Üstümüzü giyindikten sonra Emir önüme gelip elini bana uzattı. Ona gülümseyerek
"Ne yapmaya çalışıyorsun?"
"Hayatımda gördüğüm en güzel kadına benimle yemeğe gelir mi diye soracaktım."
"Sen işine devam et. Bende Fulya'yı alıp eve geçeyim."
"Yine yapıyorsun."
"Neyi?"
"Kaçıyorsun. Tam engelleri aştım artık kalbine ulaştım derken önüme yeni engeller çıkarıyorsun. Ne yapmamı istediğini anlamıyorum."
"Kaçmıyorum sadece kızımı özledim."
"Kızımızı bende özledim Açelya. Ama senin tek yaptığın benden uzaklaşmak." Aslında söylediği şey doğru. Ondan uzaklaşıyorum çünkü korkuyorum. Hayatımızın tekrar çıkmaza girmesinden, kızımın babasız kalmasından, aramızda olacak şeyin bizi kötü etkileyeceğinden korkuyorum.
"Peki o zaman şöyle yapalım. Fulya'yı alıp yemeğe gidelim."
"Açelya bizden birkaç saat daha ayrı kalabilir. Zaten eğer bir şey olursa annem bizi arar. Keyfi yerinde ki ne beni ne de seni aramadı."
"Tamam. Çıkalım hadi." Emir yüzünde zafer kazanmış edayla sırıtıyordu. Çantamı ve ceketimi aldıktan sonra çıktık. Otoparka indiğimizde
"Benim arabayla gitsek olur mu? Fulya'yı aldıktan sonra eve geçerim."
"Tamam."
"Arabayı sen kullan. Nereye gideceğimizi bilmiyorum."
"Olur canım." Ben söylediği şeyle olduğum yerde kalırken Emir bana döndü.
"Kapı?"
"Ne kapı?" O bana gülerken neyi kastettiğini anlayıp
"Doğru ya araba." Kapıları açıp arabaya oturduk. Emir arabayı çalıştırıp yola çıktı. Benimle sürekli konuşmaya çalışa da sorularına kısa cevaplar veriyordum. Benim konuşmayacağımı anlayıp bana bir şeyler anlatmaya başladı. Anlattığı şeyler keyfimi yerime getirmişti. Emir bir restoranın önünde durunca arabadan inmek için kapıyı açacağım sırada
"Bekle bir dakika."
"Niye?" Sorumu cevaplamadan araban inip yanıma geldi. Ben hâlâ ne yapacağını anlamaya çalışırken kapımı açtı. Elini uzatıp
"Kraliçem buyurun lütfen." Ben ona gülerken elini tutup indim. Elini bıraktığımda bana kolunu uzattı. Koluna girip yürümeye başladık. Yüzümdeki geniş gülümseme masaya gelene kadar devam etti. Bana sandalyemi çekmesiyle gülerek
"Emir ne yapmaya çalışıyorsun?"
"Güzel bir kadınla randevuya çıktım ve bunu sonuna kadar değerlendiriyorum." Ona göz devirip sandalyeye oturdum.
"Göz devirme olayını bırakmamışsın."
"Bırakmıştım. Sadece senin yanında yapıyorum." Emir'in söylediğim şey hoşuna gitmiş olacak ki bana en güzel gülümsemesini sundu. Ben oturduktan sonra sandalyemi düzeltip yanağımdan öptü. Karşıma oturup
"Ne yemek istersin?"
"Bildiğin şeyi sorma."
"Unuttuysam." Kaşlarımı çatıp ona kızgınca bakarken Emir gülmeye başladı.
"Yüz ifadeni görmeliydin. Çok tatlıydın." Resmen benimle eğleniyordu.
"Bu yüzden gülüyorsun zaten." Benim suratımı asmamla Emir elimi tutup öptü. Biz bakışırken garson menü getirdi. Yemeklerimizi yedikten sonra konuya girmem gerektiğini düşündüm. Derin bir nefes alıp her şeyi tek nefeste söyledim.
"Emir bugün Jale'yle buluştuk. Bana her şeyi anlattı. Sen sadece bize kurulan planının parçasısın."
"Nasıl yani?"
"O gece sana uyku hapı vermişler. Senin soyunmanı sağlamak için iki adam tutmuş. Ve yanına yatmış. Bu kadar." Bir süre sessiz kaldıktan sonra
"Neden bu kadar zaman beklemiş anlatmak için?"
"Bende aynı şeyi düşündüm Emir."
"Boşuna acı çektik. İki yılımı sensiz geçirdim. Her gün senin hatıralarınla yaşadım. Üstelik ne hamileliğine ne de kızımızın büyümesini görebildim."
"Biliyorum. Bende en az senin kadar kızgınım." Emir'in çok sinirlendiğini anlayınca
"Emir sen dışarı çık. Biraz hava al. Bende yanına geleyim."
"Tamam." Emir'le beraber kalktım. O dışarı çıkarken bende hesabı ödedim. Yanına gittiğimde
"Arabayı ben kullanırım." Kafa sallayıp yolcu koltuğuna geçti. Yeni keşfettiğim yere doğru yola çıktım. Çok geçmeden oraya vardığımızda arabayı park ettim. Emir bana dönüp
"Neden buradayız?"
"Seni sakinleştirmek için." Emir'in elini tutup gözlerine baktım.
"İkimiz de bu iki yılda zor günler yaşadık. Farkındayım. O kadar zorlandığım şey oldu ki. Anneliği becerebilecek miyim? Onu tek başıma büyütebilir miyim? Ona babasının yokluğunu nasıl hissettirmem? Doğumum zor olacak mı? İlk zamanlar çok uykusuz kalacağım dayanabilir miyim? Daha yüzlerce soru. Evet senin yanımda olmanı her şeyden çok isterdim. Ama sonuç olarak bu günler geçti. Biz şu andayız. Geçmişe takılırsak önümüzü göremeyiz. Belki iki yıl kaybettik ama bundan sonraki yıllar bizim. Bunları telafi etmek için zamanımız var. Kötü günler geçti daha kötü günler de. Şimdi sadece mutlu olma zamanı. Kızımız, sen ve ben belki aramıza sonradan katılacak bir ufaklık hep beraber olacağız."
"Seni çok seviyorum."
"Ben seni daha çok seviyorum." Emir alnımdan öpüp geri çekildi.
"Açelya sana bir şey soracağım."
"Sor."
"Benimle tekrar evlenir misin?" Tek kaşımı kaldırıp
"Bu kadar mı yani?"
"Hayatımın kadını, kızımın güzel annesi, yüreği güzel kadın çekirdek ailemizi birleştirmeye var mısın? Kızımızı ve doğacak çocuklarımızı beraber büyütmeye ne dersin? Hayatımın merkezi olan güzeller güzeli kadın benimle olmaya var mısın? Beraber yaşlanıp ölmeye var mısın?" Gözyaşlarımın arasında kafamı sallayıp
"Her şeyimle varım."***
Saatin on iki olmasıyla odada dört dönmeye başladım. Kapının açılmasıyla yanına gittim. Kaşlarımı çatıp
"Neredesin sen?"
"Buradayım sevgilim." Benim ciddi olduğumu görünce
"İyi misin hayatım?" Kızgın bir sesle
"Hayır, değilim. Toplantım geç biter dedin. Ama saat on iki oldu. Toplantın sekizde başladı. Toplantıdan çıktıktan sonra nereye gittin?"
"Toplantı geç bitti. Sonra bir işimi halletmek için mağazaya girdim."
"Bu yüzden mi bu kadar oyalandın?" Emir bana kırgın bir ifadeyle bakıp
"Bana güvenmiyorsun."
"Nasıl güvenebilirim ki? Beni aldattığını düşündüğüm bir adamla evlendim. O zaman aldatmadın. Şimdi aldatmayacağın nereden belli?" Emir'in gözleri dolunca söylediğim şeylere pişmanlık duydum. O bunu hak etmiyordu. Ama kendime engel olamamıştım.
"Bana bu kadar güvenmediğini bilmiyordum. Evlenmeden önce söyleseydin keşke." Emir yeni fark ettiğim elindeki çiçekleri bırakıp yukarı çıktı. Bu olay geçenlerde yaşadığımız bir olayı hatırlattı.Muayenehaneden çıktıktan sonra Emir'in yanına gitmeye karar vermiştim. Saat geç olduğu için çalışan yoktu. Bende direkt odasına çıktım. Kapıyı açtığımda Emir'in
"Selin başka bir mekân bakalım. Burası boş değil." Selin ismini duymamla sinirle içeri girip kapıyı çarptım. Emir'e öldürücü gözlerle bakıyordum.
"Sana güvenmiştim adi herif. Bana niye yalan söyledin? Görüşmediğini hayatından çıkardığını söylemiştin. Neden onunlasın o zaman?" Emir konuşacağı sırada
"Yalancının önde gidenisin. Ben sadece seni severken senin yaptığına bak. Seninle tekrar evlenerek hayatımdaki en büyük ikinci aptallığı yaptım. İlki de seninle evlenmek. Bana yalan söyledin." Ben sinirimi çıkarmak odanın içinde gezinmeye başladım. Emir yanıma gelip kolumu tuttu. Kolumu sertçe ondan çekip geriye gittim.
"Açelya beni bir dinle."
"Neyini dinleyim senin?"
"Açelya Selin, o Selin değil."
"Sana güvenmem hataydı zaten. Ama hata ben-" Söylediği şeyi yeni idrak etmemle kıza döndüm. Bize şaşkınca bakan bir kız gördüm.
"Bu o değil."
"Evet değil."
"Ben senin Selin dediğini duyunca."
"Sana yalan söylemedim. Gerçekten hayatımda yeri yok." Aklıma gelen şeyle ona döndüm.
"O zaman seni arayan Selin buydu." Emir kaşlarını çatıp
"Neyden bahsediyorsun?" Pot kırdığımı anlayıp gözlerimi kaçırdım. Ben susunca Emir kıza dönüp
"Sonra devam ederiz Selin."
"Tamam nasıl istersen." Kız eşyalarını toparlayıp dışarı çıktı. Yavaşça ona yaklaşıp
"Kızdın mı bana?"
"Kızgın olmam gerekiyordu ama değilim. Aklına o geldi." Gülümseyip Emir'e sarıldım.
"Bahsettiğin şey neydi?"
"Boş ver. Önemli bir şey değil." Sitemli bir sesle
"Açelya?" Oflayarak geri çekildim.
"Annen hasta olduğu zaman eve gidip dizime yatmıştın ya. O gün Selin diye biri aradı. Bende onun aradığını düşündüğüm için çıkıp gittim."
"İşin çıktığı için değildi yani."
"Değildi. O zamanlar görüşüp görüşmediğinizi bilmiyordum. Aklıma o geldi. Şimdi de adını duyunca o zannettim. Ama olayı yanlış anlamışım."
"Gel buraya." Emir'in kollarını açmasıyla huzur bulduğum kollara sığındım.
![](https://img.wattpad.com/cover/297459664-288-k491650.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SEANS
RomanceKendini karanlığa hapseden bir adam. Hayatını insanlara yardım etmeye adayan bir psikiyatrist. Peki bu adam babasının zoruyla gittiği psikiyatriste aşık olursa ve aşkının karşılıksız olmadığını fark ederse? Kadın adamı hayata döndürse ve aşkları içi...