34| "Öldü Mü?"

1.6K 106 222
                                    

Yeniden merhaba, son bölümden sonra çok bekletmek istemedim. :D

Öncelikle geçen bölümle ilgili açıklamak istediğim şey, Berk'in olayı. Şantiyeler, inşaat mühendisleri tarafından yönetilmek zorunda. Aksi halde umursamadan yapılan işler vs. olabiliyor. Bu yüzden küçümsenmemesi gereken bir şey ve bu da yetkililer tarafından takip ediliyor.

Bu bölüm karışık ama diğeri buna göre daha dingin, olaysız bir bölüm olacak, yani sayılır.

İyi okumalar.

💜🧚🏼‍♀️

Doğumhanenin önünde beklerken sıkıntıyla kenardaki sandalyelerden birine oturdu Doruk. Başını önüne eğerken ellerini saçları arasına daldırdı. Yanındaki hareketlilikle oraya döndüğünde yanına oturan Ömer'i görünce tekrar önüne döndü.

"Çok zor, değil mi?" demesine karşılık kafa salladı. "Ben ne yapacağımı, neye üzüleceğimi şaşırdım Ömer. Sevdiğim kadının canı yanıyor ama yanında olamıyorum. Geçecek, diyemiyorum. Birazdan bir bebeğimiz daha olacak ama yaşayabilecek mi, bilmiyorum. Doğduğuna sevinemiyorum çünkü kızım günden güne eriyor karşımda. Elimden hiçbir şey gelmiyor. Ben artık rahat bir nefes alamıyorum Ömer, kendimi bir boşlukta asılı kalmış gibi hissediyorum. Uçamıyorum ama düşmüyorum da."

Duyduğu "Baba?" diyen sesle kafasını o tarafa çevirdiğinde korku dolu gözlerle kendisine bakan kızını görünce oturduğu yerden kalktı ve önüne diz çöktü. "Babacığım, neden kalktın sen yatağından?" deyince Rüya cevap vermek yerine kollarını boynuna sarınca kızının bedenine sarıldı o da.

"Getirmek istemedim ama ağlayınca kıyamadım." diyen Aybike'ye kafa salladıktan sonra "Bir tanem, korktun mu sen?" diye sorunca kafa sallayarak cevap verdi Rüya. "Ben çok korktum baba." dediğinde kızının gözünden akan yaşları silerken "Korkma babacığım." dedi. "Kardeşin gelmek istemiş sadece."

Rüya "Ben artık onu hiç sevmiyorum." derken onu kucağına aldı ve az önce kalktığı sandalyeye oturdu. Rüya tekrar "O, annemi çok üzdü, canını yaktı. Ben sevmiyorum artık onu." deyince kızını göğsüne yaslarken "O daha çok küçük babacığım, bilerek yakmadı ki annenin canını." diye cevap verince omuz silkti Rüya.

"Bak birazdan bu kapı açılacak ve içeriden kardeşin çıkacak." dedi bakışlarını doğumhane kapısından çekip küçük kızına baktı. Rüya, kafasını kaldırdığında yeşil gözleri buluşurken "Annem?" diye sorunca kaçırdı gözlerini. "Annem gelmeyecek mi?" "Gelecek bir tanem, annen de gelecek."

Aradan geçen zamanın ardından göğsünde uyuyan Rüya'ya bakarken bir iç çekti Doruk. Kızının başına küçük bir öpücük kondurduktan sonra açılan kapıyla oraya döndü hızla. Yerinden kalkmak istese de kucağındaki Rüya engel olurken ameliyathane hemşiresinin yanına giden Kadir "Ne olur bir şey söyleyin bize. Nasıl durumları?" diye sorduğunda "Kan yetiştirmem lazım." deyip giden hemşirenin arkasından baktı dolu gözleriyle.

Arkasına yaslanırken gittikçe ıslandığını hissettiği gözlerini kapattı ve kızını biraz daha çekti kendine. Öyle çaresizdi ki ona güç vermesi gerekirken, ondan güç istiyordu.

Yüzünde gezinen küçük elle bakışlarını sabitlediği noktadan çekerken kucağındaki kızına döndüğünde "Baba, neden ağlıyorsun? Anneme kötü bir şey mi oldu?" deyince "Hayır, hayır babacığım. Bir şey olmadı annene." diye cevap verdi. "O zaman sen neden ağlıyorsun?" derken bakışlarını koridorda gezdirince "Neden herkes ağlıyor?" demesi üzerine sertçe yutkundu.

Neden herkes ağlıyordu? Asiye için miydi şu an döktükleri gözyaşları? Doğacak bebeğe mi ağlıyorlardı? Yoksa Rüya'ya mı?

Cevap vermek yerine "Kızlar, Rüya'yı odasına götürür müsünüz?" deyince "Baba ne olur burada kalayım, lütfen." diyen kızına "Olmaz babacığım, dinlenmen lazım." diye cevap verdi. Önlerinde duran Sinem, elini Rüya'ya uzatırken "Gel güzelim, biz seninle beraber Sinan ile oynayalım." deyince onun elini tuttu ve yürümeye başladı Rüya.

Leukemia ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin