18.BÖLÜM

35 6 0
                                    

   Hazırlanıp şirkete doğru yola çıktım. Aslında Emir'i yalnız bırakmak istemiyordum. Ama abime ihtiyacım vardı. Aramız tam anlamıyla düzelmemişti. Ama ne olursa olsun şu an abimi yanımda istiyordum. Şirkete varınca yukarı çıktım. Kapıyı tıklatıp bekledim. Abim gülümseyerek kapıyı açtı. Boynuna atlayıp ona kocaman sarıldım.
"Beni bu kadar özlediğini düşünmemiştim." Sessiz kalıp bir süre abime sarıldım. Abim benim böyle zamanlarda dinlendiğim limanımdı. Ona uzun sarılınca bir süreliğine de olsa acılarım diniyordu. Ona böyle uzun süre sarılırsam abim bir şeyler olduğunu anlayıp sessizce bana sarılır. Kendimi biraz daha iyi hissedince geri çekildim.
"Hadi yemeğe gidelim artık."
"Yemek zaten içeride."
"Sen süpersin."
"Öyleyimdir." Gülerek içeri geçtim. Abim restoranda ne varsa sipariş vermişti anlaşılan.
"Ne yaptın abi? Bu kadarını kim yiyecek?"
"Sen ve ben. Ayrıca sen biraz kilo vermişsin. Eski haline dönmen için yemen lazım. Hadi." Koltuğa oturup yemek yemeye başladık. Daha doğrusu abim başladı. Benim en sevdiğim şeyleri almıştı ama canım hiçbir şey istemiyordu. Abim yemediğimi görünce
"Sen üzüldüğün zaman miden bulanır. En sevdiğin yemek olsa bile yiyemezsin." Beni çok iyi tanıyordu. Başımı abimin omzuna koydum. Onun yanımda olması benim gardımı indiriyordu. Gözlerimden birkaç yaş firar etti. Abim ağladığımı anlayınca kolunu omzuma atıp kendine çekti.
"Abi annemle babam yaşasaydı benden utanırlar mıydı?"
"Saçmalama Açelya. Tam tersi senin gibi bir kızları oldukları için gurur duyarlardı."
"Emin misin?"
"Hiçbir şeyden emin olmadığım kadar hem de."
"Ailemin istemeyeceği şeyler yaptım ama."
"Hepimiz hata yapıyoruz. Ama biz senin aileniz ve ne olursa olsun yanındayız. Hem bu nereden çıktı?"
"Hiçbir yerden."
"Bana ne olduğunu anlat ki sana yardım edeyim Açelya."
"Ayrıldık."
"Neden?"
"Bana güvenmiyor abi. Beni bir erkekle sarılırken görünce onu aldattığımı düşündü."
"Sen olsan ne düşünürdün?"
"Ona sorardım."
"Peki o ne yaptı?"
"O benim onu aldattığıma o kadar emindi ki. Ona gerçekleri anlattığımda sana neden inanıyım diye sordu. Çok ağrıma gitti abi."
"Hemen ona kızma güven problemi vardır belki."
"Buraya kadar bir şekilde onu anlayabiliyorum. Ama bana ağır şeyler söyledi. Çok ağır şeyler. Beni en zayıf noktamdan vurdu."
"Herkesin bir zayıf noktası vardır Açelya. Sana ne söyledi?"
"Ne söylediğini zaten tahmin ediyorsun."
"Bana sorduğun şeyi o mu söyledi sana." Sessiz kaldım. Abim derin bir nefes alıp konuşmaya başladı.
"Ayıp etmiş. Ondan bu yüzden mi ayrıldın?"
"Hem evet hem hayır. Söylediklerini unutamam. Unutsam bile bana zaten güvenmiyor. Güven olmayan ilişki yürümez abi. Bir yere kadar götürür seni oradan sonra tıkanırsın."
"Sadece söyledikleri yüzünden mi bu haldesin peki?"
"Onu çok seviyorum abi. Bu zamana kadar sevdiğim hiçbir adamla evlilik düşünmedim. Ama onunla bebeğimiz olduğunu gördüm rüyamda. O kadar tatlıydı ki gerçek olmasını istedim. İlk defa evlenmeyi düşündüm. Her ne kadar korksam da onunla evlenmek istedim."
"Evlilikte seni korkutan şey ne?"
"Çok fazla evliliğin bitişine şahit oldum. O yüzden her evliliğin sonu boşanmak gibi geliyor. Etrafımda mutlu evlilikler görüyorum ama mutsuz evlilikler daha fazla. Sonunun kötü biteceğini düşündüğüm bir yola girmek istemiyorum."
"Her evlilik mutlu sonla bitmez haklısın. Ama hep mutsuz sonla da bitmez. Girmediğin bir yolun sonunu göremezsin. Onunla ayrılıp pişman olacağına keşke onu affetseydim deme. Tekrar deneyin. Seni üzdüğünü söyle. Konuş onunla. Yapmadığın şey için pişman olmaktansa yaptığın şey için pişman ol Açelya."
"Bilmiyorum abi. Kafam çok karışık. O hiçbir zaman bana olan güven sorununu çözemeyecek. Hep aramızda bir güven eksikliği olacak."
"Sen yine de söylediklerimi düşün."
"Tamam abi."
"Hadi yemek yiyelim artık." Abimden ayrılıp az da olsa bir şeyler yemeye çalıştım. Abim Umut'la ilgili şeyler anlatıyordu. Onun lafının açılmasının beni gülümseteceğini biliyordu. Abimin anlattığı şeyler kafamı dağıtmıştı. Yemek yedikten sonra
"Ben gideyim abi. Teşekkür ederim seninle olmak iyi geldi."
"Abine teşekkür etmek yerine beni affet. Seni kırdığımı fark etmedim. İşler de sıkıntı çıktı Açelya. O zamanlarda Beste ile kavga etmiştik. Her şey üst üste gelince seni boşladım. Özür dilerim kardeşim. Abin eşeklik yaptı." Abimin koluna hafifçe vurdum.
"Abime kötü şey söylemene izin vermem. Söylediğin gibi herkes hata yapar. Geçti gitti. Takma kafana. Beste ile barıştınız ama değil mi?"
"Evet barıştık. Hatta sana bir sürprizimiz var."
"Neymiş o?"
"Beste, Aslı ile sana aynı anda söylemek istiyor. Seni bugün için çağırmamı istedi."
"Üzgünüm abi ama akşam gelemem. Sen bana şimdi söyle."
"Söylersem Beste bana kızar. Bu riski hiç göze alamam sevgili kardeşim. Siz hangi gün geleceğinin kararını verirsiniz."
"Tamam abi. Görüşürüz." deyip sarıldım. Arabama binip eve giderken telefonum çaldı. Arayan Beste'ydi. Telefonu açıp hoparlöre verdim.
"Bana neden ayrıldığınızı söylemiyorsun?"
"Merhaba sana da canım. Ben iyiyim sen nasılsın?"
"Konuyu kaynatma ve soruma cevap ver."
"Ayrıldık işte Beste. Nesini anlatayım? Abimin de işi gücü yok sana mı haber veriyor?"
"Beni arayıp seninle konuşmamı söyledi. Moralin bozukmuş. Ben seni daha iyi anlarım diye haber verdi. Üzgünüm. Abinle arana girmek değil amacım." Ağlamaklı çıkan sesini duyduğumda
"Kızım saçmalama. Dalga geçiyorum. Söylesin tabi. Benim senden gizlim saklım yok. Sadece yoğundum o yüzden arayamadım. Yoksa ilk haber vereceğim kişiler sizsiniz."
"Tamam." Kendimi affettirmek için ona her şeyi anlatmaya karar verdim.
"Emir'le ayrıldık ama onun evinde kalıyorum."
"Ne?" diye bağrınca yüzümü buruşturdum.
"Kaza geçirdi. Kaburgasında kırık var ve birisinin ona bakması gerekiyor. Onun için kısa süreliğine ona ben bakacağım."
"Barışırsınız o zaman. İyi bari içim rahatladı."
"Barışacağımızı düşünmüyorum Beste. Bu sefer basit bir şey değil. Sadece yaralı o yüzden ona bakıyorum."
"Onu sevdiğin için değil yani öyle mi?"
"Onunda etkisi var. Umut gelince öp benim yerime."
"Öperim merak etme halası. Kendine dikkat et."
"Ediyorum merak etme. Ayrıca şu sürprizi öğrenmek istiyorum."
"Sonra öğrenirsin." deyip telefonu suratıma kapattı. Bende Emir'i arayıp istediği bir şey olup olmadığını sordum. Bir şey istemeyince eve doğru yol aldım.

                                                       ***

      Biz yemek yerken Aslı aradı.
"Efendim Aslı?"
"Ben aramasam kardeşini arayacağın yok." Sesi sitem doluydu.
"Üzgünüm canım. Yoğun günler geçiriyorum."
"Ne oldu?"
"Emir kaza geçirdi."
"Ciddi misin? Durumu nasıl?"
"İyileşmesi zaman alacak ama iyi."
"Beraber misiniz?"
"Nasıl yani?"
"Aynı evde misiniz? Onu soruyorum."
"Evet. Ne oldu ki?"
"Ben Ege'ye söyleyeceğim. Oraya geleceğiz."
"Tamam ama bu kazadan kimsenin haberi yok ona göre."
"Merak etme. Sen bize konum at. Yola çıkarız birazdan."
"Tamam canım." Telefonu kapattıktan sonra
"Aslı ile Ege gelecek senin için."
"Gelsinler."
"Sana sormadım ama sorun olur mu?"
"Niye sorun olsun ki?"
"Bilmem."
"Olmaz. Hem Aslı'yı görmek sana iyi gelir." Beni düşünmesi hoşuma gitmişti. Ama ona kırgın olduğumu hatırlayıp
"Evet."

      Zil çalınca kapıyı açtım.
"Hoş geldiniz."
"Hoş bulduk." Onlar içeri girerken Ege
"Nasılsın Açelya?"
"İyiyim Ege sen?"
"İyiyim bende. Bizimki içeride mi?"
"Evet." İkisine de sarıldıktan sonra Ege içeri geçti. Bende Aslı'ya dönüp
"Mucize nerede?"
"Yeliz anne bakacak ona."
"Anladım." İçeri geçecekken Aslı kolumu tuttu.
"İyi misin sen? Solgun görünüyorsun."
"İyiyim merak etme." Onların yanına gittiğimizde kaza hakkında konuşuyorlardı.
"Çok ucuz atlatmışsın kardeşim. Geçmiş olsun."
"Geçmiş olsun Emir. İyi misin?"
"İyiyim Aslı. Mucize nerede?" Aslı gülerek
"Aynı şeyi Açelya da sordu." Emir ile göz göze gelince kafamı çevirdim.
"Hadi oturalım." Aslı'yı kolundan tutup benimle beraber oturmasını sağladım. Ege
"Valla çok şanslısın Emir. Açelya gibisini zor bulursun."
"Bulmak istemiyorum zaten." Aslı'nın aramızdaki durum gözünden kaçmamıştı.
"Siz ikiniz bir tuhafsınız. Ne oluyor?"
"Karım doğru söylüyor. Her zaman neşeli olan Açelya'yı görmüyorum ben."
"Biz Emir'le ayrıldık."
"Ne?"
"Ne?" İkisi de aynı anda söyleyince birbirlerine baktılar. Aslı bana dönüp
"Ne demek ayrıldık? Dalga mı geçiyorsunuz bizimle?"
"Hayır Aslı. Bunun şakası mı olur?" Ege Aslı'nın tekrar sormasını engelleyerek
"O zaman neden Emir'in yanındasın? Arkadaş kalmaya karar verdik demeyeceksin herhalde."
"Ege çok doğru söyledi. Cevap ver."
"Ayrıldık ama Emir iyileşene kadar onunla kalacağım. Şu anda onu yalnız bırakamam. Uzun süre dinlenmesi gerek." Aslı bana şaşkınca bakıyordu. Ne anlamında kafamı salladım. Ege
"Neden ayrıldınız?" Ben tam cevap verecekken Emir
"Basit bir sebepten." Emir'e sertçe bakıp
"Basit mi? Emin misin?"
"Basit olmayabilir. Ama unutulmayacak bir şey de değil. Pişman olduğumu biliyorsun."
"Pişman olman söylediğin sözleri geri almıyor. Beni kırdığın gerçeğini de değiştirmiyor." Bağırarak söylediğim sözlerden sonra derin bir nefes aldım.
"Bu konuyu kapatalım. Konuşmak hiçbir şeyi değiştirmeyecek." Ege konuyu değiştirip gergin havayı dağıtmaya çalıştı. Aslı bana eğilip
"İyi misin?"
"Hayır." Aslı tek eliyle bana destek vermek için elimi tuttu.
"Kafamı dağıtacak bir şeyler konuşalım lütfen."
"Tamam canım. Bak Mucize'nin ne yaptığını anlatayım sana."
      Biraz konuştuktan sonra mutfağa geçip onlar gelmeden hazırladığım keki dilimledim. Çay ile beraber onu ikram ettik. Sohbet boyunca Emir'e hiç bakmadım. Eğer ona bakarsam tek bir güzel bakışıyla onu affederdim. Onun ise bana baktığını hissediyordum. Aslı gitmeden önce bana sarılırken kulağıma
"Ne olduğunu bilmiyorum ama Emir'in çok pişman olduğunu görebiliyorum. Bütün gece bakışlarını senden çekmedi."
"Ne yapmam gerektiğini bilmiyorum Aslı."
"Sıkma canını. Her şey hallolur. Beni istediğin zaman arayabilirsin biliyorsun."
"Biliyorum canım." Onları kapıdan uğurlarken arkasından
"Benim için Mucize'yi öp."
"Öperim." deyip el salladı.
     Onlar gittikten sonra ortalığı toplayıp yattık.

      Saat üç ve ben asla uyuyamıyorum. En sonunda kalkıp Emir'in baş ucuna geldim. Yere oturup elini tuttum. Onunla konuşmak istiyordum.
"Seni affetmek istiyorum. Çünkü sana olan sevgim her şeyin önüne geçiyor. Ama sen seni affetmem için hiçbir şey yapmıyorsun. Beni tekrar kazanmak için uğraşmıyorsun. Bu şekilde seni nasıl affedebilirim ki? Nasıl söylediklerini unutabilirim?" O an Emir'in uyuduğunu düşünüyordum. Söylediklerimi dinlediğini düşünmemiştim.

SEANSHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin