"Se-ni öptü. Ve sen hiçbir şey yapmadın. Ben orada olmasam sonunuz bir otel odasında olurdu herhalde. Gerçi bak sizi yalnız bırakıyorum istediğinizi yapabilirsiniz." Bir anlık sinirle ne dediğimin farkında değildim. Ondan uzaklaşıp ileride bekleyen taksilerden birine bindim. Aslıların evinin adresini söyleyip arkama yaslandım. Gözyaşlarım sessizce akmaya başladı. Canım çok yanıyordu. Telefonum defalarca çalsa da umursamadım. Taksici yaşlı bir amcaydı. Bana peçete uzattı. Sesim titrek çıkmıştı.
"Teşekkür ederim."
"Seni bu kadar kim üzdü kızım?"
"Eşim."
"Ne yaptı?"
"Benden gerçekleri sakladı."
"Hata etmiş. Ama belki bir sebebi vardır."
"Ne olursa olsun beni bu kadar üzmeye hakkı yok."
"Haklısın kızım." Ben sakinleşmeye çalışırken geçtiğimiz bir eczaneyi görünce
"Amca bir eczanede durur musun?"
"Sen bir nöbetçi eczaneye bak istersen ona göre gideyim."
"Tamam." Telefonumdan nöbetçi eczaneyi bulduktan sonra amcaya tarif ettim. Eczaneye girip hamilelik testi aldım. Eczaneden çıkıp tekrar taksiye bindim.
"Kızım telefonun ısrarla çalmaya devam ediyor. Bir bak istersen." Telefonumu çıkarıp uçak moduna aldım. Aslılara geldiğimde parayı ödeyip taksiden indim. Kapıyı çalıp beklemeye başladım. Kapıyı Ege açtı.
"Açelya hoş geldin." Arkama bakıp Emir'i göremeyince
"Emir nerede?"
"İçeri geçsem Ege."
"Sen iyi misin?" Ona cevap vermeden ayakkabılarımı çıkarıp içeri girdim. Gördüğüm kişiyle olduğum yerde kaldım.
"Abi?"
"Açelya ne işin var burada?" Aklıma gelen ilk yalanı söyledim.
"Ben Aslı'yı özledim de onu ziyarete geldim."
"Yüzün kireç gibi olmuş. İyi misin sen?"
"İyiyim abi."
"Emir nerede?"
"Evde." Abim gülerek
"Neden çocuğu evde bırakıp geldin?"
"Aslı'yla sabaha kadar konuşuruz diye düşünmüştüm. Ondan tek geldim."
"Anladım. Otursana." Ayakta olduğumu fark edip oturdum. Kendimi hiç iyi hissetmiyordum. Tekrar ayağa kalktığımda herkes bana döndü.
"Ben bir lavaboya gireyim." Tuvalete girip klozetin kapağını kapatıp oturdum. Kendimi sakinleştirmeye çalışsam da başarılı olduğum söylenemezdi. Hamilelik testini yapmaya korktuğum için bir süre orada oturdum.
"Açelya iyi misin?" Aslı'nın sesini duymamla kalkıp kapıyı açtım. Beste'de yanındaydı.
"Kavga mı ettiniz?"
"O kadar basit bir şey değil." İkisi de bana korkuyla bakarken Aslı'ya döndüm.
"Mucize ve Umut nerede?"
"Yukarıda uyuyorlar."
"Ben onların yanına gidiyorum."
"Tamam canım. Gelmemi ister misin?"
"Hayır."
"Bir şeye ihtiyacın olursa bizi çağır."
"Tamam." Onlar salona geçerken ben yukarıya çıktım. Mucize'yi uyandırmadan kucağıma alıp koltuğa oturdum. Onunla ilgilenip sakinleşmeye çalıştım. Abim Umut'u almaya geldiğinde
"Açelya bir sorun var ama ne olduğunu bilmiyorum. Bana anlatmak istersen her zaman buradayım biliyorsun."
"Biliyorum abi." Abim odadan çıktığında Mucize'yi yerine bıraktım. Ayağa kalkıp aşağı indim. Abimler giderken salona geçip oturdum. Aslı onları uğurladıktan sonra yanıma geldi.
"Anlat bakalım. Neyin var senin?"
"Ege nerede?"
"Yukarı çıktı." Derin bir nefes alıp olanları anlattım. Aslı Emir'e sayarken araya girdim.
"Aslı?"
"Bana onu savunacaksan hiç konuşma."
"Hayır. Sadece bir konumuz daha var."
"Dinliyorum."
"Ben emin değilim ama yani olabilir. Olmayabilir de."
"Açelya söylesene. Ne dolandırıyorsun lafı?"
"Ben hamile olabilirim."
"Ciddi misin?"
"Evet. Test aldım ama cesaret edipte yapamadım."
"Kalkıp hemen yapıyorsun." Aslı'nın beni kaldırmasıyla tuvalete girdim.
"Kızım hadi daha bitmedi mi? Sonuca beraber bakacağız ona göre." Gülerek kapıyı açtım.
"Sabırsız."
"Yaptın mı?" Testi işaret edip ellerimi yıkadım. İkimiz de testin başında sonucu bekliyorduk. Aslı'ya dönüp
"Kaç dakika sonra belli olur?"
"Beş dakika içinde."
"Kaç dakika geçti?" Aslı bu hâlime güldü.
"Bir de bana sabırsız diyorsun." Dakikalar geçmek bilmiyordu. Aslı'nın bana döndüğünü hissedince
"Hamile değilim."
"Üzgünüm Açelya."
"Sorun yok."
"Üzüldüğünü biliyorum. Benden saklama." Gözümden birkaç damla yaş aktı. Aslı bana sarılıp moral vermeye çalıştı. Biraz daha konuştuktan sonra odalara çekildik.
Sabahın erken saatlerinde kalktım. Mucize'nin yanına gittiğimde uyandığını gördüm. Onu kucağıma alıp aşağıya indim. Ona mama hazırlayıp yedirdim. Biz onunla vakit geçirirken onlar aşağı indiler.
"Günaydın."
"Günaydın canım." Mucize babasını görmesiyle ona gitmeye çalıştı. Mucize'yi babasına verip Aslı'ya döndüm.
"Benim işe gitmem lazım. Sonra ararım ben seni."
"Tamam canım. Dikkatli git." Onlarla vedalaşıp taksiye bindim. Eve geldiğimde Emir'in arabasını gördüm. Daha işe gitmemişti. Derin bir nefes alıp içeri girdim. Yatak odasına çıkıp banyoya girdim. Banyodan çıktığımda Emir odadaydı. Beni görünce gözleri doldu. Onu umursamadan giyinme odasına girip üstümü değiştirdim. Emir ise beni izliyordu. Azıcık makyaj yapıp çantamı aldım. Emir kolumu tutup
"Özür dilerim. Sana anlatmalıydım."
"Ama anlatmadın."
"Nasıl gönlünü alabilirim?"
"Benim seansa yetişmem lazım." Kolumu ondan çekip evden çıktım. Arabama binip muayenehaneme doğru yola çıktım.Akşam olunca eve geçtim. İçeri girdiğimde beni gül yaprakları karşıladı. Yolu takip ettiğimde mükemmel hazırlanmış bir sofra gördüm. Emir takım elbise giymişti. Benim onun yanıma gitmemi beklemeden yanıma geldi.
"Sevgilim bana kızgın olduğunu biliyorum. Sonuna kadar da haklısın. Ama düşündüğün gibi değil. Halamı çağırmalarına izin verdim çünkü babamın tek yakını o. Onu çok çağırmak isteyince hayır diyemedim. Sana anlatmadım çünkü zaten aramız kötüydü. Sana anlatırsam tepki vereceğinden korktum."
"Dün neden hiçbir şey yapmadın Emir? Bir daha karşıma çıkma. Ben evliyim. Karımı seviyorum. Seni bir daha hayatımda görmek istemiyorum. Neden demedin?"
"Onu uzun zaman sonra ilk defa gördüm Açelya. Nasıl tepki vermem gerektiğini bilemedim. Ondan beklemeyeceğim şeyler söyledi. Şaşırdım."
"Seni öptü Emir. Sense ona izin verdin. Ben olmasam izin mi verecektin ona?"
"Hayır tabi ki. Ben senden başka kimseyi sevmiyorum. Onu unuttum. Ama beklemediğim bir şey yaptı. Sen ona vururken bile tam olarak kendime gelemedim."
"Ona zarar gelmesin diye durdurdun beni."
"Ona zarar gelmesi umurumda değil. Senin kendini yormana bile değmezdi. Hem bak ben sana en sevdiğin şeyleri yaptım."
"Sen mi yaptın?"
"Evet, her şeyi kendim hazırladım. Bir de sana hediye aldım." Hediye paketini alıp bana verdi. Paketi açtığımda bebek kıyafeti gördüm. Emir'e dolu gözlerle baktım.
"Bende bir bebeğimiz olsun istiyorum ama sadece iyi bir baba olamamaktan korktum. Bende en az senin kadar istiyorum. Sadece ona yetememekten korkuyorum."
"Bunu neden en baştan söylemedin?"
"Nedenini yeni anladım çünkü." Ben sessiz kalınca
"Beni affettin mi?"
"Bu kadar kolay değil. Ama yine de yemekleri yiyeceğim." Sandalyeye oturup yemeye başladım. Emir de yanıma oturdu. Bana dikkatlice bakıyordu. Ona gülüp
"Çok güzel olmuş merak etme."
"Beğendin mi?"
"Bunları ilk defa yapmana göre gayet iyi." Emir bir yemekten alıp ağzıma verdi. Hepsinden bana teker teker tattırıp beğenip beğenmediğimi sordu. Bu akşam için çok uğraşmıştı. Onu şu an affetmesem de yumuşamıştım. Beraber yemekleri yedikten sonra oturduk. Film izlerken Emir'in kucağında uyuyakaldım. Gecenin bir yarısı gelen telefon sesiyle uyandım. Emir de sese uyanmıştı.
"Ne oluyor?"
"Telefon." deyip Emir'in kolunu çektim. Yataktan kalkıp uyku sersemliğiyle telefonu açtım.
"Alo?"
"Açelya hastaneye gelir misin?" Abimin söylediği şeyle uykum açıldı. Korkudan ayağa kalkıp lambayı açtım.
"Abi bir şey mi oldu?"
"Beste doğuma alındı. Bebek kordona dolanmış. İkisinin de tehlikede olduğunu söyledi doktor."
"Hangi hastanedesiniz abi? Biz hemen geliyoruz." Abimin söylediği hastaneyle giyinme odasına geçtim.
"Açelya onlara bir şey olursa ne yaparım?" Abimin sesinden ağladığını anladım.
"Abim Beste'nin Umut'a hamileyken neler yaşadığını bilmiyor musun? O bunları atlatmış kadın. Merak etme ikisi de iyi olacak. Hem sen karın ve çocukların için güçlü olmalısın."
"Tamam."
"Sen doğuma yanına girmek istediğini söyle. Seni almazlarsa ben gelince hallederim. Beste'nin yanında olman ikisine de güç verir."
"Çabuk gel Açelya. Sana ihtiyacım var."
"Tamam abi." Telefonu kapatıp Emir'e döndüm. Konuşmanın başından beri yanımdan ayrılmamıştı.
"Beste doğuma alınmış. Ama anladığım kadarıyla durumu hiç iyi değil."
"Hadi hemen çıkalım."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SEANS
RomanceKendini karanlığa hapseden bir adam. Hayatını insanlara yardım etmeye adayan bir psikiyatrist. Peki bu adam babasının zoruyla gittiği psikiyatriste aşık olursa ve aşkının karşılıksız olmadığını fark ederse? Kadın adamı hayata döndürse ve aşkları içi...