Banyodan çıktıktan üstümü giyindim. Saçımı kurutacakken Emir gelip elimden aldı.
"Saçını ben kuruturum." O saçlarımı kuruturken ben aynadan onu izliyordum. Saçım kuruduktan sonra tarağı alıp saçımı taramaya başladı. İşi bittiğinde kafamı arkaya yatırdım. Ne yapmak istediğimi anlayıp eğildi. Dudaklarından öpüp
"Teşekkür ederim sevgilim." Emir gittikten sonra banyo sonrası bakımımı yaptım. Aşağı indiğimde gelen kokularla mutfakta olduğunu anladım. Mutfak pervazına yaslanıp onu izlemeye başladım. Altında gri bir eşofman vardı. Üstü ise çıplaktı. Yanına gidip arkasından sarıldım. Sırtından defalarca öptüm. Emir ani bir hareketle beni tezgâha yasladı. Ve anında dudaklarımdan öpmeye başlaması bir oldu. Ayrıldığımızda
"Ne yapıyorsun?"
"Sürpriz." Ben suratımı asınca yanağımdan makas aldı.
"Pasta yapıyorum sevgilim."
"Beraber yapalım mı?"
"Olur sevgilim."
"Önce benim saçımı örmem lazım."
"Benim yapmamı ister misin?"
"Bugün beni çok şaşırtıyorsun."
"Dön arkanı." Gülümseyerek arkamı döndü. Saçımı açtığında
"Şimdi ne yapacağım?"
"Daha önce hiç saç örmedin mi?"
"Hayır."
"Tamam. Önce saçımı üçe ayır. Eşit parçalar olsun."
"Yaptım."
"Şimdi ortada olan parçayı tut. Kalan parçalardan birini ortadaki parçanın üstüne at."
"Attım."
"Güzel diğer kalan parçayı da at. Sonra ortadaki parçayı diğer parçanın üstüne at. Geri kalanı da böyle işte birbirinin üstüne atarak yapıyorsun." Bir süre uğraştıktan sonra
"Bitti."
"Aynaya bakacağım." Aynaya girip saçıma baktığımda gülmemek için kendimi zor tuttum. Anlatmama rağmen örgü hariç her şeye benzemişti.
"Nasıl olmuş?"
"İlk seferine göre gayet iyi sevgilim." Onu kırmak istemiyordum.
"Yalancı." En sonunda kendimi tutamayıp gülmeye başladım. Dudağına ufak bir öpücük bıraktım.
"Bunu çözüp yerine saçımı bağlamaya ne dersin?"
"Tamam." Ona arkamı döndüğünde saçımı iki eliyle topladı. Tokayı saçıma geçirdikten sonra aynaya baktı.
"Çok güzel oldu sevgilim. Bundan sonra hep isterim ona göre."
"Sen iste yeter ki bebeğim." Yanağımdan öpüp bana aynadan gülümsedi.
"Küçük adımlarla başla. Sana örgüyü de öğreteceğim."
"Tamam güzelim." Mutfağa geçip pastayı yapmaya başladık. Ben keki hazırlarken o da kremşantiyi çırpmaya başladı. Un koyarken elimde kalan unu burnuna sürdüm. Çırpması bittiğinde yanıma geldi.
"Kıvamı nasıl?" Kıvamını kontrol edip
"Olmuş sevgilim."
"Emin misin?"
"Evet." Parmağına kremşanti alıp burnuma sürdü.
"İntikam diyorsun." Emir gülerken elime bir avuç un alıp suratına fırlattım. Yaptığıma şaşırsa da kendine gelip un kutusuna uzandı.
"Yapma sakın. Yeni banyodan çıktım."
"Bende yeni banyodan çıkmıştım." deyip bana un attı. Benim gülmeye başlamamla Emir'le ikimiz yere yatıp gülmeye başladık. Sakinleşince Emir ayağa kalkıp bana elini uzattı.
"Şu işi bitirelim sonra banyoya gireriz."
"Tamam sevgilim." Pastayı tamamen bitirdikten sonra buzdolabına koyduk. Emir elimden tutup beni odamıza getirdi. Banyoya girdikten sonra benim üstümü çıkardı. Kendi üstünü de çıkardıktan sonra banyoya girdik.***
Emir iki hafta önce bir iş seyahatine gitmişti. Oradan döndüğünden beri farklı davranıyordu. Aramız iyiyken kendini benden çekti. Doğru düzgün konuşmuyor, yemek yemiyordu. Sürekli çalışıyordu. Onunla defalarca konuşmaya çalışmama rağmen bir şey olmadığını söylüyordu. Bugün bir hastamın randevusu iptal olduğu için iki saatten fazla boşluğum vardı. Bende Emir'e sürpriz yapmak için şirkete geçtim. Öğle arasında oldukları için birçok kişi yerinde değildi. Emir'in odasına geldiğimde kapıyı açacakken içeriden sesler geldiğini duydum. Kapıyı çalacakken tanıdık bir ses duydum.
"İnkâr etmen hiçbir şeyi değiştirmiyor." Bu Selin'in sesiydi. Kapıyı çalmadan içeri girdim. Selin geldiğime sevinmiş görünüyordu.
"Karın geldiğine göre ona anlatmalıyım." Emir Selin'i kolundan tuttu.
"Yapma."
"Eninde sonunda öğrenecek sevgilim." Söylediğine sinirlensem de sakin olmaya çalıştım. Selin elime bir kâğıt verdi.
"Ne bu?"
"Aç göreceksin." Kâğıdı açıp okumaya başladım. Bu babalık testiydi. Sonuç ise pozitifti. Gülerek Selin'e baktım.
"Babalık testinin sonuçlarını değiştirmişsin. Buna inanacağımı mı sanıyorsun?" O an doğmuş çocuğuna DNA testi yaptığını düşünmüştüm. Aklıma gelmeyen ihtimal ise gerçekti.
"Bu kâğıda inanmıyorsan Emir'e sor." Kaşlarımı çatıp Emir'e baktım.
"Emir bir şey söylemeyecek misin?"
"Üzgünüm." Gözlerimden birkaç damla yaş aktı. O an aklımın başıma gelmesiyle
"Beni aldattın mı?" Emir'in sessiz kalmasıyla bir hışımla odadan çıktım. Emir arkamdan geliyordu. Ben asansörü çağıracağım sırada asansör açıldı. Ege asansörden inecekken benim hâlimi gördü.
"Açelya?" Ben cevap vermeden asansöre binecekken Emir kolumu tuttu.
"Açelya lütfen beni dinle. O geceyi hatırlamıyorum. Tek başıma yatağa girmiştim. Sabah kalktığımda çıplaktım. Yanımda da Selin yatıyordu." Alayla gülüp
"Tahmin edeyim o da çıplaktı."
"Evet ama isteyerek yapmadım yemin ederim."
"Kapa çeneni. Sesini dahi duymak istemiyorum." Kolumu ondan çekip asansöre bindim. Aşağıya inerken sadece ağlıyordum. Otoparka gelince arabama doğru yürüdüm. Arabaya sırtımı yaslayıp sakinleşmeye çalıştım. Kendimi hiç iyi hissetmiyordum.
"Açelya?" Ege'nin yanıma gelmesiyle ayakta zor tuttuğum bedenimi serbest bıraktım. En son hatırladığım Ege'nin kollarına yığıldığımdı.Gözümü açtığımda bir hastane odasındaydım. Ege yanımdaydı.
"İyi misin?" Bunun cevabını bile bilmezken sana nasıl cevap verebilirim.
"Bana su alır mısın?"
"Hemen alıp geliyorum." Onun odadan çıkmasıyla hemşireyi çağırdım.
"Bir sorun mu var?"
"Ben taburcu olmak istiyorum."
"Ben doktorunuza söyleyeyim size bilgi versin. Bu konuyu onunla konuşmanız daha doğru olur."
"Tamam." Birkaç dakika sonra hemşire doktorla beraber içeri girdi.
"Kendinizi nasıl hissediyorsunuz?"
"İyi."
"Buraya geldiğinizde tansiyonunuz çok yüksekti. Kalp ritminiz çok hızlıydı. Hızlı kalp atışı kalbinin durmasına yol açabilir. Ama ani kalp durması olayını yaşamadın. Kan değerlerin çok düşük. Vitaminlerini düzenli al. Kendine de ona da iyi bakmalısın."
"Anlamadım?"
"Bilmiyor muydunuz?"
"Neyi?"
"Hamilesiniz." Ben şaşkınca doktora bakarken içeri Ege girdi. Doktoru görmesiyle
"Açelya nasıl? Bir sorun yok değil mi?"
"Merak etme bir sorun yok." Doktorun cevap vermesine izin vermeden konuştum. Doktor ne yapmak istediğimi anlayıp
"Bir sorun yok. Ama yine de bugün gözetim altında kalsa iyi olur."
"Ben burada kalmak istemiyorum. Bende doktorum herhangi bir şey olursa gelirim."
"Bir şartla izin veririm. Kendinizi yormayacaksınız. Ve bir şikâyetiniz olduğu an lütfen hastaneye gelin."
"Tamam." Onlar çıktıktan sonra Ege'ye döndüm.
"Taburcu işlemlerini halleder misin?"
"Hallederim. Sen burada beni bekle."
"Tamam." Ege gittikten sonra önce tuvalete girdim. Kolumdaki serum daha bitmediği için geri yatağa uzandım. Kendimi çok halsiz hissediyorum. Ege yanıma geldikten sonra bir hemşire çağırıp serumu çıkarttı. Bana destek olarak aşağıya inmemi sağladı. Arabaya binince yola çıktık.
"Bize mi gelmek istersin yoksa Çağın'a mı gideyim?"
"Abime gidelim."
"Tamam."
"Ege abimlere şimdi söyleme. Olur mu?"
"Sen nasıl istersen." Abimlere geldiğimizde arabadan indik. Kapıyı çalıp açılmasını bekledik. Beste kapıyı açtığında bizi görmesiyle şaşırdı. Ege benim yorulduğumu anlayıp
"İçeri geçsek."
"Tabii geçin." İçeri geçtiğimizde Aslı da oradaydı. Koltuğa oturup kafamı arkaya yasladım. İkisi de bir şeyler olduğunu anlayıp yanıma geldiler. Kafamı Aslı'nın omzuna koyup ağlamaya başladım. Bir elimi Aslı, bir elimi de Beste tutuyordu. Ben ağlarken kapı çaldı. Abimin içeri girmesiyle Aslı'nın omzuna daha da sokuldum. Abim benim o hâlimi görünce yanıma geldi.
"Açelya ne oldu sana? Güzelim neyin var? Açelya?" Ben cevap vermedikçe abim sürekli soru soruyordu. Bende cevap alamayınca Ege'ye döndü.
"Ne oldu Ege? Bir şey söyle." Ege'nin bana bakmasıyla gözümü yavaşça açıp kapattım.
"Söyleyeceğim Çağın ama sakin olacaksın." Abimin gözlerinden korktuğunu anlıyordum.
"Söyle."
"Emir, Açelya'yı aldatmış."
"Sen ne dediğinin farkında mısın?"
"Maalesef." Abim dışarı çıkacakken
"Abi gitme." Abim bana dönüp gözlerime baktı.
"Lütfen." Yanıma gelip önümde diz çöktü. Ondan cesaret alıp
"Selin hamile."
"Selin kim?"
"Beni aldattığı kadın. Hem de onun eski sevgilisi." Hepsi bana bakarken güldüm.
"Komik olan ne biliyor musun? Bende hamileyim." Gülüşlerim bir süre sonra ağlamaya döndü.
"Hamileliğimi böyle öğrenmek istememiştim. Hayalim bu değildi. Neden abi? Neden?" Alp'in ağlamasıyla Beste ayağa kalktı. Abim Beste'nin kalktığı yere oturdu. Abime sarılıp hıçkırarak ağlamaya başladım. Ağlamalarımın arasında
"Ben bunu hak etmedim." Hıçkırıklarım iç çekişlere dönünce
"Onu gerçekten sevmiştim. Bunu yapabileceğine bile ihtimal vermedim. Selin DNA testi gösterdi. Ona rağmen inanmadım. Ona o kadar güveniyordum. Emir ise sadece kabullendi. Zaten iki haftadır tuhaf davranıyordu. Ama ondan asla şüphelenmedim. Ne yapacağım ben şimdi?" Abimin ne kadar sinirli olduğunu kabaran göğsünden anlıyordum. Ağlamamı durduramıyordum. Düşenin yerine sürekli yenisi ekleniyordu. Tekrar kapı çaldığında Ege açtı. Birisiyle içeri girince
"Arkadaşım doktor. Kontrol için gelmesini istedim." Bana sakinleştirici vereceğini biliyordum. Saatlerdir sadece ağlıyordum. Doktor yanıma gelip beni kontrol etti. Çantasından iğne çıkarınca
"Bebeğime zararı olur mu?" Doktor gülümseyerek
"Vereceğim ilaç ikinize de zararlı değil merak etme." İğneyi yaptıktan sonra gitti. En son hatırladığım şey
"Abi hamile olduğumdan Emir'in haberi yok ve olmasını istemiyorum."
"Tamam merak etme. Buradaki hiç kimse bir şey söylemeyecek." Söylediği şeyle rahatlayıp kendimi karanlığın kollarına bıraktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SEANS
RomanceKendini karanlığa hapseden bir adam. Hayatını insanlara yardım etmeye adayan bir psikiyatrist. Peki bu adam babasının zoruyla gittiği psikiyatriste aşık olursa ve aşkının karşılıksız olmadığını fark ederse? Kadın adamı hayata döndürse ve aşkları içi...