21.BÖLÜM

34 6 0
                                    

Etrafımda duyduğum seslere uyandım. Abim endişeli sesiyle
"Neden uyanmıyor?"
"İlacın etkisinden dolayı Çağın Bey." Gözlerimi açıp
"Abi?"
"Açelya iyi misin?"
"İyiyim." Ben doğrulmaya çalışınca abim yardım etti. Sedyeyi biraz dikleştirip oturdum.
"Abi İrem ve annesine ne oldu?"
"İfadelerinin alınması için karakola götürdüler."
"Sinem?"
"Onları yalnız bırakmamak için yanlarında gitti. Seni de bekliyorlar."
"Gidelim o zaman."
"Bir doktora soralım ona göre çıkarız."
"Bazen kardeşinin tıp okuduğunu unutuyorsun."
"Unutmuyorum sadece emin olmak istiyorum."
"Gerek yok abi." Ben serumu çıkarıp ayağa kalktım.
"Açelya."
"Abi izin ver de tuvalete gideyim."
"Önce sana bir şey söylemem lazım."
"Kötü bir şey mi var?"
"Özür dilerim. Beni aradığında seni dinlemeliydim."
"Dinleseydin bile polislerden önce gelemezdin. Üzülme." Abim beni kendine çekip alnımdan öptü.
"Oraya kadar sana yardım edeyim."
"Tamam." Yürümeye başladıktan sonra aklıma gelen şeyle durdum.
"Bir dakika."
"Ne oldu?"
"Üstüm?" deyip üzerimi yokladım. Üstümde tişört vardı. Ben bunu giydiğimi hatırlamıyorum.
"Sinem'le üzerini giydirdik."
"Ben uyanmadım mı?"
"Hayır. Doktor kan kaybettiğin için halsiz kalacağını söyledi. Biraz uyku ilacı vermiş dinlenmen için. O yüzden uyanmadın."
"Anladım." Tuvaletin kapısına kadar benimle gelmesine izin verdim. İçeri girip işimi hallettim. Ellerimi yıkarken abimin
"Emir?" dediğini duydum.
"Açelya nerede?" Emir'in sesini duymamla ellerimi kurulayıp dışarı çıktım. Benim çıktığımı görmemişlerdi. Emir'in koluna dokundum. Bana dönünce yüzündeki korkuyu gördüm. Beni kendine çekip sıkıca sarıldı. Canım yansa da belli etmedim. Geri çekilip yüzümü ellerinin arasına aldı.
"İyi misin? Ağrın var mı? Kötü mü yaralandın? Doktor tam olarak ne dedi? Nasıl bıçaklandın? Kendini nasıl teh-" Onu susturmak için elimi ağzına kapattım. Tam konuşacakken
"Açelya, Emir'in burada ne işi var?"
"Sevgilim olduğunu zaten biliyorsun abi. Ama kim olduğunu bilmiyordun? Sanırım artık öğrendin." Emir abimin konuşmasına fırsat vermeden
"Açelya yeterince ayakta kaldı. Yatması lazım."
"Karakola gideceğiz sevgilim. Hem merak etme iyiyim ben. İlaçlarımı alıp çıkacağız." Abim araya girip
"Ben hallettim onu." Emir serum iğnesini bakarak
"Kolundakini de çıkarttıralım."
"Gerek yok. Yolda giderken ben çıkarırım onu."
"Güzelim neden kendin yapıyorsun? Hemşire halletsin işte. Gel hadi." Her ne kadar istemesem de abime dönüp
"Abi sen git. Biz geliyoruz." Emir bana belimden destek olurken bir hemşirenin yanına gittik. Ondan serum iğnesini çıkarmasını istedik. İşimiz bitince arabaya doğru yürümeye başladık. Abim bizi bekliyordu.
"Hadi gel Açelya. Karakola gidelim."
"Çağın Açelya benle gelsin." Emir'den böyle bir şey beklemediğim için şaşırmıştım.
"Ben kardeşimi götürürüm. Sen evine git."
"Açelya'yı asla yalnız bırakmam."
"Yalnız olmayacak zaten. Yanında ben olacağım."
"Ne dersen de onun yanında olacağım."
"Sen bilirsin. Hadi Açelya."
"Çağın sen onu gördün. İyi olduğuna eminsin. Buraya gelene kadar ne kadar korktum haberin var mı? İzin ver de yanımda olduğunu hissedeyim." Aralarında kalmıştım. Emir'i seçersem abimde kötü bir şekilde kalacaktı. Ama Emir söylediklerinde haklıydı.
"Abi sen eve git. Benim için işlerini aksattın zaten. Dinlen biraz."
"Böyle düşünmen bile saçmalık Açelya."
"O zaman sen önden git. Biz arkanda olacağız."
"Öyle olsun." Abim bozulsa da itiraz etmedi. Emir oturmama yardım ettikten sonra sürücü koltuğuna geçti. Yolda giderken sürekli beni kontrol ediyordu.
"İyi olduğuna emin misin?"
"Sevgilim bana bir bak. Ağrım olsa, kendimi kötü hissetsem böyle olur muyum?"
"Hiçbir şeyin yok yani."
"Biraz sızlıyor sadece. İlaç etkisini göstermeyi bırakacak. O zaman da ilaç içeceğim. Yani sorun yok. Endişelenme artık."
"Elimde mi sanıyorsun?" Bir elini sıkıca tutup öptüm. Yan dönüp onu izlemeye başladım.

Karakola geldiğimizde beni ilk gören İrem olmuştu.
"Abla." diye koşarak yanıma gelip bana sarıldı.
"Tatlım iyi misin?"
"İyiyim abla."
"Kızım ablanı rahat bırak otursun."
"Abla canını acıttım mı?"
"Hayır canım merak etme. Hadi gel oturalım." İrem'in elini tutup sandalyeye oturdum. Onu kucağıma oturmasını sağladım. İrem'in annesi Eylem bana minnet dolu gözlerle bakıyordu.
"Sana ne kadar teşekkür etsem az. Bizim yüzümüzden hayatını tehlikeye attın. Hem de hayatımızı kurtardın."
"Teşekkür etmene gerek yok. Yaptıklarını bildiğim halde bana bıçak çektiği için sizi ona veremezdim. Bundan sonra yepyeni bir hayatınız olacak." Eylem derin bir nefes çekip omuzlarını düşürdü.
"Cezaevine gireceğine bile inanmıyorum. Ondan kurtulmamız için evimi değiştirmek zorundayım. Ama çalışmıyorum bile. Yine de ondan kurtulduğum için mutluyum."
"Düşündüğün şeye bak. Sana bir ev tutarız. Güzel bir iş de buluruz. İrem'in de okulunu değiştirince sizi bulamaz. Artık güvendesiniz. Her zaman yanınızdayım."
"Bizim için yeterince şey yaptın zaten. Daha fazlasına gerek yok."
"Gerek olup olmadığını sormadım. Dediklerimi yapacağım sizi bu şekilde bırakmam. Bir süre benim evimde yaşayın. Sonra size bir ev bulup içini istediğiniz gibi döşeriz. Abim de sana bir iş ayarlar."
"Senin gibi biriyle hiç tanışmamıştım. Daha önce bu olayı anlatıp yardım istediğim kişiler oldu. Ama bana inanmadılar. Dışarıya karşı melek görünen adam, evde şeytana dönüşüyor."
"Her şey bitti artık. Kızın için güçlü olmalısın." İrem'e dönüp
"Bana anlatarak en doğru şeyi yaptın. Anneni ve kendini kurtardın."
"Ben bir şey yapmadım ki. Bizi sen kurtardın."
"Eğer sen bana olanları anlatmasaydın ben bir şey yapamazdım. Sen çok güçlü bir kızsın. Aferin sana. Babandan artık kurtulduğuna göre annenle güzel ve mutlu hayat yaşayabilirsin."
"Gerçekten mi?"
"Gerçekten." İrem o kadar mutlu gözüküyordu ki. Onun bu hali bütün acımı unutturdu. İyi ki dedim içimden. İyi ki bana geldiniz. Biz konuşurken polis memuru gelip
"Sizin de ifadenizi aldıktan sonra işimiz bitecek."
"Tamam. Ama ondan önce." Abime dönüp
"Sen İrem ve Eylem'i benim evime götür. Sinem'i de eve bırak. Emir benimle kalır." Bu söylediğim abimin hoşuna gitmediği kadar Emir'in hoşuna gitmişti.
"Seni bu şekilde evde bırakamam. Onları bizim eve götüreceğim. Sen de bizde kalırsın iyileşene kadar."
"Gerek yok abi. Ben kendi evimde kalacağım." Emir araya girip
"Ya benimle ya da abinle kalacaksın sevgilim. Yalnız olmana izin veremeyiz."
"Şöyle yapalım o zaman. Eylem ve İrem'i size götür abi. Sinem'i eve bırak. Bende bugün Emir'de kalayım. Yarın ne yapacağımızı iyice konuşuruz. Hem ben daha avukatla konuşacağım. İşimiz uzun sürer."
"Emir'de kalman dışında söylediklerinde haklısın. Benimle gel sen."
"Abi bir bugünü atlatalım. Konuşuruz. Bir kere de kardeşinin sözünü dinle." Her ne kadar istemese de benim inatçı olduğumu bildiği için kabul etmek zorunda kaldı.
"Dediğin gibi olsun bakalım." Onlar gittikten sonra polise olanları anlattım. Avukatla da konuştuktan sonra yola çıktık.
"Zamanında sen bana bakmıştın. Şimdi de ben sana bakacağım. İyileşene kadar bende kal."
"Öyle yapacağım zaten. İlgilen biraz benimle. Bu sefer hasta olan benim."
"Sana bir şey olmasında ben seninle her gün ilgilenirim."
Eve gidene kadar başka bir şey konuşmadık. İkimiz de düşüncelerimizin arasında boğulmuştuk. Eve girdikten sonra koltuğa oturdum.
"Sevgilim bana kıyafet verir misin?"
"Tamam güzelim. Gel yukarı çıkalım. Seni giydirdikten sonra da yatarız."
"Tamam ama pansuman yapmam bir de ilaç içmem lazım."
"Ben her şeyi hallederim canım. Sen iyi ol da."
"İyiyim zaten bebeğim."
"Pek inanmıyorum ama neyse."
"Ayıp ama. Bana inanmayacaksın da kime inanacaksın acaba?" Emir gülerek beni koltuktan kaldırdı. Merdivenleri çıktık. O bana kıyafet seçerken bende yatağa oturdum. İlk önce şortumu çıkardı. Eşofman altı giydirecekken
"Sadece tişört yeter. Hava çok sıcak zaten."
"Klima açık ama üşürsün."
"Üstüme ince bir şey örteceğim."
"Tamam o zaman." Tişörtümü çıkardıktan sonra bandaja geçen kanı gördü. Derin bir nefes alıp pansuman malzemelerini çıkarttı. Bandajı açacakken elini tuttum.
"Ben yaparım. Sen ilaçlarımı getir."
"Ben yapacağım."
"Emir?"
"Açelya lütfen ısrar etme."
"Tamam." Bandajı açıp gazlı bezi kaldırdı. Bir gazlı beze tentürdiyot sürüp yaramı temizlemeye başladı. Yatağın çarşafını kavrayıp sıktım. Bedenim tamamen gerilmişti. Emir bunu fark edince bana baktı.
"İyi misin?"
"Evet."
"Hiç öyle görünmüyorsun ama."
"Yaramı yakıyor. Sürmesek mi?"
"Yaranın temizlenmesi gerek. Yapmak zorundayım." Yatağa uzanıp gözlerimi kapattım.
"Çabuk yap."
     Emir yaramı temizlerken üflüyordu. Bu biraz da olsa acımı dindirdi. Emir gazlı bez koydu. Belimi hafifçe yükselterek ona sarması için yardım ettim. Emir'in elini dudağımda hissedince gözümü açtım. Tek kolunun üzerine uzanmıştı.
"Dudağına işkence yapmayı bırak." deyip dudağımı dişlerimin arasından çekti.
"Hadi üstünü giyelim. Sonra da ilaçlarını içeceğiz." Emir tişörtümü giydirdikten sonra ilaçlarımı almaya aşağıya indi. Geri geldiğinde ilaçlarımı içtim ve yatağın içine girdim. Emir de üstünü giyindikten sonra yanıma yattı. Ben Emir'in koluna yatıp ona döndüm. Uyumaya çalışsam da uyuyamadığımı fark edip kalktım.
"Nereye gidiyorsun?"
"Bir yere gitmiyorum. Sütyenimi çıkartacağım."
"Yardım edeyim"
"Gerek yok. Ben hallederim." Elimi arkaya uzatıp kopçasını açtım. Askılarını indirip tişörtün içinden çıkardım. Aynı pozisyonu aldıktan sonra
"Böyle daha rahat." Emir söylediğime gülüp saçlarımı okşamaya başladı.
"Uyu bakalım."
"İyi geceler sevgilim."
"İyi geceler güzelim. Rüyanda beni gör."
"Yanımda gerçeği varken hayalini ne yapayım." Emir alnımdan öpüp beni kendine daha çok çekti. Yanında olduğumdan emin olmak istiyordu.
"Senin için yorucu bir gündü. Rahatça uyu bebeğim."
"Tamam."

SEANSHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin