Selam, nasılsınız?
Güzel, keyifli bir bölümle geldim bence. Ben yazarken çok sevdim, umarım siz de seversiniz.
İyi okumalar.
💜🧚🏼♀️
Kızının önüne diz çöktükten sonra boynuna sarılan kollara ve yanağına konan öpücüklere gözlerini kapatıp gülerek karşılık verdi Doruk. O da Rüya'nın yanağına arka arkaya birkaç öpücük bırakınca huylanıp gülmesine kıkırdayarak karşılık verdi.
"Teşekkür ederiz Doruk." diyen Asiye'ye çevirdi sonra bakışlarını. "Rüya çok eğlendi bugün." "Evet babacığım, çok eğlendim ben." Kızına gülümsedikten sonra ayağa kalktı ve "Rüya, benim de kızım Asiye. Onun mutluluğu, benim mutluluğum." dedi Asiye'ye.
Asiye'nin yüzüne yerleşen küçük tebessümün ardından "İçeri geçmek ister misin?" diye sorması üzerine Rüya'ya bir bakış attı. "Baba gel, lütfen gel." deyince "Bir kahveye 'hayır' demem o zaman." dedi gülümseyerek. Gözlerinin kahvesinden koy ömrüme, kırk yılın hatırına sen kalayım.
Asiye gülümseyerek geri çekilince Rüya'nın küçük elini tutarak içeri girdi Doruk. Salona geçip açık renkli koltuğun üstüne oturduktan sonra kucağına yerleşen kızını izledi gülümseyerek. "Doruk," diyen Asiye'ye döndüğünde "Türk kahvesi mi filtre kahve mi?" diye sorunca "Türk kahvesi." diyerek cevapladı kısaca.
Asiye kafa sallayarak cevap verdikten sonra mutfağa gidince nasıl içtiğini sormamasına gülümsemeden edemedi. O da unutmamıştı işte sevdiği şeyleri. Kendisinin unutamadığı gibi, Asiye de unutmamıştı.
Kısa bir süre sonra içeri elinde tepsiyle gelen Asiye, kahveyi Doruk'a uzatırken yüzüne bir gülümseme yayıldı Doruk'un. Uzun zaman olmuştu Asiye ile birlikte kahve içmeyeli, üstelik onun elinden. Asiye, getirdiği meyve suyunu kızına uzattıktan sonra Doruk'un karşısındaki koltuğa oturdu.
"İşler nasıl?" diye sorduğunda sesinde iğneleme değil nezaket hissetti Doruk, gerçekten merak ettiği için soruyordu. Hafifçe kafa salladıktan sonra "İyi." diyerek cevap verdi. "Yeni bir proje var elimizde, ilkokul çiziyoruz." "Baba, bana da okul çizer misin?"
Doruk, kızının sorusuna güldükten sonra "Beraber çizelim istersen, hem daha çok eğleniriz." deyince "Yaşasın!" dedi Rüya yüksek perdeden bir sesle. "Anne, sen de bizimle resim çizmek ister misin?" "İsterim anneciğim."
Uzun zaman sonra birlikte ve mutlu oldukları anı çalan telefon bozdu. Asiye "Pardon!" diyerek cebinden çıkardığı telefonu "Efendim Cem?" diye açınca kafasını yana çevirip sessizce sabır çekti Doruk. Bu adam en güzel anlarının içine turp suyu sıkmak zorunda mıydı?
Az önce düşündükleri hafızasına düşünce acı dolu bir gülümseme peyda oldu yüzünde, acınacak haldeydi. 4 yıl önce boşandığı karısının hala onu sevdiğini düşünmüştü, gerçekten acınacak haldeydi.
Asiye'nin "Müsaitiz, gel tabi." diyen sesiyle yapmacık bir gülümseme ile Rüya'ya döndü ve çenesini okşadı başparmağı ile. Asiye telefonu kapattıktan sonra kendisine dönünce "Rüya, sen biraz odana gitsene babacığım." dedi.
Asiye, anlamadan bakarken içeri giden kızlarının ardından oturduğu koltukta uca geldi Doruk ve elindeki fincanı biraz ilerideki orta sehpaya bırakıp ellerini birleştirdi. "Asiye, ben sormadan 'Resim çizeceğiz.' dedim Rüya'ya ama eğer senin için sorun olacaksa ben Rüya'ya bir şeyler söylerim." "Anlamadım, neden rahatsız olayım ben?" "Yani erkek arkadaşın gelecek ya hani, belki istemez ne bileyim rahatsız olur ya da. Benim yüzünden huzurunuz kaçmasın."
"Şu mevzu..." dedi Asiye yüzündeki tebessümle hafifçe kafasını kaldırıp. Ardından ciddileşirken "Doruk, seninle özel hayatım hakkında ilk defa konuşacağım, o da yanlış anladığın için." diye devam ettiğinde Doruk hafifçe kaşlarını çatarak baktı ona. "Cem, benim erkek arkadaşım ya da sevgilim değil, sadece iş arkadaşım. O gün bir dava dosyası için buradaydı ve Rüya sıkılınca oyun oynadık birlikte, o kadar."
Doruk, gevşemiş yüz ifadesiyle "Her şeyi ben yanlış anladım yani, öyle mi?" deyince kafa salladı Asiye. "Bir dünya şey söyledim birde, kusura bakma Asiye." "Ben de sinirlendim geçen, kırdım seni. Sen de kusura bakma."
Duydukları ayak sesleri ile odanın kapısına döndüklerinde "Gelebilir miyim artık? Birazcık sıkıldım da." diyen Rüya'ya gülerek "Gel babacığım." dedi Doruk. Rüya, elindeki boş kağıtlar ve renkli kalemlerle salona girdikten sonra yere diz çöktü ve önüne koydu kağıtları. Doruk, yüzündeki gülümseme ile Asiye'ye kaçamak bir bakış attıktan sonra oturduğu koltuktan kalktı ve kızının yanına diz çöktü.
"Ne resmi çizmek istersin bebeğim?" diye sorduğunda "Baba, okul çizeceğiz." dedi Rüya yüksek perdeden. "Doğru, tamam. Hatırladım." Rüya'nın diğer yanına oturan Asiye'ye baktıktan sonra tekrar Rüya'ya döndü ve "Peki hepimiz okul mu çizeceğiz?" dedi.
"Evet, yarış yapacağız." "Yalnız işin içine rekabet girerse ortalık kızışır." "Baba ne diyorsun, ben anlamıyorum seni." Asiye ve Doruk, kızlarına gülerken "Ortalık kızışmayacak Doruk. 'En iyi mimar kim?' yarışması yapmıyoruz burada sonuçta." dedi Asiye.
💜🧚🏼♀️
Duyduğu zil sesiyle biraz ileride büyük bir ciddiyetle resim yapan Doruk ve Rüya'ya bir bakış attı Asiye. Gülerek "Siz devam edin ya, bakarım ben." dedikten sonra ellerinden destek alarak kalktı oturduğu yerden ve kapıya yürüdü yavaş adımlarına eşlik eden "Geldim." diyen sesiyle.
Kapı deliğinden baktığında gelenin Cem olduğunu görünce açtı kapıyı ve "Hoş geldin." dedi nazik bir tavırla. Cem gülümseyerek cevap verdikten sonra "Rüya nerede?" diye sorunca "İçeride, resim yapıyor." diyerek cevap verdi.
"Rüya, bak sana en sevdiğin çikolatadan aldım." diyerek salona giren Cem'in bakışları, elindeki kalemi kağıdın üstüne bırakırken kafasını kaldırıp kendisine bakan Doruk ile buluşunca yapmacık bir gülümseme ile kafa salladı. Doruk, ona ciddi ifadesini bozmadan, kafa sallayarak cevap verirken "Hoş geldin kılkuyruk." diyen Rüya ile gülmemek için dudaklarını birbirine bastırıp diğer tarafa çevirdi yüzünü.
Asiye şaşırmak ve gülmek arasında kalan yüz ifadesi ile "Rüya?" deyince yüz ifadesini toplayıp önüne döndü Doruk "Babacığım sen nereden öğrendin onu ya?" diyerek.
Asiye'ye kaçamak bir bakış attığında kendisine baktığını görünce kızının saçlarını okşayarak "Bakayım resmine, güzel kızım benim." dedi konuyu değiştirmek için. "Cem Abisi, iyi ki geldin." dedi sonra, Cem'e dönerek. Cem'in yüzüne yerleşen gözle görülür meraka karşılık biraz ötede duran Asiye'nin çizdiği resmi eline aldıktan sonra kendi çizdiğini de kaldırdı ve "Annesi ve ben, kızımızla resim çizme yarışması yaptık da sen de jüri ol. Kim daha güzel çizmiş, sen seç."
Cem'in bozulan yüz ifadesine karşılık yüzündeki gülümseme büyürken tekrar Asiye'ye baktığında onun da gülümseyerek kafasını hafifçe iki yana salladığını gördü. Göz göze geldiklerinde Doruk'un yüzüne bir gülümseme yayılırken Asiye'nin yüzündeki alaycı gülüş yerini masum bir tebessüme bıraktı.
Gelen boğaz temizleme sesiyle birbirine kilitlenen bakışları birbirinden kopup "Bence kesinlikle Rüya'nın yaptığı en güzel olan." diyen Cem'e döndü. Göz ucuyla Asiye'ye baktıktan sonra kendi kendini alkışlayan Rüya'ya döndü gülümseyerek.
Saçları arasına bir öpücük kondururken "Rüyacığım, birlikte de resim çizelim mi sonra?" diyen Cem ile kaşını kaldırarak ona çevirdi bakışlarını. Çenesinin kasıldığını hissederken "Cem Abi, ben seninle oyun oynamayı da çok seviyorum ama babam artık hep bizimle olacak, ondan onunla oynayacağım artık." diye cevap verdi Rüya.
Doruk, kızını kolları arasına alınca "Canım babacığım." deyip yanağına bir öpücük kondurdu Rüya. Cem'e dönüp "Kız çocuğu işte, babaya düşkün oluyor." dedi Doruk ve bir öpücük de o bıraktı kızının yanağına "Canım kızım." dedikten sonra.
💜🧚🏼♀️
Nasıl buldunuz bölümü?
Cem, "Carma is for you" canım :)
Asiye ve Doruk'a ne diyorsunuz peki? Git gide yumuşuyorlar sanki. :D
Bunlar son soft bölümler. Yavaş yavaş işler değişecek artık. 😉
Okuduğunuz için teşekkür ederim. Sizi seviyorum. 💜🧚🏼♀️
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Leukemia ✓
FanfictionAsDor ama anne ve baba... AsDor ama aşık, tutkulu, inatçı ve savaşçı... AsDor ama bu sefer "Hayat Gibi" Dram, entrika ve tabi ki aşk, sevgi, umut... Onlar şarkılarını söylerken(?) siz de eşlik etmeye ne dersiniz? "Küçük civcivim, güzel kızım..." 💜�...