29.BÖLÜM

22 4 0
                                    

Abimlere gelince taksinin ücretini ödeyip dışarı çıktım. Bende olan anahtarlarıyla içeri girdim. Aslı ve Beste oturuyorlardı. Benim geldiğimi görünce yanıma gelip sarıldılar. Oturduğumuzda Beste bana takılarak
"Ne kadar da mutluyuz?"
"Aynen." Aslı araya girip
"O kadın mı bu kadar sinirini bozdu." Beste olayı bilmediği için Aslı'ya dönüp
"Hangi kadın?"
"Konuşmak istemiyorum lütfen. Ben biraz yatacağım." Yanlarından kalkıp odaya girdim. Biraz uyumak iyi gelecekti. Yatmadan önce telefonuma baktım. Emir merak edip de aramamıştı. Sinirle arkamı dönüp uyumaya çalıştım. Midemin bulantısıyla kalkıp lavaboya girdim. Midemde bir şey kalmayana kadar kustum. Derin bir nefes alıp odaya geri döndüm. Kendimi çok halsiz hissediyordum. Aşağı indiğimde Ege ve abim de gelmişti. Hafifçe gülümseyerek
"Hoş geldiniz."
"Hoş bulduk." Abimin yanına oturup başımı omzuna koydum. Abim saçlarımla oynarken
"Çok halsiz görünüyorsun. İyi misin?"
"İyiyim abi çok yorgunum sadece." Aslı bir konu açarak ortamı dağıttı. Herkes konuşurken ben sessizce dinliyordum. Mide bulantım ve baş ağrım çok fazlaydı. Ayağa kalktığımda
"Nereye?"
"Geliyorum hemen." Bana lazım olan ilaçları içip salona geri döndüm.
"Yemek için seni bekledik. Yiyelim mi?"
"Siz yiyin." Beste bana kızıp
"Buraya geldiğinden beri bir şey yemedin. Kalk bakalım yiyeceksin."
"Midem bulanıyor Beste zorlama." Kızlar birbirine baktıktan sonra bana baktılar.
"Hamile değilim kızlar. Bakmayın öyle."
"Emin misin?"
"Eminim Aslı."
"Biz bir test yapsak." Ben sessiz kalınca abim
"Açelya?"
"Abi bakma onlara sen. Benim midem arada bulanır biliyorsun."
"Senin tek bir şey olduğu zaman miden bulanır." Abimin bahsettiği şeyi anlayınca gözlerimi kaçırdım. Aslı
"Neyden bahsettiğinizi bize de söyleseniz."
"Açelya sadece çok üzüldüğü zamanlarda midesi bulanır."
"Abi hastayım sadece. Midemi üşüttüm. Bu kadar abartmayın." Abim söze girecekken Umut yukarıdan koşarak yanıma geldi.
"Umut." Yere eğilip ona kocaman sarıldım. Her yerini öpücüklere boğmamla gülmeye başladı. Onu rahat bıraktığımda bana tekrar sarıldı.
"Halam ben seni çok özledim."
"Bende seni çok özledim aşkım." Koltuğa oturduğumda yanıma geldi. Onu kucağıma oturtturdum.
"Benim yakışıklım nerelerdeydi bakalım?" Umut annesine bakınca bende Beste'ye baktım.
"Arabada gelirken uyuyakalmış. Çağın da onu kucağına alıp yatırdı." Umut bana dönüp
"Hala ben arabada uyumuşum. Babam da beni yatağıma yatırmış." Kahkaha atarak ona baktım.
"İyi yapmışsın bebeğim. Uyumak her zaman iyi gelir." Umut etrafına bakıp aradığı şeyi bulamayınca Aslı'ya baktı.
"Mucize nerede Aslı teyze?"
"Babaannesinde canım."
"Bir dahakine onu da getirin."
"Bir dahakine sen bize gelirsin olmaz mı?"
"Olur." Beste ayağa kalkıp
"Hadi yemeğe kalkın." Yemek yemeye oturduğumuzda ben bir şey yemeyip Umut'u yedirmiştim. Bahçede oturup sohbet ederken telefonum çaldı.
"Ben geliyorum." deyip içeri girdim.
"Efendim anne?"
"Nasılsın kızım?"
"İyiyim anne sen nasılsın?"
"İyiyim kızım. Sen halanın kusuruna bakma. Ben onun adına özür dilerim."
"O kadının yerine özür dileme anne. Boş ver ben iyiyim. Emir nerede?"
"Evde kızım."
"Anladım anne. Yarın görüşürüz."
"Görüşürüz kızım." Telefonu kapattıktan sonra duvara yaslandım. Kızlara içeri gelmeleri için mesaj attım. Onlar gelince
"Ne oldu?"
"Yukarıda konuşalım." Odaya geçip yatağa oturduk.
"Dökül bakalım." Bugün sabah olan şeyi onlara anlattım. Bana hak verdiler. Ama onlar Emir'i arayıp konuşmam gerektiğini düşünüyorlardı. Ben ise istemiyordum. Onların zoruyla telefonunu aradım.
"Efendim?"
"Emir müsait misin?"
"Evet."
"Bugün olanlarla ilgili bir şey söylemeyecek misin?"
"Yaptığın şey fazlaydı Açelya."
"Bana onu mu savunuyorsun?"
"Onu savunmuyorum. Söylediklerini hak etmiyorsun ama o ne olursa olsun babamın kardeşi. Babamın ondan başka kimsesi yok. Ve sen onu düğünde istemediğini söyledin."
"Babanı seviyorum ama bu kararımı değiştirmez. Bu benim düğünüm ve onu istemiyorum bu kadar basit."
"Bu benim de düğünüm Açelya. Sen istemesen de düğüne katılacak."
"Ne dedi de aklına girdi?"
"Bir şey söylemedi Açelya. Sadece babam çok üzüldü. Ve onu üzmek istemiyorum o kadar." Bir süre sessiz kaldım. Sonra telefonu yüzüne kapattım. Gözlerimden yaşlar akmaya başlayınca kızlar bana sarıldı. Geri çekildiklerinde
"Benim uyuduğumu söyler misiniz?"
"Söyleriz tabii ki."
"İyi ki varsınız."
"Sen de iyi ki varsın canım. Üzme kendini." Kafamı sallamakla yetindim. Onlar dışarı çıkınca yatağa uzanıp düşünmeye başladım. Araba sesi duyunca balkona çıktım. Abim bir yere gidiyordu. Umursamadan yatağıma geri döndüm. Ben yatmaya devam ederken kapı çaldı.
"Gel!" Kapı açıldığında abim içeri girdi. Elinde dolu bir poşet vardı. Ben oturunca abim poşeti açıp karşıma oturdu. Tepside benim en sevdiğim abur cuburlar ve içecekler vardı. Kocaman gülümseyip abime sarıldım.
"Teşekkür ederim abi."
"Hadi ye bakalım."
"Beraber yiyelim abi."
"Bensiz yiyebileceğini mi düşündün?"
"Hiç öyle düşünür müyüm ben?"
"Düşünmez misin?"
"Düşünebilirim." Abim gülerek
"Bunlar için ne kavgalar ederdik." Buruk bir gülümseme oluştu dudaklarımda. O günlerde ailemiz bir aradaydı.
"Evet." Bir çikolatayı açıp yemeye başladım. Duvara yaslanıp ayaklarımı uzattım. Abim de aynı şeyi yapıp benim gibi çikolatasını açıp yemeye başladı. Abim durgunluğumu fark ettiği için sessiz kaldı. Elimizdekiler bitince abim tepsiyi komodinin üzerine koyup yanıma oturdu. Beni dizine yatırıp saçlarımla oynamaya başladı.
"Bunu yapmamı çok severdin."
"Şimdi de çok seviyorum."
"Neyin olduğunu anlatmak ister misin?" Bir süre sessiz kaldım. Sonra
"Korkuyorum."
"Neyden korkuyorsun?"
"Şimdi her şey çok güzel. Ama evlenince değişirse ne olacak?"
"Bunu nereden çıkardın?"
"Bu evlilikte çok sık duyduğum bir olay. Bana gelen evli çiftlerin çoğu evlendikten sonra asıl yüzünü gördüğünü söylüyorlar."
"Emir'e güvenmiyor musun?"
"Güveniyorum."
"O zaman?"
"Bilmiyorum abi. İçimde çözemediğim bir his var. Belki de heyecandan böyledir."
"Emir seni çok önemsiyor. Senin ismin geçince gözleri parlıyor. Onun için çok değerlisin. Seni çok seviyor."
"Sen olmasan ben ne yapardım abi?"
"Bunu düşünme çünkü buradayım. Yanındayım. Ne olursa olsun yanında olmaya devam edeceğim biliyorsun."
"Biliyorum." İkimizde kendi düşüncelerimize daldık.
"Abi?" Abim bana bakınca
"Beni dizinde uyutur musun?"
"Uyuturum güzelim. Gözlerini kapat. Ve hiçbir şey düşünme." Dediğini yapıp gözlerimi kapattım ve bir süre sonra karanlığın beni içine çekmesine izin verdim.

Sabahın ilk ışıklarıyla gözlerimi açtım. Evdeki herkes uyuyordu. Aslı ve Ege'de burada kalmışlardı. Sessizce hazırlanıp evden çıktım. Benim arabam tamirde olduğu için abimin arabasını alıp yola çıktım. İlk önce hastaneye uğradım. Bir hemşireye
"Göğüs cerrahisinden Doktor Burak burada mı?"
"Evet. Kendisi odasında."
"Teşekkür ederim." deyip odasına çıktım. Davetiye vermeye geldiğimde odasını öğrenmiştim. Kapısını tıklattığımda ses gelmedi. Bir kez daha tıklattım. Yine ses gelmeyince içeri girdim. Burak uzanmış uyuyordu. Onu uyandırdığımda beni gördüğüne şaşırdı.
"Açelya?"
"Seni uyandırmak istemezdim ama acil bir şey var." Burak kendini toplayarak oturdu.
"Ne oldu? Gelin düğünden kaçmaya mı karar verdi?"
"Öyle bir şey değil." Burak ciddileşip
"Sorun ne?"
"Ben dün kaza yaptım. Kimsenin haberi yok. Kaza da kafamı çarptım. Hafif şişti ve kanadı. Bir ona baksan iyi olur. Bir de ultrason yapman lazım."
"Ultrason niye?"
"Hamile olabilirim ama emin değilim. Şimdilik kimseye söylemek yok."
"Tamam. Gel hadi önce başını kontrol edelim."

Testler bittikten sonra sonuçlara baktık. Hepsi temizdi. En son ultrason kalmıştı. Masaya yatıp karnımı açtım. Burak jel sürüp karnıma bakmaya başladı. Bir süre inceledikten sonra
"Hamile olduğunu düşünmüyorum. Ultrason temiz görünüyor." Her ne kadar emin olmasam da onu benimsediğimi anladım. Üzülmüş olsam kendimi topladım.
"Teşekkür ederim Burak. Ben artık gideyim."
"Tamam. Dikkatli git."
"Merak etme tekrar kaza yapmam. Bu arada düğüne bekliyorum sizi ona göre."
"Geliyoruz zaten. Ceylan giyeceği şeyi bile ayarladı." Ceylan Burak'ın eşiydi. Çiftler halinde bulup konuşmuştuk. Çok samimi bir kadındı.
"Canım benim."
"Kendine dikkat et. Düğünde bayılıp kalmanı istemeyiz."
"Tamam." Hastaneden çıktıktan sonra ailemin yanına gitmek için yola çıktım. Mezarlığa gelince arabayı park edip indim. Onların yanına gelince aralarına oturdum. Gözyaşlarım benden bağımsız akmaya başladı.
"Anne baba sizi çok özledim. Keşke yanımda olsanız. Her zaman kalbimdesiniz. Ama yine de yanımda olup bana destek vermenizi isterdim. Mesela anne sen dün olan şeyde bana hak verirdin. Beraber kızardık. Babam yanımızda olurdu. Ben gideceğim için üzülürdü. Seninle onu teselli ederdik. Babam her zamanki gibi bizle dalga geçerdi. Siz benden daha heyecanlı olurdunuz." Gözyaşlarım bir süre sonra hıçkırıklara döndü.
"Çok özledim. O kadar özledim ki. Her acıya zamanla alışılır diyorlar. Alışıyorsun ama o acı hiç geçmiyor. Sizin yokluğunuzu hiç kimse dolduramıyor." Aklıma Emir'in gelmesiyle ağlamalarım arasında güldüm.
"Yani Emir acımı daha da azaltmış olabilir. Ama o ince sızı hiç geçmiyor. Bugün benim yanımda olun. Tamam mı? Bana sakin olmamı söyleyin. Annem öğütler ver sen bana. Olur mu? Sizi düğünümde görmeme izin verin lütfen." Sakinleşemeyeceğimi anladığımda arabaya binip eve geçtim. Sanırım herkes buradaydı. Biraz geç kalmış olabilirdim. Anahtarla açıp içeri girdim. Emir'in sesi bütün koridoru doldurdu.
"Nerede bu kız abi? Kafayı yiyeceğim. Telefonlarımızı açmıyor. İki seçeneğimiz var. Ya beni terk etti ya da başına bir şey geldi."

SEANSHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin