Selam, n'aber?
Başımı alıp nereye gideyim, diye düşünürken buraya gelmeye karar verdim, benim terapi ailem ya :")
Buraya bir bölüm düzeni belirleyelim mi ya, haftada bir buluşalım ama hangi gün olduğunu bilmiyorum, gidişata göre bakarız. Ama tabi ki bu bölümü baz alacağım karar verirken, etkileşimler bana bu kurguyu okumayı ne kadar istediğinizi gösterecek ve ona göre hareket edeceğim. (e yani, doğal olarak abla) (kendimeydi)
Ya şaka maka 3. sezonu yazıyorum ama premium gold tayfa bilir ki aslında Leukemia benim Hayat Gibi'ye özel bölüm olarak yazmayı düşündüğüm bir kurguydu başta gdhgfjsd
Azıcık reklam, köşesi: Beyaz Şarap son bölüme oy yorum atmayan varsa bekleriz, diğer bölümde büyük bir sürpriz bekliyor sizi (aranızda hâlâ Beyaz Şarap'ı hiç okumamış olan yoktur diye düşünüyorum :D)
Bölüm ithafı her ağlamamı, nazımı çeken Esra aşkıma💗
Bu bölümü yazarken şeker komasına girdim, çok güzeller :") aşırı soft bir bölüm, umarım severek okursunuz.
İyi okumalar.
💜🧚🏻♀️
Doruk, kollarını göğsünde bağlayan kızına bakarken omuzları çöktü ve "Ne oldu benim prensesime," dedi önüne diz çöktükten sonra. "Kim üzdü benim kızımı?"
Rüya, ona dönmeden yan bir bakış attı ve "Annem." dedi tekrar önüme dönerken. "Annen mi? Bebeğim, annen seni üzmez ki, acaba sen yanlış anlamış olabilir misin onu?"
"Hayır, yanlış falan anlamadım ben." dedi Rüya ellerini çözüp isyankâr bir şekilde ona dönerken. Doruk "Tamam patron, sakin." dedi kızının sinirine gülerek. Ardından kucağına aldığı Rüya ile birlikte koltuğa oturdu ve "Ne oldu babacığım, anlat bakalım." dedi.
"Hani biz bugün hep beraber gezecektik, sen söylemiştin." Doruk, kızına kafa sallayarak karşılık verdiğinde "Annem hazırlanıyordu, ben de hazırlanmak isteyip odama gittim ama bizi götürmeyecekmişsiniz." diye devam etti Rüya.
Doruk gülerek ona yaklaştıktan sonra hafifçe gıdıklarken "Sen anneni mi şikâyet ediyorsun bana?" dedi. "Üzgünüm küçük hanım ama ben karşı taraftayım." "Ya baba, şikâyet etmiyorum annemi sana, sen istedin anlatmamı."
Ona çaktırmadan gülerken kafasını iki yana salladı Doruk, istemese de anlatacaktı. Ayak seslerinin duyulmadığını düşünerek defalarca koşar adım odanın kapısından gelip gelmediğini kontrol etmişti, o istemese bile koltuğa oturduğu an anlatmaya başlayacaktı. "Haklısın babacığım, ben istedim anlatmanı."
"Hani beraber gidecektik?" "Gideceğiz kızım, sen ne istedin de yapmadım ben?" Rüya'nın gülümsemesini okşarken "Ama önce biz annenle başka bir yere gideceğiz, sonra gelip sizi alacağız, anlaştık mı?" "Nereye gidiyorsunuz, biz neden gelmiyoruz?" "Küçük bir kız bu kadar soru sormaz." "Ben küçük olmadığım için sorabilirim."
"Küçüksün işte." dedikten sonra belinden kavradığı kızını koltuğa yatırdı Doruk ve gıdıklamaya başladı. Odayı kahkahaları doldururken, kapıda duran Umut, "Baba!" deyince "Oğlum," diyerek ona çevirdi bakışlarını. "Ne oldu babacığım?"
Umut yanlarına geldikten sonra koltuğa çıktı tutunarak ve babasının kucağına oturduktan sonra küçük ellerini hızlıca üzerinde gezdirmeye başladı. "Gıdıklanma saldırısına uğradım," dedi Doruk, oğluna gülerken. "Rüya kurtar beni babacığım."
Duyduğu şey ile hareketlerini durdurduktan sonra tepkisini görmek için Rüya'ya döndü Umut. "Umut hadi babamı gıdıklayalım." dedikten sonra kendisine katılan ablasına bir çift alkış tuttuktan sonra kaldığı yerden devam etti kendince babasını gıdıklamaya.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Leukemia ✓
FanficAsDor ama anne ve baba... AsDor ama aşık, tutkulu, inatçı ve savaşçı... AsDor ama bu sefer "Hayat Gibi" Dram, entrika ve tabi ki aşk, sevgi, umut... Onlar şarkılarını söylerken(?) siz de eşlik etmeye ne dersiniz? "Küçük civcivim, güzel kızım..." 💜�...