Bugün hastamın anlattıkları beni çok etkilemişti. Kendimi pek iyi hissetmiyordum. Son hastam da gittiğinde Sinem'e dönüp
"Ben çıkıyorum Sinem." deyip kapıyı açtım. Çıkacağım sırada Sinem yanıma geldi.
"Abla seni bekleyen biri var."
"Ona acil işim çıktığını sonra görüşmek istediğimi söyler misin?" Kapıdan çıktığımda onun sesini duydum.
"Sevgilini beklemeden mi çıkıyorsun?" Onu görmeyi beklemediğim için şaşırmıştım.
"Emir?"
"Efendim canım?"
"Neden geldin?"
"Seni özledim o yüzden geldim."
"Anladım. Çıkalım mı o zaman?"
"Çıkalım sevgilim."
"Görüşürüz Sinem. Kendine iyi bak."
"Tamam abla." Ben kapıdan çıkıp asansörü beklerken Emir elimi tuttu.
"Sana bir sürprizim var."
"Ne sürprizi?"
"Gidince öğrenirsin."
"Öyle olsun." Arabaya binip yola çıktık.
"Bensiz nasıl geçti günlerin?" Söylediği şeyle o güne döndüm.Kahvaltı masasında sohbet ediyorduk. Annem
"Kızım sen nerede oturuyorsun?"
"Bir süredir Emir'de kalıyorum anne. Ev araştırayım dedim ama izin vermiyor. İki haftadır beraber yaşıyoruz."
"Oğlum kız kendine ev baksın. Niye itiraz ediyorsun?"
"Öyle işte yani anne."
Babam sırıtıp anneme dönüp onu dürttü. Annem de anlayınca gülümsedi. Umarım tahmin ettiğim şey değildir. Bu kadar çabuk evlenmek istiyor olamaz değil mi? Faza düşünmemeye karar verip yemeğe odaklandım.
"Annem bir süre bizde kal istersen."
"Gerek yok anne. Biraz abimde kalmayı düşünüyorum. Birkaç günde Sinem'de kalırım."
"Bize de kalmaya gel ama."
"Tamam annem gelirim." Emir hayal kırıklığıyla
"Bana neden söylemedin?"
"Sabah karar verdim zaten. Eve gidince söyleyecektim. İlk önce Sinem'e geçerim. Onda kalmadığım için bana sitem ediyordu. Sonra da Umut'umun gönlünü almam lazım."
"Anladım.""Açelya?"
"Efendim?"
"Sana söyledim ama duymadın."
"İyi geçti. Sinem'le uzun zamandır vakit geçirememiştik. Bol bol sohbet ettik film izledik. Abimlerde ise biraz Beste'yle ilgilendim. Umut'la oyun oynadık. Onunla uyudum. Senin nasıl geçti?"
"Sensizlik zordu. Her gün yastığına sarılıp uyudum. Çok özledim. Benimle doğru düzgün konuşmadın."
"Çok yoğundum. Ben günde dört hasta bakıyordum. Onu beş yaptım bazen altı oluyor. Akşamları da onlarla ilgilenmekten yorgun düşüyorum."
"Yoğun olmak sadece bahane Açelya. Ben yorgun olduğum zaman senin sesini duyunca bütün yorgunluğum geçiyor. Sen bana kızdığın için çok konuşmadın. Sürekli erteledin beni."
Söyledikleri doğruydu onun için sessiz kalmayı seçtim. İzmir'den çıktığımızı anlayınca Emir'e döndüm.
"Nereye gidiyoruz?"
"Seninle küçük bir tatile çıkacağız."
"Seanslar?"
"Pazar günü akşam döneceğiz."
"Nereden aklına geldi bu?"
"Kendimi affettirmem lazım. Senin gönlünü alacağım. Hem bu yaz ikimiz de tatile gitmedik. Bize iyi geleceğini düşündüm."
"İtiraz ederdim ama buna gerçekten ihtiyacım var." Emir gülümseyip bana döndü.
"Biliyordum." Aklıma gelen şeyle hüzünle ona döndüm.
"Yanımda kıyafetlerim yok Emir."
"Merak etme ben senin için bir valiz hazırladım."
"Her şeyi aldığına emin misin?"
"Açelya uzun bir süre beraber yaşadık. Nelere ihtiyacın olduğunu biliyorum. Günlük kullandığın her şeyi yanıma aldım. Bikini ve mayo da aldım."
"Ne düşünceli sevgilim var benim." Emir elimi tutup öptü. Parmaklarımızı birbirine kenetledi. Gülümsedim ve yolu izlemeye başladım. Bir yerde durup yemek yedik. Bu süre boyunca hiç konuşmadık. Tekrar yola çıktığımızda
"Çok dalgınsın bugün. Bir şey mi oldu?"
"Bir hastamın anlattıkları beni çok etkiledi."
"Bana anlatmak ister misin?"
"Evet." Bunu dediğime şaşırmıştı. Ben ise derin bir nefes alıp anlatmaya başladım.
"Kız daha on beş yaşındayken babası annesini öldürmüş. Kavga ediyorlarmış bir anlık sinirle annesini bıçaklamış. Her şey onun gözünün önünde olmuş. Adam yaptığı şeyi fark ederek kaçmış. Ambulans geldiğinde annesinin öldüğünü söylemişler. Kızının kucağında ölmüş. Son sözlerinde ise ona mutlu olmasını söylemiş."
"Babasına ne olmuş?"
"Yakalanmış ama psikiyatriden hasta olduğuna dair bir rapor almış. O yüzden cezaevine girmemiş. Hiçbir şey olmamış gibi eve gelmiş. Daha fazlası da var ama özetle hikayesi bu. O kız genç bir kızken annesinin ölümüne şahit olmuş."
"Bu kadar mı?" Benim neden kendimi kötü hissettiğimi daha söylemeden anlamıştı.
"Benzer hikayeler. İkimiz de hayatta en çok değer verdiğimiz insanın cesedini gördük. En kötüsü de senin o an yapabileceğin hiçbir şeyin yok. Çok çaresiz bir durum." Emir arabayı kenara çekip bana döndü.
"Çok güzel bir kalbin var Açelya. İçinde en ufak kötülük yok. Herkese sevgi dolu yaklaşıyorsun. Her şeyin en güzelini hak ediyorsun. Ayrıca seninle olduğum için çok şanslıyım. Seninle tanışmak bu hayatta ban verilmiş en güzel hediye." Ona sıkıca sarılıp
"Seni çok seviyorum. Bazen sana olan sevgim bana bile fazla geliyor. Kalbim bu kadar sevgiyi kaldırmıyor. Sen benim her şeyim oldun." Emir'in kokusunu içime çekip boynunu öptüm.
"Aşkın tanımı benim için sensin Açelya. Benim ruhumu ve kalbimi ele geçiren kadın sensin." Emir geri çekilip özlemle dudaklarıma kapandı. Onu çok özlemiştim. Ayrıldığımızda alınlarımızı yasladık.
"Seni seviyorum güzelim."
"Seni seviyorum sevgilim." Emir yüzümü okşarken gözlerime aşkla bakıyordu.
"Her zaman seninle böyle olmak istiyorum." dedi. Yüzümü okşayan elini tutup öptüm.
"Bende."
"Bana bir söz vermeni istiyorum güzelim. Bundan sonra aramızdaki sorunu halletmeden uyumayalım. Günlerdir doğru düzgün uyku uyumadım. Seninle aramız kötü olunca canım hiçbir şey yapmak istemiyor."
"Söz sevgilim. Sen de söz ver."
"Söz güzelim söz." Dudağına minik öpücük kondurup geri çekildim.
"Hadi gidelim artık."
Sonrası ise güzel bir yolculuktu. Sohbetin dibine vurduğumuz, şarkılar söyleyip eğlendiğimiz bir araba yolculuğuydu. Fethiye yazısını görmemle Emir'e döndüm.
"Sen ciddi misin?"
"Evet."
"Sen müthiş bir insansın."
"Öyleyimdir."
"Ayrıca çok da alçak gönüllüsün."
"Benim laflarımı bana satma yavrum."
"Satarsam ne yaparsın?"
"Seni bir güzel öperim."
"O zaman daha sık yapmalıyım bunu." Emir gülerek
"Ayıp ettin bebeğim. Sen iste yeter ki." Gülümseyerek uzanıp yanağından öptüm.
"Meraktan çatlıyorum. Ne kadar yolumuz kaldı?"
"Az kaldı sevgilim sabret."
"Tamam." Emir bir süre daha sürdükten sonra arabayı kenara çekti. Bir tane fular çıkarıp gözlerimi kapattı.
"Emir ne yapıyorsun?"
"Gidince görmeni istediğim için gözlerini kapatıyorum."
"Dediğin gibi olsun bakalım."
"Bu fular kimin?" Emir'in güldüğünü hissedip ona döndüm.
"Gülme."
"Gülmüyorum."
"Gülüyorsun."
"Sen beni görüyor musun?"
"Hayır sadece seni tanıyorum."
"O fuları bugün senin için aldım."
"Tamam o zaman."
"Kıskanç sevgilim benim."
"Öyleyim."
Biraz ilerledikten sonra saçımı düzeltiyormuş gibi yapıp elimi kaldırdım. Fuları hafif aralayıp bakmaya çalıştım. Emir elini fuların üzerine kapatıp
"Hile yapma."
"Nereden anladın ya? Ne güzel bakacaktım. Gıcık." Ben suratımı asınca Emir dudaklarımı eliyle sıkıştırıp
"Bazen küçük bir çocuk gibi oluyorsun." Omuz silkip Emir'in elini tutup ittim.
"Konuşmayacağım işte seninle." Emir kahkaha attı.
"Seni götüreceğim yere varınca bu sözünü unutacaksın." Omuz silkip kollarımı önümde birleştirdim.Araba durunca geldiğimizi anladım. Emir inip benim kapımı açtı. Önce emniyet kemerimi çözdü dudaklarımdan minik bir öpücük çaldı. Elimi tutup beni arabadan indirdi. Beni döndürüp fularımı açtı. İlk başta gözlerim kamaştı. Biraz gözlerimin alışmasını bekledikten sonra etrafı inceledim. Biraz yürüdüm. Bir dağın tepesindeydik. Evler ağaçların arasında kamufle olmuşlardı. Gökyüzü ise yıldızlarla kaplıydı. Etrafımızdaki hiçbir şey bu güzel gökyüzünü kapatamıyordu. Her şey o kadar muhteşemdi ki gözlerim dolmuştu. Emir'e koşarak boynuna atladım. Ayaklarımı yerden kesip bana sıkıca sarıldı. Kafamı geri çekip her yerini öpmeye başladım.
"Teşekkür ederim sevgilim. Her şey mükemmel. Buraya bayıldım. Burada bir ömür boyu yaşayabilirim. Burası bir cennet."
"Beğenmene sevindim güzelim."
"Beğenmek mi? Bayıldım. Muhteşem ötesi, mükemmel, dehşet verici bir güzellikte."
"Seveceğini biliyordum."
"Çok teşekkür ederim Emir. İyi ki varsın."
"Asıl iyi ki sen varsın bebeğim. Sen olmasan karanlıkta yaşamaya devam edecektim." Yanağından öpüp
"İndir beni artık." Emir gülerek beni indirdi.
"Ben anahtarımızı alıp geleyim. Sen burada bekle."
"Tamam."

ŞİMDİ OKUDUĞUN
SEANS
RomanceKendini karanlığa hapseden bir adam. Hayatını insanlara yardım etmeye adayan bir psikiyatrist. Peki bu adam babasının zoruyla gittiği psikiyatriste aşık olursa ve aşkının karşılıksız olmadığını fark ederse? Kadın adamı hayata döndürse ve aşkları içi...