Doktor gittikten sonra hemşire gelip serumunu çıkarttı. Fulya'yı kucağıma alıp dışarı çıktım. Arabaya oturduktan sonra Fulya'yı emzirmeye başladım. Ama ağzına almıyordu. Onu öbür tarafıma aldım. Fulya emmeye başlayınca yüzümü buruşturdum.
"Ne oldu?"
"Yok bir şey."
"Niye her sorduğum soruyu geçiştiriyorsun?" Gözlerimi devirip
"Göğsümün ucunu ısırdı. Şimdi de emince acıdı."
"Diğer taraftan emzirsen?"
"Takıntılı bir kızım var. Aynı yerden emmeyi seviyor. Diğer tarafını sadece sağabiliyorum."
"Kime çekmiş acaba?" Ben söylediğine gülüp dikiz aynasından ona baktım. Gözlerimiz buluşunca heyecanlandığımı hissettim. Önüme dönüp Fulya'yı izlemeye başladım. Eve gelince Fulya'yı yatağıma yatırdım. Aşağı inince
"Açelya ben annemleri eve bırakıp geliyorum." Kaşlarımı çatıp
"Burada kalmayı düşünmüyorsun herhalde?"
"Öyle düşünüyorum."
"Olmaz."
"Açelya doktorun ne dediğini duydun. Seni yalnız bırakmayacağım."
"Senden yardım istemedim Emir. Evine git."
"Sen ne dersen de geleceğim Açelya." Annem araya girip bana sarıldı. Babamla da vedalaştıktan sonra onlar yola çıktı. Bende Fulya uyurken banyoya girip çıktım. Geceliğimi giyip yatağa uzandım. Onunla aynı evde kalma düşüncesi bile beni geriyorken ne yapacağımı bilmiyordum. Telefonum çaldığında bakmadan açtım.
"Kapıyı açar mısın?"
"Tamam." Telefonu kapatıp aşağıya indim. Kapıyı açıp geri çekildim. Emir içeri girdiğinde beni süzdü. Yutkunduğunu gördüm. Hâlâ onu etkilediğimi bilmek iyi hissettirmişti.
"Salona çarşaf ve yastık koydum. Yatarsın." Onu arkamda bırakıp yukarı çıktım. Odama girip Fulya'nın yanına yattım. Uykuya dalmak üzereyken Fulya ağlamaya başladı. Yatakta doğrulup yanımdaki lambayı açtım. Kucağıma aldığımda onu öptüm.
"Annecim buradayım bebeğim."
"Anne."
"Söyle annem."
"Meme." Göğsümü açıp onu emzirmeye başladım. Geri çekilip ağlamaya başladı. Ayağa kalkıp onu odanın içinde gezdirdim. Ağlaması dursa da çok huzursuzdu. Yatağa oturduğum an ağlamaya başlıyordu. Odasına girip emziği alıp ağzına verdim. İstemeyince
"Gel bakalım. Sana bir şeyler yedirelim." Aşağı inip mutfağa geçtim. Buzdolabını açıp ne verebilirim diye bakarken çorba ısıtmaya karar verdim. O sırada içeri Emir girdi.
"Uyandı mı?"
"Evet."
"Bana ver."
"Yeni sustu. Tekrar ağlamaya başlamasın. Sen çorba ısıt."
"Tamam." Ben Fulyayı gezdirirken Emir çorbayı ısıttı. Onu mama sandalyesine oturttuktan sonra ekmek alıp yanına oturdum. Ağladığı için yemek yediremiyordum.
"Emir sen kucağına alıp gezdirsene. Yüzü bana dönük olsun. Bu şekilde yer belki." Fulya'ya yemeğini yedirdikten sonra yukarı çıkarıp uyutmaya çalıştım.
Saat dört olmasına rağmen asla uyumamıştı. Birkaç gündür uykusuz olduğum için artık gözümden uyku akıyordu. Esnediğim sırada Emir
"Sen uyu. Ben Fulya'yla ilgilenirim."
"Sana alışması uzun sürecek. Onu sana bıraksam bile ağlayacak." Emir üzgün gözlerle bana bakıyordu. Fulya'yı yormak için her şeyi yapmıştık ki sanırım işe yaramış olacak ki kafasını zor tuttuğunu fark ettim. Zafer gülümsemesiyle ona döndüm.
"Uyuyacak." Fulya'yı kucağımda sallamaya başladım. Bir süre sonra uykuya daldığında onu yukarı çıkardım. Onu yatırıp yanına yattım. Emir de aşağıya indi. Onun gitmesiyle uykuya dalmam bir oldu.Sabah telefonun sesine uyandığımda yanımda Fulya yoktu. Bütün odalara bakıp bulamayınca aşağıya indim. Gördüğüm manzara ise sadece beni şoka soktu. Emir Fulya'yı karşısına almış oyun oynuyordu. Beni fark etmedikleri için bir süre sessizce orada durup onları izledim.
"Sana kolay alışmış."
"Bir de bana sor." Gülüp yanlarına gittim. Fulya beni görünce hemen yanıma geldi. Onu kucağıma alıp öpücüklere boğdum.
"Anne."
"Bebeğim. İyi misin aşkım?"
"Gayet iyi annesi merak etme. Sabah ona bir şeyler yedirdim. İlacını da içirdim. Ateşi yok. Keyfi de yerinde." Ona gülümseyip
"İyi bir baba olacaksın. Birisine alışması için onu sürekli görmesi gerekiyor. Ama sanırım seni hissetti. İlk başta ağlasa da kısa sürede alışmış." Emir söze girecekken telefonu çaldı.
"Pardon."
"Önemli değil." Telefonu yanımda açıp konuşmaya başladı.
"Çok mu acil?"
"Evet."
"Tamam geliyorum." Telefonu kapattığında canı sıkkındı.
"Ne oldu?"
"Şehir dışındaki bir işte sıkıntı çıkmış. Oraya gitmem gerekiyor."
"Anladım. Sen çık o zaman anca yetişirsin."
"Evet." Çıkmadan önce kızımı kucağına alıp öptü.
"Ben yine geleceğim kızım. O zamana kadar beni unutma. Tamam mı?" Boynundan öpüp bana verdi.
"Eğer bir şey olursa hemen beni ara."
"Tamam merak etme." Emir'in gitmesiyle her zamanki gibi kızımla baş başa kaldık.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SEANS
RomanceKendini karanlığa hapseden bir adam. Hayatını insanlara yardım etmeye adayan bir psikiyatrist. Peki bu adam babasının zoruyla gittiği psikiyatriste aşık olursa ve aşkının karşılıksız olmadığını fark ederse? Kadın adamı hayata döndürse ve aşkları içi...