Selam, n'aber?
Bir yanım bu kitaptan kopmak istemiyor ama bir yanım da artık gerçekten gelen yersiz eleştirilerden sıkıldığı için atıp bitirmek istiyor.
Medyadaki şarkı normalde aşk şarkısı ama ben bu bölümde Asiye'den bebeğine hediye edilen bir şarkı olarak düşündüm.
İyi okumalar.
💜🧚🏼♀️
3 Ay Sonra
Asiye, hasta yatağında uzanan kızının başına bir öpücük kondurduktan sonra "Anneciğim, sen Aybike teyzenle kal. Ben hemen gidip geleceğim, tamam mı?" deyince kafa sallayarak cevap verdi ona Rüya.
Asiye, Aybike'ye döndü bu sefer ve "Çok sağ ol Aybike ya," dedi. "Ne zamandır uğrayamıyordum büroya. Bugün de gitmem gerekmese seni çağırmazdım ama kaç aydır uğraştığımız bir davanın sonuç mahkemesi var girmem gereken, büroda işlerim var, büro dışında da işlerim var."
Asiye son söylediğinden sonra oflayarak "Çok işim var." deyince "Canım benim, sen işine bak. Bizi merak etme." diye cevap verdi Aybike. Asiye, ona gülümsedikten sonra kızının yanağına bir öpücük bıraktı ve çıktı odadan.
💜🧚🏼♀️
"Sevgilim yormuyorum ben kendimi, sen merak etme." dedi Asiye telefonun diğer ucundaki Doruk'a. "Bürodayım şimdi, son bir yer kaldı uğramam gereken, sonra da Rüya'nın yanına gideceğim."
Doruk'un verdiği nefese gülümserken "Bilmiyorum Asiye, aklım sende bak. Dikkat et kendine." deyişine cevap verecekken karnına giren ağrıyla iki büklüm oldu. Dudaklarından bir feryat dökülürken Doruk'un "Asiye?" diye seslendiğini duydu. "Asiye? Asiye, güzelim cevap ver. Asiye korkutma beni. Asiye?"
Asiye'nin acıyla dolu "Doruk..." diyen sesini duyunca "Asiye'm, iyi misin?" diye sordu Doruk. Görmeyeceğini bilse de kafasını iki yana salladı Asiye. O bir nefes verirken Doruk'un "Ben geliyorum. Sen sakın korkma, tamam mı?" deyişini duydu.
Doruk, Asiye'nin avukatlık bürosundan içeri girdiğinde sırtı duvara yaslı bir şekilde yerde duran Asiye'nin yanına gitti hızla. Yüzünü avuçları arasına alırken "Asiye, iyi misin?" dedi telaşla.
Asiye gözlerinden akan yaşlarıyla kafasını iki yana sallayınca onu hızla kucağına aldı Doruk. Göğsüne yaslanan Asiye'nin saçlarına bir öpücük kondurdu. Arabasının önünde durduklarında yan koltuğa oturttu Asiye'yi ve şoför koltuğuna geçip çalıştırdı arabayı.
Yolda giderken araç telefonundan Asiye'nin doktorunu aradı ve durumunu anlattı kendi anladığı kadarıyla. Doktorun "Düşük yapıyor olabilir." demesi üzerine Asiye'nin ıslak gözleri Doruk'u bulurken iki yana salladı kafasını. "Olmaz Doruk." dedi. "Rüya'nın, bizim ona ihtiyacımız var, gidemez o."
Asiye'nin eline bir öpücük bıraktı Doruk. "Olmayacak öyle bir şey, gitmeyecek bebeğimiz. Sen korkma sakın, tamam mı?" dediğinde ona cevap vermek yerine acı dolu feryadını serbest bıraktı Asiye.
Gözlerinden istemsizce akan yaşlar, yüzünü ıslatırken güç almak ister gibi sımsıkı tutundu Doruk'un eline. Diğer elini de karnına koyarken "Lütfen bebeğim, lütfen gitme." dedi içinden ve hastaneye varana kadar karnını okşadı yavaş hareketlerle.
💜🧚🏼♀️
Asiye, uzandığı sedyede yan tarafında duran Doruk'un elini tutarken karnına dökülen soğuk jelin ardından vücudunda gezmeye başlayan cihaz ile gözlerini kapattı akan yaşlarla. Doktorun "Evet, küçük afacanımız burada." diyen sesiyle tekrar gözlerini açtığında ekrana çevirdi bakışlarını ve kendilerine gösterilen yere baktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Leukemia ✓
FanfictionAsDor ama anne ve baba... AsDor ama aşık, tutkulu, inatçı ve savaşçı... AsDor ama bu sefer "Hayat Gibi" Dram, entrika ve tabi ki aşk, sevgi, umut... Onlar şarkılarını söylerken(?) siz de eşlik etmeye ne dersiniz? "Küçük civcivim, güzel kızım..." 💜�...