S2B10| Tatil

1.4K 78 226
                                    

Selam, n'aber?

Aşk, açlıktan midesi eriyen Zeynep'in bölüm yazmaya devam etmesidir belki de... SDJFHGDSFDSJHFGSD 

Şaka bir yana sabahtan beri 3 bölüm geçti elimden.

Ee sizde ne var ne yok, nasıl keyifler?

Bölüme gelecek olursak, bol subliminal mesaj içerir. Hedef kitle de dersler, ödevler falan jshfjsdfgs (şaka değil)

Neyse, umarım beğenirsiniz.

İyi okumalar.

💜🧚🏼‍♀️

Duyduğu kapı sesiyle oturduğu yerden kalktı Asiye ve kucağındaki Umut ile birlikte antreye yürüdü. Onları görünce Doruk'un yüzüne bir gülümseme yayılırken "Nasıl geçti?" diye sordu Asiye. Doruk, ona cevap vermeden eğilip yanağına bir öpücük bıraktıktan sonra "Aslan oğlum." deyip Umut'u kucağına aldıktan sonra "Rüya nerede?" diye sorunca "İçeride ödev yapıyor." diye cevap verdi Asiye.

Doruk boştaki elini Asiye'nin beline koyduktan sonra içeri yürüdüler birlikte. Rüya, Doruk'un "Kızım," diyen sesini duyunca ona döndü yüzündeki sıkılmış ifadesiyle. "Efendim baba?" dediğinde onun yanına otururken "Ne yapıyorsun babacığım?" dedi Doruk.

Rüya bıkkınlıkla önüne dönerken "Ödevlerimi yapmaya çalışıyorum ama yapamıyorum." deyince "Neden bir tanem? Çok mu zor?" diye sordu. Ona kafasını aşağı yukarı sallayarak cevap veren kızına "Ver bakayım ne ödevin varmış." deyince önündeki kitabı ona doğru itti Rüya. Doruk biraz inceledikten sonra Rüya'nın önünde duran kalemi aldı ve "Hadi babacığım sen git, resim çiz." dedi.

Asiye "Doruk," deyince ona dönmeden "Efendim güzelim?" diyen Doruk ile "Ne yapıyorsun?" diye devam etti. "İşte Rüya'nın ödevini yapacağım." "Rüya'nın ödevi o, Doruk. Senin değil, Rüya'nın yapması lazım." "E ama yapamıyormuş, zor gelmiş." "Zor geldiyse senin yapman değil, nasıl yapacağını öğretmen gerekiyor. Sonuçta karşılaştığı her zorlukta yanında biz olmayacağız, ya da onun önündeki engelleri kaldıramayacağız." "Ama sen böyle mantıklı mantıklı konuştuktan sonra ben nasıl yapacağım bunu?" "Yapmayacaksın, dedim ya."

Doruk ofladıktan sonra "Bari biraz oyun oynayalım, sonra yapsın." deyince gülerek "Doruk çocuk musun sen?" dedi Asiye. "Bıraksana çocuk ödevini yapsın." "Ya bir kere ben bir baba olarak ezberci sisteme karşıyım, çocuklara zorla bir şeyleri dayatmak yanlış bence. Şimdi mesela Rüya bunları öğrenmeye çalışıyor, nerede çıkacak karşısına?"

Asiye, Doruk'un önündeki kağıtlara bakarken "Doruk, çocuk alfabeyi öğreniyor. Sence nerede çıkacak karşısına?" deyince "Ya bizde öyle oluyordu ya hani, ondan şey ettim ben." dedikten sonra yanındaki kızına dönerek "Rüya sen de hiç yardımcı olmuyorsun ama kızım." diye devam etti.

Asiye, Doruk'un önündeki kitabı Rüya'nın önüne koyduktan sonra saçlarına bir öpücük bıraktı ve "Nerede zorlandın anneciğim, gel beraber yapalım." dedi. Rüya "Anne, ben yapıyorum ama yaptıklarım güzel olmuyor." deyince "Ya senin ellerini yerim, senin yaptığın bir şeyin güzel olmama ihtimali var mı?" dedi Doruk ve Rüya'nın küçük eline bir öpücük bıraktı.

Asiye yüzündeki gülümsemeyle onları izlerken bakışları Doruk'un kucağında oturan oğluna değince gülümsemesi büyüdü. Tekrar Rüya'ya döndükten sonra "Bak anneciğim," diye anlatmaya başladı. "Kalemi yanlış tutuyorsun. Hani öğrenmiştin ya nasıl tutman gerektiğini, unuttun mu?" Rüya, ona kafa sallayarak cevap verince ellerini, onun küçük elleri üzerine koydu Asiye ve kalemi tutuşunu düzeltti.

Rüya az önce beğenmediği için sildiği yere tekrar yazdıktan sonra "Anne, çok güzel oldu." dedi neşeyle. "Teşekkür ederim." Asiye, onun yanağına bir öpücük bıraktıktan sonra "Rica ederim bebeğim." diye karşılık verdi. "Bak Dorukcuğum, böyle yardım ediliyor ödeve." "Allah Allah ya, herkesin yöntemi farklı. Ne var yani?"

Leukemia ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin