Sabah kalktığımda Emir uyuyordu. Yataktan kalkıp aşağıya indim. Koltuğa uzanıp ne yapabileceğimi düşündüm. Emir'in başımda dikildiğini fark edince gülümsedim.
"Ne düşünüyorsun? O kadar dalmışsın ki geldiğimi bile duymadın?"
"Ne yapabileceğimi düşünüyordum."
"Bir şey buldun mu?"
"Buldum."
"Öğrenebilir miyim acaba?"
"Abimlere gittiğimiz zaman öğrenirsin."
"Benim de gelmemi istiyorsun yani."
"Ne o gelmek istemiyor musun?"
"İstiyorum. Sadece sen istemezsin diye düşündüm."
"Neden öyle bir şey isteyim?"
"Bilmiyorum." Uzandığım yerden kalkıp oturdum. Emir'in elini tutup yanıma oturmasını sağladım.
"Bana gerçek nedenini söyle."
"Abin beni sevmedi Açelya. Oraya gelmem Çağın'ı rahatsız eder."
"Abim aslında böyle biri değildir. Neden böyle davrandığını bende anlamadım. Ama beni yalnız bırakmanı istemiyorum."
"Merak etme sevgilim yanında olacağım." Yanağından öpüp ayağa kalktım.
"Nereye?"
"Kahvaltı hazırlayalım. Acıktım."
"Dışarıda kahvaltı yapalım. Sen seviyorsun."
"Olur ama üstümü değiştirmem lazım. Şortum kan olduğu için tekrar onu giyemem."
"Bir mağazaya girer istediğini alırız."
"Tamam. Oraya gidene kadar şortumu giyerim."
"Sen burada bekle. Ben alıp geliyorum. Ayrıca sabah da pansuman yapılması lazım. Onu da yapalım." Emir pansumanımı yaptıktan sonra beni giydirdi. O da hazırlanınca çıktık. Kahvaltı yerine gelmeden bir mağazanın önünde durdu. İçeri girince
"İstediğini al bebeğim." Aklıma gelen şeyle Emir'e döndüm.
"Giyeceğim şeyleri sen seç."
"Emin misin?"
"Zevkine güveniyorum."
"Peki." Emir elinde kıyafetlerle gelince soyunma kabinine gittik. Ona dönüp ellerimi uzattım.
"Kıyafetleri ver istiyorsan."
"Kendin giyinemezsin Açelya."
"Emir ben iyiyim. Kendi başıma giyinebilirim. Sadece senin beni giydirmen hoşuma gittiği için sesimi çıkarmadım. Sen burada bekle. Eğer yardıma ihtiyacım olursa çağırırım."
"Buradayım ona göre." Gülerek içeri girip üstümü değiştirdim. Emir her dakikada bir
"İyi misin? Yardıma ihtiyacın var mı? Gelmemi ister misin?" gibi sorular soruyordu. Eski kıyafetlerimi poşete koyup kabinden çıktım. Aynaya baktığımda yaptığı kombinin bana yakıştığını fark ettim. Zevkli adamdı.
"Beğendin mi?"
"Bayıldım. Gerçekten zevkli adamsın."
"Teşekkür ederim sevgilim. Gidelim mi?"
"Bir dakika bunların hiçbirinde etiket yoktu."
"Ben parasını ödeyip onları çıkarttım."
"Ne tarzda giyindiğini biliyorum. O yüzden beğeneceğine emindim."
"Tarzım güzelmiş." Emir gülerek elimi tuttu. Mağazadan çıktıktan sonra kahvaltı yapmaya gittik. Oradan çıkınca abimlere doğru yola çıktık. Eve varınca arabayı park edip zili çaldık. Beste kapıyı açtığında bizi gördüğüne şaşırdı.
"Bizi içeri almayacak mısın?"
"Pardon ya. Buyurun içeri geçin." İçeri girip salona geçtik. Eylem gülümseyerek
"Hoş geldiniz."
"Hoş bulduk. İyi misin?"
"Sayende çok iyiyiz."
"Canım benim." Abim suratını asmış bize bakıyordu.
"Ne kadar güler yüzlüsün bugün abi."
Abim cevap vermeyince Beste
"Sorma dünden beri böyleyiz. Siz otursanıza." Emir'le yan yana oturduktan sonra konuşmaya başladım.
"Eylem eviniz neredeyse hazır. Sadece İrem'in seçeceği bir çocuk odası alınacak o kadar." Abim araya girip
"Bu evi ne ara buldun sen?"
"Benim evime geçecekler abi. Sende bir iş bul Eylem'e. İrem'in de okulunu değiştireceğiz."
"Açelya yapma. Bize kendi evini verme lütfen." Eylem yaptığım şeyler için kedini kötü hissediyordu.
"Ben zaten taşınmayı düşünüyordum. Çünkü evim muayenehaneme uzak. Her gün o kadar yol yapmak yorucu geliyor. Sadece içindeki eşyalar kalacak. Altı senedir kullanıyorum zaten. Yeni değiller."
"Sen nerede kalacaksın?"
"Yeni bir ev bulana kadar Emir'de kalacağım."
"Olmaz." Abimin karşı çıkmasıyla ona döndüm.
"Senden izin aldığımı hatırlamıyorum abi. Kaç yaşında kadınım kendi kararlarımı verebilirim. Ayrıca birisinin bana karışmasından ne kadar nefret ettiğimi biliyorsun." Abim sesini yükselterek
"Ben senin abinim. Ne demek karışma? Kendine gel." Bunu ondan beklemiyordum.
"Hala?"
"Abla?"
"Bebeğim gel buraya." Umut'a sarılıp onu öpücüklere boğdum. Geri çekildiğimde İrem bize bakıyordu.
"Ablayı özlemedin mi?" İrem koşarak yanıma gelip boynuma sarıldı. Onun da öpüp
"Çilek kokulum benim." İkisinin bacaklarıma oturmasını sağladım.
"Hala biz İrem'le çok iyi anlaştık."
"Ne güzel. Aferin size. Ne yapıyordunuz yukarıda?"
"Oyun oynuyorduk. Babamın sesini duyunca indik. Bir şey mi oldu?"
"Babanın huysuzluğu üzerinde sadece canım. Başka bir şey yok." Benim dediğime gülüp kulağıma
"O her zaman öyle hala." Kahkaha atıp yanağından öptüm.
"Haklısın bebeğim öyle gerçekten. İrem ne oyun oynadınız?"
"Umut'la sizin kurduğunuz oyunu oynadık."
"Vay! Benden başka kimseyle oynamamıştı. Şaşırttın beni."
"Kızdın mı hala?"
"Hiç kızar mıyım sana? İrem'le oynamanız çok hoşuma gitti." Beste araya girip
"Siz oyununuza geri dönün annem. Bizim konuşacaklarımız var."
"Tamam anne. Hadi gidelim İrem." Onlar yukarı çıktıktan sonra abime döndüm.
"Neyin var senin? Böyle davranmanın sebebi ne? Seni korumak falan deme. Kıskançlık da değil. Ne o zaman?"
"O adam seni kandırıyor."
"Hangi konuda?"
"Hiçbir zaman hasta olmadı. Seni elde etmek içindi hepsi. Anlayamıyor musun?" Emir o zamana kadar hiçbir şey söylememişti. Ama abimle aramın açılmasını istemediği için sakince
"Gerçekleri bilmiyorsun Çağın."
"Neymiş gerçekler?"
"Dışarıda konuşalım mı?" Abim bir şey söylemeden dışarı çıktı. Emir ayağa kalkınca elini tuttum.
"Bunu yapmak zorunda değilsin. Benim için yapıyorsan yapma."
"Senin için her şeyi yaparım Açelya. Hem abinle aranın benim yüzümden bozulmasına izin veremem." Emir gidince gözlerim doldu. Eylem yanıma gelip kafamı omzuna koydu.
"Ağla rahatlarsın." Gözlerimden birkaç damla düştü. Sanki akmak için bu talimatı bekliyorlardı. Beste de yanıma oturup elimi tuttu.
"Abinle aranızın düzeleceğine eminim. O seni çok seviyor. Sana kıyamaz."
"Bana ilk kez böyle davrandı."
"Üzülme. Emir'in onu ikna edeceğine eminim."
"Umarım."(Emir'den)
Dışarı çıktığımızda yakama yapıştı.
"Benim kardeşimi üzemezsin."
"Beni dinle önce." Yakamı bırakınca konuşmaya başladım.
"Ben abimi kaybettim. O zor günlerimde ise sevgilimin beni en yakın arkadaşımla aldattığını öğrendim. O günden sonra da kimseye güvenmedim. Ta ki Açelya'yla tanışana kadar. Ben değişmiştim ailem bunu fark edince tesadüfen Açelya'yı buldular. Açelya psikiyatriste değil psikoloğa ihtiyacım olduğunu düşünüyordu. O yüzden onunla devam etmemi istemedi. Ama onun dışında kimseye güvenmiyordum. Sonra her ne kadar kabul etmek istemesem de onun dışında hiçbir şey düşünemez olmuştum. İşlerime asla odaklanamıyordum. Gözüm sürekli telefonda bir mesajını ya da aramasını bekliyordum. Aldatıldığımda hiçbir zaman bunu unutamam sanmıştım. Ama öyle bir unuttum ki. Eskiden her hatırladığımda canımı yakan şey şimdilerde canımı yakmıyor. Ben Açelya ile tamamlandığımı hissettim. Onunla aranın benim yüzümden bozulmasını istemiyorum. Açelya için ailesinden kalan tek kişisin. Senden bahsedince bile gözleri ışıldıyor. Senin düşündüğünden çok daha fazla seviyor. Bizim aramızda kalmasın Çağın lütfen. Yeterince zor şeyler yaşamış zaten. Onu sadece mutlu etmek istiyorum." Mimiklerinden ne olduğunu anlayamıyordum.
"Bana neden Çağın diyorsun sen?"
"Seni daha genç düşünüyordum. Öyle olunca da hep isminle hitap ettim."
"Bundan sonra abi de." Ona sarıldığımda sırtıma vurdu.
"Teşekkür ederim abi."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SEANS
RomanceKendini karanlığa hapseden bir adam. Hayatını insanlara yardım etmeye adayan bir psikiyatrist. Peki bu adam babasının zoruyla gittiği psikiyatriste aşık olursa ve aşkının karşılıksız olmadığını fark ederse? Kadın adamı hayata döndürse ve aşkları içi...