31.BÖLÜM

22 3 0
                                    

    Elimi ensesine götürüp saçlarını okşadım. Ben ona yaklaşırken kapı açıldı. Ondan geri çekilip üstümü düzelttim. Annem yanıma gelince
"Kızım ben geldim."
"Hoş geldin anne." Annem Emir'i görünce şaşırmıştı. Kendini toparlayıp
"Hoş bulduk. Oğlum sen dışarı çık hadi. Kızımı rahat bırak da hazırlansın."
"Gitmesem?" Annem gülerek
"Kalk hadi kalk." deyip zorla Emir'i kaldırdı. Kızların hepsi hazırlanmış olarak yanıma geldiler.
"Biz de diyoruz bunun sesi niye çıkmıyor? Sebebi şimdi belli oldu." Annemin burada olduğunu belli etmek için işaret yapıp uyarır tonda konuştum.
"Aslı?"
"Ne yalan mı? İkiniz bir arada olunca zaman kavramını yitiriyorsunuz. Ben içeri geldim ama kendinizi ne kadar kaptırdıysanız duymadınız beni." Beste'nin, Aslı'yı kolundan dürtmesiyle nihayet onları görmüştü. Yeliz teyzeye gülümseyip
"Anne hoş geldiniz."
"Hoş bulduk."
"Mucize nerede?"
"Ege'ye verdim."
"Ben bir ona bakayım." deyip odadan kaçtı. Biz ise gülmemek için kendimizi zor tutuyorduk. Annem bana kızıp
"Kızım sen gelinliğini giymemişsin. Kalk hadi seni giydirelim."
"Ben kendim giyerim anne. Siz çıkın."
"Ben yanında kalacağım abla."
"Tamam o zaman. Siz zaten gelinliğimi hiç görmediniz. Size sürpriz olsun."
"Tamam kızım nasıl istersen." Onlar dışarı çıktıktan sonra gelinliğimi giydim.
"Sinem saçımı yapan kişiyi çağırır mısın?"
"Tamam abla." Kuaför bozulan yerleri tekrar yapıp saç aksesuarımı taktı. O gittikten sonra makyajımı kontrol ettim. Rujumu tazeleyip ayağa kalktım.
"Nasıl oldum?"
"Çok güzelsin abla."
"Teşekkür ederim tatlım. Hadi çağır bakalım." İçeri girince beni baştan aşağı süzdüler. Beğeni dolu gözlerle bana bakıyorlardı.
"Bir şey demeyecek misiniz?"
"Gördüğüm en güzel gelinsin."
"Eniştem seni görünce bayılmasa bari."
"Bu güzelliğe ne denir ki?"
"Çok güzel olmuşsun annecim."
"Hepinize teşekkür ederim." Annem çantasını açıp bir kutu çıkardı.
"Kızım bu küpeleri senin için aldım. Umarım beğenirsin."
"Niye zahmet ettin anne." Kutuyu açtığımda gelinliğime tam uyacak küpeler vardı.
"Teşekkür ederim. Çok beğendim. Bugün bunları takacağım." deyip kulağımdaki küpeleri çıkardım. Yerine bunları taktım. Kapının açılmasıyla içeri Emir girdi. Beni görünce olduğu yerde kaldı. Bir süre beni izleyince annem gülerek
"Oğlum transa girdi." Emir yavaş adımlarla yanıma gelip ellerimi tuttu.
"Çok güzelsin."
"Teşekkür ederim."
"Hadi oğlum aşağıya inin de fotoğraf çekiminiz başlasın."
"Tamam anne." Emir'le el ele tutuşarak aşağı indik. Fotoğrafçı kamerayı ayarlarken Emir'e döndüm.
"Bu kadar yakışıklı olmak zorunda mısın?"
"Her zamanki halim."
"Ama kadınına da acı biraz. Bu kalp nasıl dayansın." Emir alnımdan öpüp beni kendine yasladı.
"Seni çok seviyorum güzelim."
"Ben daha çok seviyorum." Abimin sesiyle geri çekildim.
"Biz içerideyiz. Bir şeye ihtiyacınız olursa seslenin."
"Tamam abi." Onlar gittikten sonra fotoğraf çekimini yaptık. Üç saate yakın sürmüştü. Ayaklarım çok ağrımıştı. Herkes kendi odasına çekilmişti. Biz de odaya girip oturduk.
"Çok yoruldum."
"Kıyamam sana. Gel buraya."
Sırtımı Emir'e yaslayarak ayaklarımı uzattım. Emir kolunu belime doladı. Kafamı omzuna koyup gözlerimi kapattım. Emir de her yerimi öpmeye başladı.
"Emir?" Bana mırıldanarak cevap verdi. Hiç bıkmadan beni öpmeye devam ediyordu.
"Biz direkt eve mi geçsek?" Emir kahkaha atarak
"Bunu benim söylemem gerekmiyor muydu?" İçime derin bir nefes çekip ondan ayrıldım. Emir bana şaşkınca bakıyordu.
"Emir ben çok heyecanlıyım ya. Düşündükçe kalp atışım hızlanıyor. Biz şimdi seninle ciddi ciddi evleneceğiz. Şaka gibi ger-" Emir'in dudakları sözümü kesti. Dudaklarımızı ayırıp alnını alnıma dayadı.
"İnan bana bende çok heyecanlıyım. Ama senin kokunla sakinleşiyorum. Seni öpmek bir terapi benim için. Sende anın tadını çıkarmaya bak."
"Tamam." Emir kolunu belime atıp tekrar aynı pozisyonu almamızı sağladı. Ne kadar süre öyle kaldık bilmiyorum. Kapı tıklatılınca
"Gel." Emir'in sesiyle kapı açılırken bende oturur pozisyona geçmiştim. Abim içeri girdiğinde ayağa kalkıp ona sarıldım.
"Babam hep sana prensesim derdi. Gerçek bir prenses olmuşsun." Duygulansam da işi dalgaya almak için her zaman yaptığım şeyi yaptım.
"Ne yani sen bana eskiden çirkindin mi diyorsun?"
"Ben ne söylüyorum sen ne anlıyorsun?" Ben gülerken abimin bana bakışıyla
"Şimdi anlıyor musun ne hissettiğimi?"
"Hangi konuda?"
"Sen evlenirken çok üzülmüştüm. Senin mutlu olmana seviniyordum ama yine de çok ağlamıştım. Şimdi sen evlisin. O zamanlar beni yalnız bırakmıştın. Arkandan az sövmedim abi."
"Bak sen."
"Hak etmiştin."
"Diyorsun." Kafa sallayıp onu onayladım. Abim gülerek cebinden büyük bir kutu çıkardı. Kaşlarımı çatıp
"Abi hediye istemediğimi söylemiştim."
"Önce dinle. Düşündüğün gibi değil." Derin bir nefes alıp
"Babam anneme pek hediye almazdı biliyorsun. Ben sevgimi gösteriyorum hediyeye ne gerek var derdi. Bir gün babama kızdım. Evlilik yıl dönümünüz geliyor, annemi bir yemeğe götür ve hediye al demiştim. Babam da ilk defa sözümü dinledi. Bir gün beraber kuyumcuya gittik. Babam bunu beğendi." Kutuyu açtığında gördüğüm kolyeyle yüzümde buruk bir gülümseme oluştu.
"Annemin böyle bir kolyesi olduğunu bilmiyordum."
"Çünkü babam, anneme veremeden ikisi de öldü. Bu hediyeyi sana saklamıştım. Annemle babamızın hatırası olduğu için bunu almanı istiyorum." Bir şey söylersem ağlayacağımı bildiğim için arkamı dönüp saçımı toplayıp tek omzuma sarkıttım. Abim kolyeyi taktığında ona döndüm. Abim alnımdan öpüp
"Çok güzel bir gelin oldun." Ona gülümseyip sarıldım. Ayrıldığımızda yanağından öptüm. Abim odadan çıkmadan önce Emir'e döndü.
"Bir daha tek damla dahi gözyaşına sebep olduğun an yakandayım."
"Tamam abi." Bana göz kırpıp odadan çıktı. Ben boydan aynaya dönüp kolyeyi incelemeye başladım. Emir arkamdan sarılıp
"Ailen yanımızda Açelya. Biz onları göremesek de buradalar. Kızlarının mutluluğunu hissediyorlar. Ağlarsan onları da üzersin."
"Haklısın." Kendimi toplayıp ona döndüm. Hatırladığım şeyle gülümsedim.
"Sana hediye almıştım. Neredeyse vermeyi unutuyordum. Burada bekle." Çantamdan hediyemi çıkarıp ona verdim.
"Umarım beğenirsin."
"Senin aldığın bir şeyi beğenmeme ihtimalim yok güzelim." Tepkisini merak ettiğim için kutuyu işaret ettim.
"Aç hadi." Emir kutuyu açıp bana baktı.
"Sen sürekli takım elbise giyiyorsun diye sana farklı kol düğmeleri aldım. Çantama sadece bunu koydum. Diğerlerini eve yerleştirdim."
"Çok beğendim sevgilim teşekkür ederim. Dur daha bitmedi."
"Bir tane daha mı var?" Kafa sallayıp diğer hediyemi verdim. Açtığında şaşırıp bana döndü. Onun bu haline gülüp açıklama yaptım.
"Seni hiç saat takarken görmedim. Eğer beğenirsen beğendiğim başka modeller var. Onlardan da alırız. Eğer saat takmayı sevmiyorsan abime sana hediye aldım diye verebilirsin. Böyle bir şey için kızmayacağımı biliyorsun."
"Daha önce babamın saatlerinden denediklerim oldu. Ama hiç kendime almamıştım. Teşekkür ederim sevgilim. İkisi de çok güzel."
"Beğenmene sevindim canım."
"Şu kol düğmelerini takmak istiyorum."
"Tamam. Otur hadi ben yapayım." Koltuğa oturduktan sonra kol düğmelerini çıkardım. Emir ise beni izliyordu. Aldığım kol düğmelerini taktıktan sonra ona baktım.
"Bakma öyle heyecanlanıyorum."
"Öyle mi?" deyip bana daha çok yaklaştı. Dudaklarımız birleşecekken kapı açıldı. İçeri Aslı ve annem girdi.
"Çıkabilirsiniz artık nikah memuru geldi."
"Tamam." Onlar çıktıktan sonra ayağa kalktık.
"Bugün bize rahat vermeyecekler." Gülüp omzuna vurdum. Emir sırıtırken ben çiçeğimi alıp koluna girdim.
"Hadi gidelim artık."

SEANSHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin