SÜRPRİİİİZ!
Özlemekten baygınlık geçirmişim :")
En son 16 Ocak'ta bölüm atmışım ve tesadüfen 16 Eylül'e denk geldi bölüm, tam 8 ay oldu 🥺
Aslında daha öncesinde yazmayı, yayınlamayı çok istedim ama bir türlü olmadı, nasip bugüneymiş.
Bölümün adı böyle, çünkü devam eder miyim, bilmiyorum. Ama içimde yeni sezon isteği var, tepkilere göre karar vereceğim fghfgsdhfsgjd
Ben severek yazdım, umarım siz de seversiniz.
İyi okumalar.
💜🧚🏻♀️
Doruk çalan kapıyla olduğu yerden kalktıktan sonra antreyi geçip kapıyı açtığında karşısında gördüğü kuryeye başıyla selam verdi.
Elindeki kağıda bakarak ismi kontrol eden kurye, "Asiye Eren?" deyince "Atakul." diye düzeltti kendince hatalı bulduğu yeri.
"Anlamadım abi." "Asiye Eren Atakul. Eksik bilgi verilmiş size." "Adres doğru mu, Asiye Hanım siz misiniz?"
Doruk, ona birkaç saniye anlamsız gözlerle baktıktan sonra "Kardeşim, sence benim Asiye Hanım'a benzer bir halim var mı?" dedi. Ardından gülerek kafa salladı ve "Neyse," dedi. "Paketi mi var Asiye Hanım'ın?"
"Evet." "Tamam, eşiyim ben, ben alayım." "Yok, bizzat kendisine teslim etmem istendi." "Ben teslim ederim bizzat kendisine." "Yok, veremem."
"Ya güzel kardeşim, Asiye Hanım işte. Geç içeri, otur istersen, beraber bekleyelim gelmesini."
Kurye çiçeği uzatırken "Tamam abi ya," dedi. "Talimat böyleydi, ben ne yapayım? Ama ben, Asiye Hanım teslim aldı, yazacağım, haberin olsun." "Yaz kardeşim, sen beni Asiye'ye benzetmeye doyamadın bugün." derken güldü Doruk.
Kapıyı kapatıp içeri girdiğinde telefonu çalınca çiçekleri girişteki büyük dolabın üstüne bıraktı ve cebinden telefonunu çıkardı. Asiye'nin adını görünce gülümserken "Efendim güzelim?" dedi.
"Aşkım, kargo mu geldi bana, mesaj geldi de şimdi." "Çiçek gelmiş. Müvekkillerinden biri yolladı herhalde. Aldım ben, vazoya mı koyayım, buketinde mi kalsın?"
Asiye'nin gülümsediğini hissederken "Vazoya koy," diyen sesini duydu. "Ama salondaki vazoda lalelerim var, çalışma odamdakine koyman lazım." "Tamam sevgilim, Doruk Atakul halleder, sen merak etme."
"Gelirken ben alacağım çocukları, sen çıkma bir daha." "Tamam, anlaştık. Yemekler bende o zaman." "Eğer sonra mutfağı kendin toplayacaksan..." "Beraber toplarız, ben kesin çok yorulurum toplarken." Asiye'nin gülüşünün ardından "Öpüyorum seni." diyen sesini duyunca "Ben de seni öpüyorum." dedi ve kapattı telefonunu.
Doruk telefonu kapattıktan sonra sonra Asiye'nin çalışma odasına girdiğinde vazodaki çiçeklerin solmuş olduğunu görmesine karşılık yüzü düşerken "Salak Doruk," dedi. "Kaç gün oldu, çiçek almadın karına, tabi solar çiçekleri."
Aklına, Asiye'ye çiçekleri verdiği andaki mutluluğu gelince gülümsedi. Vazoya yerleştirirken yüzünde oluşan gülümsemeyi, tüm çiçekleri tek tek okşayıp koklayışını hatırlayınca derin bir iç çekti. Onu biraz olsun güldürebilmek içindi tüm uğraşı.
Vazonun içindeki kuru çiçekleri çıkardıktan sonra suyunu değiştirip tekrar odaya geldi. Buketi eline almıştı ki içinden düşen notu görünce almak için eğildi.
Vazonun yanına koyacakken, merakına engel olamayarak zarfı açacaktı ki aklına gelen şeyle "Ulan kılkuyruk," dedi. "İnşallah sen değilsindir bu. 'Davayı kazandı diye tebrik çiçeği.' der bir de, gevşek herif. Dava ayağına karıma yürüdüğünü görmüyorum sanki. Sen, Asiye'ye dua et, güzelimi üzmemek için bir şey demiyorum ama hoş değil yani."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Leukemia ✓
FanficAsDor ama anne ve baba... AsDor ama aşık, tutkulu, inatçı ve savaşçı... AsDor ama bu sefer "Hayat Gibi" Dram, entrika ve tabi ki aşk, sevgi, umut... Onlar şarkılarını söylerken(?) siz de eşlik etmeye ne dersiniz? "Küçük civcivim, güzel kızım..." 💜�...