Selam, n'aber?
Bölümler geç kalıyor, farkındayım ama şimdilik haftada tek bölü şeklinde gitmek zorundayız maalesef. Hem sizin hem de benim için bir düzene oturtmak adına bölümlerin çarşamba günleri geleceğini söyleyebilirim. Ama dediğim gibi, sadece şimdilik.
Bu bölümden çok emin olamıyorum açıkçası, sevemedim yani. Umarım siz severek okursunuz.
İyi okumalar.
💜🧚🏼♀️
Eve geleli bir hafta olmuş, Asiye hala kendini kötü hissetse de hayatına normal akışta devam etmeye çalışıyordu. Asiye miskin adımlarla banyoya geldikten sonra çeşmeyi açtı ve suyun akışını izledi birkaç saniye. Ardından avuç içlerine doldurduğu soğuk suyu yüzüne çarptı birkaç kere. Bakışları aynadaki aksine kaydığında kendini incelemeye başladı.
Doruk kızmakta haksız sayılmazdı, ruhu çekilmiş gibiydi. Göz altları uykusuzluktan ve ağlamaktan çökmüştü. Yüzü solgun duruyordu, hastalıklı gibi. Saçları... Saçlarına kaydı bakışları. Omuzlarının üstünden dökülen saçları, göğüslerinin altına uzanıyor ve beline yakın bir yerlerde bitiyordu.
Ellerini saçları arasına atıp karıştırırken tekrar baktı aynadaki görüntüsüne. Bu sefer anılar canlandı gözünde. Saçlarını Doruk'un taradığı, öptüğü, sevdiği anlar... Arkasında duran Doruk, bir kolunu beline sarmış diğer elini kullanarak saçlarıyla oynarken gülerek aynadan onu izliyordu anılarındaki Asiye. Onlar... Onlar mutluydu, şimdiki halleri gibi değildi.
O an bir saçları fazla göründü gözüne, bu kadar saç gereksiz geldi, ağırlık yaptığını hissetti. Eski hallerine özendi, sadece birkaç gün öncesine bile. Evde kalmak istemedi ve dışarı çıktı.
💜🧚🏼♀️
Kapı sesiyle "Asiye?" diye seslenen Doruk'a "Benim, canım." diye karşılık verdi Asiye. Salona girdiğinde bakışlarını ona çevirdi. Doruk kafasını arkaya çevirip Asiye'ye bir bakış attığında gördüğü görüntü karşısında "Karıcığım," dedi oturduğu yerden kalkarken. "Sen ne güzel olmuşsun öyle."
Asiye'nin yüzüne bir gülümseme yayılırken elini saçına attı ve "Olmuş mu?" dedi. "Olmuş, çok güzel olmuş." Yanına geldikten sonra bir öpücük kondurdu Asiye, onun yanağına ve "Beğenmene sevindim." dedi.
Doruk, ona gülümseyerek bakarken elini sevdiği kadının saçlarına attı ve "Ben de iyi olmana sevindim." dedi. Yüzündeki gülümsemeyi sabit tutmaya çalışırken "İyi olacağım." dedi Asiye. "İyi olacağız."
Asiye "Hadi gidip çocuklarımızı alalım." deyince "Olur, gidelim." dedi Doruk ve koltuğun üzerinde duran tabletini eline alıp kapattıktan sonra "Gidebiliriz." diye devam etti. Birlikte el ele evden çıktıktan sonra evin önünde duran arabanın kapısını açtı ve "Buyurun prensesim." dedi gülerek. Asiye koltuğa oturduktan sonra kendi yerine geçti ve çalıştırdı arabayı.
💜🧚🏼♀️
"Anneciğim tamam ama ağlama artık." diyen Asiye'ye bir bakış attıktan sonra kafasını yine Doruk'un boynuna gömdü Umut. Asiye, ona güldükten sonra kucağına aldı oğlunu ve gözyaşlarıyla ıslanan yanaklarına bir öpücük bıraktı.
Oğlunu göğsüne yasladıktan sonra bir öpücük bıraktı saçlarına ve "Anneciğim bak, buradayım ben." dedi. "Ağlama güzel oğlum benim, anne burada, bak." Umut kafasını kaldırıp Asiye'nin yüzüne bakarken ağlaması durup iç çekmeye başladı.
"Anne?" dediğinde "Annem." dedi Asiye ve bir öpücük bıraktı oğlunun saçlarına. Umut, Asiye'nin göğsüne sinip sakinleşirken "Bu kadar garipseyeceğini tahmin etmemiştim." dedi Asiye, Doruk'a. "Yani hayatım her şekilde bambaşka bir güzelliğin var, o yüzden başta tanıyamamış olabilir oğlumuz. Çocuk da haklı."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Leukemia ✓
FanfictionAsDor ama anne ve baba... AsDor ama aşık, tutkulu, inatçı ve savaşçı... AsDor ama bu sefer "Hayat Gibi" Dram, entrika ve tabi ki aşk, sevgi, umut... Onlar şarkılarını söylerken(?) siz de eşlik etmeye ne dersiniz? "Küçük civcivim, güzel kızım..." 💜�...