35.BÖLÜM

28 4 0
                                    

"Hadi hemen çıkalım." Üstümüzü değiştirip hastaneye geçtik. Hastanenin önüne gelince arabadan indim.
"Ben abimin yanına geçiyorum. Sende arabayı park edip gelirsin."
"Tamam canım."
     Hızlı adımlarla doğumhaneye gittim. Abim kapıda bekliyordu. Beni görünce gözleri doldu. Koşarak yanına gittim. Bana sarılıp ağlamaya başladı.
"Ben yanındayım abi. İkisine de bir şey olmayacak. Sakinleş biraz." Abim benden ayrılınca
"Ben içeri girmen için konuşacağım."
"Açelya ben yapamam. Onu o hâlde görmeye dayanamam."
"Benim girmemi ister misin?"
"Onun yanında ol lütfen."
"Tamam abi. Sen otur bekle. Emir birazdan yanına gelir." Abimin yanından ayrılıp bir hemşireyle konuştum. Benim ısrarlarıma dayanamayıp beni hazırladı. İçeri girip Beste'yi buldum. Yanına girdiğimde doktor
"Kan geldi mi?"
"Daha gelmedi." deyip Beste'nin yanına gittim.
"Açelya."
"Ağlama buradayım." Doktor bana dönüp
"Siz kimsiniz?"
"Ben doktorum aynı zamanda Beste'nin yakın arkadaşıyım. Şu anda ailesinden birine ihtiyacı var."
"Tamam."  Doktor önüne döndüğünde
"Beste ıkınman lazım hadi."
"Yapamıyorum gücüm kalmadı."
"Beste bana bak. Umut'un hamileliğini hatırlıyor musun? Kaç defa düşük tehlikesi geçirdin. Doğumu çok uzun sürdü. Ne ağrılar çektin. Bunu da yapabilirsin. Bebeğinin sana ihtiyacı var. İkinize de bir şey olmayacak. Hadi biraz daha dayan. Sonra istediğin kadar dinlenebilirsin. Minik aşkıma ben bakarım." Beste kafasını sallayıp doktorun dediklerini yaptı. Bir yandan da var gücüyle benim elimi sıkıyordu. Canım acısa da ona belli etmedim. Onu cesaretlendirecek şeyler söylüyordum. En sonunda bebek çıktığında ağlamıyordu. Beste ayağa kalkmaya çalıştığında onu tuttum.
"Yatman lazım Beste."
"Bebeğim. Onu görmek istiyorum. Bırak."
"Beste dur lütfen. Kendine zarar vereceksin." Çırpınmayı bırakınca sakinleştiğini düşündüm. Kafasının geriye düşmesiyle
"Beste?" Onlar bir yandan Beste'ye bakıyor bir yandan da bebeği hayata döndürmeye çalışıyorlardı. Bebeğin ciğerleri suyla dolmuştu. Ben ise kenara çekildim. Ne yapacağımı bilmiyordum. Beste'nin kalp atışları yavaşlamaya başladı. İkisini de kaybediyordum. Sonra bir ağlama sesi duydum. Bebeğin ağlama sesiyle Beste'nin kalp atışları düzelmeye başladı. Bebeğin başına gidip işlerini yapmalarını izledim. İsmini Alp koyacaklarını biliyordum. İsmini abim seçmişti ve tamamen ona benziyordu. Alp'i giydirdikten sonra benim kucağıma verdiler. Doktora dönüp
"Olanlardan abimin haberi olmasını istemiyorum. Bu olanlar aramızda kalsın. Olur mu?"
"Olur. Nasıl istersen."
"Teşekkür ederim." Beste'yi diğer kapıdan odaya götürürlerken ben kucağımda Alp'le abimin yanına gittim. Abim oğlunu görünce olduğu yerde kaldı.
"Babası oğlun seni bekliyor." Abim endişeyle bana baktı.
"Beste nasıl?"
"Çok iyi abi merak etme. Onu odaya aldılar. Biraz dinlenmesi için ilaç verdiler. Ama birazdan uyanır merak etme." Abim gülümseyerek yanıma geldi. Alp'i onun kucağına verdim. Emir'in yanına gidip ona sarıldım. Emir bir şey olduğunu anlamıştı.
"Bir şey mi oldu?"
"Sonra anlatırım." Bir hemşire gelip Alp'i abimden aldı. Biz de Beste'nin alındığı odaya gittik. Abim içeri girince bizde dışarıdaki koltuklara oturduk.
"Aslı seni aradı."
"Tamam." deyip telefonumu aldım. Aslı telefonu ilk çalışta açtı. Ona fırsat vermeden
"Merak etme ikisi de gayet iyi."
"Çok sevindim. Umut da çok korktu yavrum benim."
"Uyanık mı?"
"Evet."
"Telefonu ona versene."
"Tamam bir dakika bekle."
"Hala." Sesi ağladığını ele veriyordu.
"Bebeğim iyi misin sen?"
"Annem iyi mi?"
"Çok iyi bebeğim. Ben anneni gördüm. Annen sana korkmamanı ve iyi olduğunu söylememi istedi."
"Alp nasıl?"
"O da iyi abisi. Seninle tanışmak için sabırsızlanıyor."
"Annemle konuşmak istiyorum."
"Onu görmek yerine sabah sürpriz yapmaya ne dersin? Sabah olunca seni onların yanına getiririm. Anlaştık mı?"
"Anlaştık."
"Aferin benim yakışıklıma. Şimdi güzelce yatıp uyuyorsun. Sabah olunca da anneni ve kardeşini görüyorsun."
"Uyumak istemiyorum."
"Neden?"
"Annemi istiyorum."
"Halam bugünlük idare et. Yarın anneni göreceksin. Söz veriyorum."
"Tamam."
"Aferin sana. Seni kocaman öpüyorum."
"Bende." Benimle asla böyle konuşmazdı. Çok korkmuştu yavrum. Telefonu kapattıktan sonra Emir'in omzuna yaslandım. Ve olanları anlattım. Benim ağlamaya başlamamla
"Güzelim bak ikisi de çok iyi. Ağlama."
"Elimde değil."
"Kıyamam sana." Kapı açılınca abim
"İçeri gelin hadi." İçeri girecekken abim beni durdurdu.
"Sulu göz neden ağlıyorsun sen?"
"Miniğimin doğumuna şahit oldum. Ve ilk ben kucağıma aldım. O yüzden duygulandım."
"Büyük bebeğim benim." Abime gülüp sarıldım. İçeri geçtiğimizde Beste'ye gidip sarıldım.
"Açelya teşekkür ederim. Sen olmasan başaramazdık."
"Sen yine başarırdın. Ben sadece sana destek oldum. İkiniz de çok güçlüsünüz." Beste bana tekrar sarılınca ona karşılık verdim. Geri çekildiğimizde
"Açelya senden bir şey isteyebilir miyim?"
"Tabii ki iste."
"Umut bugün sizde kalsa olur mu? Onu sadece sen sakinleştirebilirsin."
"Tamam canım." Emir'le hastaneden çıkıp arabaya bindik. Giderken Aslı'yı aradım.
"Canım biz size geliyoruz. Umut'u alıp eve geçeceğiz."
"Burada kalabilir biliyorsun."
"Biliyorum. Ama aklım Umut'ta kaldı. Onu görmeden rahat edemem."
"Tamam canım. Bekliyoruz biz." Aslıların evine gelince Umut koşarak bana sarıldı.
"Bebeğim bize gidelim mi?"
"Seninle uyuyacaksam olur."
"Beraber uyuyacağız." Aslılarla vedalaşıp arabaya bindik. Ben arkaya Umut'un yanına oturdum. Dizime yatırıp saçlarını okşamaya başladım. Eve gelinceye kadar uyumuştu. Emir onu kucağına alıp yatağa yatırdı. Üstümüzü değiştirip yattık. Umut'u ortamıza almıştık. Ben onu izlerken Emir bana bakıyordu.
"Mükemmel bir anne olacaksın." Hafifçe gülümsesem de ona cevap vermedim. Umut'a sarılıp
"İyi geceler."
"İyi geceler güzelim."

     Sabah kalktığımda Umut ve Emir uyuyordu. Aşağı inip kahvaltı hazırlamaya başladım. Arkamdan sarılan kollarla irkildim. Kafamı yan çevirip dudağına bir öpücük kondurdum. Önüme dönüp yaptığım işe devam ederken Emir boynumdan öpmeye başladı.
"Emir rahat dur." Elimdeki işi bırakıp ona döndüm. Emir zaman kaybetmeden dudaklarıma yapıştı.
"Hala?" Emir'i hızlıca itip kapıya baktım. Onu göremeyince mutfaktan çıktım.
"Bebeğim." Beni görünce yanıma geldi.
"Anneme ne zaman gideceğiz hala?"
"Kahvaltı yaptıktan sonra gideceğiz canım. Çok az kaldı." Emir Umut'u alıp salona geçti. Onlar bir şeyler izlerken kahvaltıyı hazırladım. Beraber kahvaltı yaptıktan sonra yola çıktık. Umut annesini görünce koşarak ona sarıldı. Bende Alp'in yanına gidip kucağıma aldım. Beste Umut'u sakinleştirmeye çalışırken ben Alp'le konuşuyordum. Emir yanıma gelip arkamdan sarıldı.
"Çok güzel."
"Kesinlikle."
"Bence biz çalışmalara başlamalıyız sevgilim." Ben söylediğine gülerken Umut
"Alp nerede anne?"
"Halanın kucağında bebeğim."  Alp'i Beste'nin kucağına verip geri çekildim. Umut kardeşiyle tanışırken abim onları aşkla izliyordu.
"Abi hastaneden ne zaman çıkacaksınız?"
"Bugün çıkacağız."
"O zaman biz bekleyelim."
"Gerek yok canım. Siz eve gidin. Beste'nin anne ve babası gelecek zaten."
"Emin misin abi? Yanında kalabilirim."
"İyiyim ben güzelim merak etme. Dün yoruldun bizim yüzümüzden eve gidin."
"Tamam abi. Beni mutlaka haberdar et. Merak ediyorum sizi."
"Tamam canım." Onlarla vedalaşıp eve geçtik. Bugün hafta sonu olduğu için günümüzü evde geçirmeye karar verdik. Emir televizyon izlerken kitap okumak için yukarıya çıktım. Ben kitap seçmeye çalışırken Emir yanıma geldi.
"Ne yapıyorsun sevgilim?"
"Kitap okuyacağım. Ne oldu ki?"
"Benim okumamı ister misin?" Şaşkınca ona döndüm.
"Sen bana kitap mı okuyacaksın?" Emir gülerek bana baktı.   
"Evet güzelim." Bir kitap seçip yatak odasına gittik. Emir'in kucağına uzanıp kafamı göğsüne koydum. Onun sesinden kitap dinlemek çok güzeldi. Emir bana kitap okumaya devam ederken boynunu öpmeye başladım. Elim de göğsünde dolaşıyordu. Emir'in okumayı bıraktığını fark etsem de yaptığım şeye devam ettim. Bir anda Emir beni altına almıştı.
"Birilerinin canı yaramazlık yapmak istiyor galiba."
"Öyle mi dersin?"
"Kesinlikle." Dudaklarıma yapışmasıyla anın kavramını yitirdim.

SEANSHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin