmadı. Daha fazla sinir etmek için gülümsüyordu sadece.
Vampir aileleri ise arkada sessizce durumu izlemekteydiler.
Serkan Mustafa'nın gözlerine baktı.
" Baban nasıl Mustafa? Annen, veya kız kardeşin." Dedi. Kara Serkan'a döndü.
" Serkan abartıyorsun yeter." Dedi. Serkan bu uyarıyı aldığına şaşırmıştı doğrusu. Mustafa'ya döndü.Mustafa sinirden kudururken birden sakinleşti. Kafasını kaldırdı gülümseyerek. " İyiler Serkan. Ömür'ün yanında hepsi." Dedi. Serkan birden ayaklandı. Kara ve Aykız hemen omzundan tutup ani hareket etmesini engellediler.
Serkan öldürecekmiş gibi bakıp. " Sakın kardeşimin ismini o pis ağzına alma." Mustafa keyfini bile bozmamıştı. " Ne oldu Serkan. Sen benim anne ve babama bir şey yokken bir şey yokta, ben kardeşinin ismini ağzıma alınca mı sıkıntı oldu." Serkan parmağıyla işaret ederek. " Sen benim kardeşimin ismini ağzına alamazsın." Dedi. Mustafa gülümsedi.
" Bıçağı köküne kadar soktuğumda gözündeki acı hissini gördüm." Dedi Mustafa. Serkan'ın gözü yaşararak. " Sus Mustafa." Dedi. Ama Mustafa konuşmaya devam etti. " Yere yıkıldığında ise canının bedeninden çıkışını izledim. Acı dolu bir bakış vardı Ömür'ün gözünde."
Serkan sinirden bağırarak koca masayı yan tarafa savurdu. Masanın önünden uçtuğunu gören herkes ayaklandı.
Serkan öfkeyle Mustafa'nın üzerine doğru yürümeye başladı. İlk karşısına doğan çıktı. Ona fırsat vermeden suratına sert bir yumruk geçirip yere düşürdü. Daha sonra arkasından Ömer bir yumruk savurdu. Kolundan tutup olduğu yerde kaldırıp yere vurdu.
Serkan direk Mustafa'nın karşısına geçip boğazından tutup sıkmaya başladı. O kadar sert yapmıştı ki bunu yasladığı duvar çatlamıştı. Mustafa nefes almamaya başlamıştı artık.
Yerden zar zor kalkan Ömer Serkan'ın arkasından yaklaşmıştı. Bunu gören Aykız koşar adımlarla Ömer'in arkasından yaklaşmaktaydı. Yerde yatan Doğan durumu fark edip Aykız'ın ayağından tuttu. Aykız yere düştüğünde Ömer hemen arkasını dönüp Aykız'ı boğazladı. " Serkan. Dur yoksa Aykız ölür." Diye bağırdı.
Serkan elleri Mustafa'nın boğazında arkasını döndü. Aykız'ın kendisine bakışlarını gördü. Kara ve diğer iki koruma durmuş öylece bakıyorlardı. Bırakmak zorunda olduğunu Aykız'ın boğazını sıkıştırdığında anladı.
Ellerini hemen Mustafa'dan çekip Ömer'e doğru döndü. Mustafa boğazını tutarak kendini yere bırakmıştı. Serkan ise Ömer'in Aykız'ı bırakmasını bekliyordu. " Ömer. Eğer ki Aykız'a bir şey yaparsan. Yemin ederim bu evin içinde bir tane bile vampir bırakmam. Ve sülalenize varana kadar kökünüzü kuruturum." Dedi. Ömer biraz daha bekledikten sonra Aykız'ı bıraktı.
Aykız kendini Kara ve diğer iki korumanın yanına attı.
Serkan yanlarından geçip Aykız'ın yanına geldi. Elini uzatıp ayağa kaldırdı. " İyi misin?" Aykız kafasını salladı. Serkan Mustafa ve yanındakilere öldürecekmiş gibi baktıktan sonra kapıya doğru yürümeye başladı.
Mustafa üzerinideki tozları çırpıp kıyafetini düzenledikten sonra Murat'a baktı. " Aksiyonlu bir toplantıydı ha." Dedi. Murat tepkisiz bir şekilde dururken birden. " Siktirin gidin lan evimden." Dedi. Mustafa bu cevabı alacağını bilmediği için tepkisiz kaldı. Bir şey diyemedi ve o da yanındakilerle beraber kapıya yürüdü.
6'lı masadaki herkes ailesi dahil Murat'ın bu tepkisine şaşırmıştı. Kimse bir şey demeden evi terk etmeye başladı. Herkes evden çıktıktan sonra son çıkan kişi kapıyı çektiğinde ailesi yanına geldi. Karısı dalmış gitmiş olan Murat'a baktı. " Murat az önce sen Serkan'ın tarafında olduğunu belli ettin, farkında mısın?" Murat karısına baktı. " Evet. 6'lı masa ikiye bölünecek. Bu masanın bir tarafı bizi ölüme götürecek, diğer tarafı yaşama. Umarım Serkan'ın tarafı bizi yaşama götürür."