Selam, nasılsınız?
Artık son bölümleri yazıyorum bildiğiniz gibi ve duygu yoğunluğu çok fazla olan bölümler olduğu için beni çok yoruyorlar. Bu bölüm de yazarken duygusal olarak zorlandığım bölümlerden.
Ben çok severek yazdım, umarım siz de beğenirsiniz.
İyi okumalar.
💜🧚🏼♀️
Rüya'nın "ANNE!" feryadıyla uykusundan sıçrayarak uyandı Asiye ve Doruk. İkisi aynı anda odalarının kapısına geldiklerinde birbirlerine korkuyla bakarken hızlı adımlarla Asiye'nin odasının yanındaki Rüya'nın odasına girdiler arka arkaya.
Odaya girdiklerinde yatağının üstüne oturmuş, ağlayan kızlarını görünce onu kucağına alırken "Anneciğim, ne oldu bir tanem?" dedi Asiye alacağı cevaptan korkarak. Rüya ağlamaya devam ederken Doruk önüne diz çöktü ve "Rüya, ne oldu babacığım? Kabus mu gördün?" dedi. "Annem, bir yerin mi ağrıyor?"
Rüya az önce kalktığı yatağına dönüp "Anne, saçlarım..." dedi iç çekişi cümlesini bölerken. İkisinin de bakışları Rüya'nın yastığını bulduğunda dökülen saçlarını görünce birbirlerine döndüler tekrar. Asiye'nin gözleri dolarken Rüya ağlayarak yastığının üstündeki saçlarını toplayıp aldı avuçları arasına.
"Rüya, babacığım bak çok üzülüyorsun, biliyorum ama yine çıkacak saçların." deyince "Hepsi gidecek mi yani?" dedi Rüya ağlaması arasında ona dönerek. "Baba, saçlarım gitmesin. Çok seviyorum ben onları. Annem örüyor saçlarımı, tarıyoruz biz onları. Ben oynuyorum saçlarımla, gitmesin saçlarım."
"Rüya..." derken "Neden gidiyor ki saçlarım, ben bir şey yapmadım." diyerek kesti Rüya onun sözlerini. Asiye, Rüya'nın saçlarına bir öpücük kondururken "Hani biz hastaneye gittiğimizde sana ilaç veriyorlar ya, o yüzden dökülüyor saçların." diye cevap verdi ona Doruk. "Baba, ilaç vermesinler bana o zaman. Ne olur gitmesin saçlarım. Ben saçlarım olmadan hiç güzel olmam ki." deyince yüzünü avuçları arasına aldı Doruk ve kızının yanağını okşarken "Sen hep güzelsin bir tanem." dedi ona.
"Ama saçlarım giderse ben nasıl tarayacağım onları, nasıl takacağım tokalarımı?" deyince "Babacığım sana söz veriyorum yine çıkacak saçların. Ne olur üzülme." dedi Doruk. "Baba, bir şey yap. Ne olur gitmesin saçlarım, lütfen gitmesin." dediğinde yutkundu Doruk. "Hani sen ben ne istersem yapardın? Lütfen bir şey yap, gitmesin saçlarım."
"Özür dilerim babacığım. Hiçbir şey yapamadığım için, saçlarını sana geri veremediğim için, seni bu hastalıktan kurtaramadığım için özür dilerim." dedi dolu gözleriyle. Rüya ağlayarak kollarını boynuna sarınca O da gözünden düşen yaşlarla sardı kollarını kızına.
Yanlarına çöken beden kollarını uzatınca Rüya'ya sarılı olan kollarından birini açıp Asiye'ye doladı Doruk.
💜🧚🏼♀️
Tabağındakilerle oynayan Rüya'ya bakarken bir iç çekti Asiye. "Anneciğim, yapsana kahvaltını." deyince omuz silkerek "Canım istemiyor." dedi Rüya. Asiye elindeki çatalı tabağının kenarına bırakıp gülümseyerek "Benim yedirmemi ister misin?" dediğinde kafasını iki yana sallayarak cevap veren kızı karşısında bir nefes verdi sıkıntıyla.
"Bak hastaneye gideceğiz birazdan. Saçlarını güzelce tarayalım, yeni aldığın bandananı da takarız. En sevdiğin elbiseyi de giymek ister misin?" dedi neşeli tutmaya çalıştığı sesiyle. Rüya "İstemem." diye cevap verdikten sonra masadan kalınca "Rüya, anneciğim bak gel, bir şeyler ye." diye seslendi arkasından.
"Asiye tamam, zorlama çocuğu. Yemek istemiyor demek ki." diyen Doruk'a döndü sonra ve "Keyfimden mi yapıyorum Doruk?" dedi titreyen sesiyle. "Ya benim çocuğum gözümün önünde eriyor. Biz kaybediyoruz onu Doruk, elimizden hiçbir şey gelmiyor." Yutkunduktan sonra "Bugün saçları dökülmeye başladı. Bir dahaki kürden sonra belki başka bir şey olacak. Biz onu kaybediyoruz Doruk, ellerimizin arasından kayıp gidiyor kızımız." diye devam etti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Leukemia ✓
FanfictionAsDor ama anne ve baba... AsDor ama aşık, tutkulu, inatçı ve savaşçı... AsDor ama bu sefer "Hayat Gibi" Dram, entrika ve tabi ki aşk, sevgi, umut... Onlar şarkılarını söylerken(?) siz de eşlik etmeye ne dersiniz? "Küçük civcivim, güzel kızım..." 💜�...