93K ÖZEL

1.2K 61 277
                                    

YA YA YA, HER AN BAYILABİLİRİM HEYECANDAN. ÇOK ÖZLEDİM, DİYE BAĞIRMAK İSTİYORUM.

Aslında kafamdaki plana göre ilk özel bölümü 90K olduğumuzda atacaktım ve her 5K'da onu takip edecek şekilde bir özel bölüm gelecekti ama evdeki hesap çarşıya uymadı maalesef. Geç olsun, güç olmasın, diyelim.

Öncelikle okuyan, oylayan, yorum yapan ve paylaşan herkese teşekkür ederim. Her biriniz çok kıymetlisiniz, iyi ki varsınız. 💙

Bölüm karışık başlıyor açıkçası ama güzel bağladığımı düşünüyorum. Sonu sürprizli özel bölümümüze hoş geldiniz efendim.

İyi okumalar.

💜🧚🏻‍♀️

Aybike kucağındaki oğluyla birlikte kendini koltuğa bırakırken "Uyumuyor," dedi. "Bu çocuk asla uyumuyor. Ben bıktım, ben usandım. Kimse bana bunun böyle bir şey olduğunu söylememişti." Eliyle Berk'i gösterirken "Bu uyuyor ama bu uyumuyor." diye devam etti bezgin bir şekilde.

Hala ağlamaya devam eden Berkay'a bir bakış attıktan sonra "Gerçekten," dedi. "Ben de ağlayacağım şimdi. Tam 10 dakikadır aralıksız ağlıyor, benim boğazlarım acıdı ama o yorulmadı." "Bir yeri falan ağrıyordur belki?" "Biz de öyle düşündük, daha doğrusu ben düşündüm, babası düşünemiyor çünkü. Neyse, gittik hastaneye. Hiçbir şeyi yokmuş, yani olmasın tabi de yeter artık. Ben ömrümde bu kadar huysuz bir çocuk görmedim, kime çekti, bilmem."

"Kime çekti acaba?" dedi Berk alayla. "Ya bak sen hiç konuşma, tamam mı? Hani beraber bakacaktık biz bu çocuğa? Oğlum, oğlum demeyi biliyorsun." "E ben kucağıma alınca bağırmaya başlıyorsun çocuk öyle mi tutulur, diye." "Çocuk öyle tutulmaz çünkü."

"Bu ailenin hiçbir bebeği böyle değildi ama benim oğlum beni delirtmeye yemin etmiş gibi." "Tamam Aybike, sakin ol. Her bebek aynı olacak diye bir kural yok sonuçta. Ver sen paşamı bana." "Aman al sen paşanı, benden uzağa götür mümkünse." "O nasıl söz öyle Aybike?" "3 gündür sen ve oğlun yüzünden kafayı yemek üzereyim, tamam mı? O yüzden sus, lütfen."

Asiye kucağındaki bebeği hafifçe sallarken yanına gelen Doruk hafifçe kaşlarını çatarak Berkay'ı inceledi birkaç saniye. Ardından gülümseyerek "Rüya'nın bebekliğine çok benziyor." dediğinde "Keşke huyu da benzeseymiş." dedi Aybike. "Sizin çocuklarınızın ikisi de çok akıllıydı, bir de Berkay'a bak." "Umut da aksiydi." diyen Doruk'a kaşlarını çatarak döndü Asiye ve "Oğluma iftira atma." dedi.

Berkay'ın ağlaması kesilmeyince "Teyzem ne istiyorsun, ben anlamadım ki." dedi Asiye. "Altın temiz, karnın tok, gazını da çıkardık." "Bence siz biraz ona bakın, ben de uyuyayım." diyen Aybike'yi onaylayıp misafir odasına gönderdikten sonra Berk de işi olduğunu söyleyip gidince Berkay'ın üzerindeki kalın kıyafeti çıkardı Asiye.

Ağlaması biraz daha sakin, iç çekişli bir hal alınca ise omzuna yatırdı ve sırtını sıvazlamaya başladı. "Ben gidip Rüya ve Umut'u alayım." diyen Doruk'a gülümseyerek karşılık verdi. Bir süre sonra uyuyakalan Berkay'ı uyandırmamak için yavaşça arkasındaki koltuğa oturdu Asiye.

Aradan yaklaşık yarım saat geçerken kucağındaki bebeğin saçlarına küçük bir öpücük bıraktığında aldığı kokuyla gülümsedi ve "Nasıl özlemişim bebek kokusunu." dedi kendi kendine. Boynuna konan öpücükle irkilirken Doruk'un "Ben de seni böyle görmeyi özlemişim." diyen sesini duyunca gülümseyerek arkaya attı kafasını. "Geldiğinizi duymadım."

Doruk bir şey demek için dudaklarını aralamışken duyduğu adım sesleriyle içeri giren Rüya'ya çevirdi bakışlarını. "Babacığım güzelce yıkadın mı ellerini?" "Evet baba." dedikten sonra annesinin kucağında gördüğü bebekle gözlerini kocaman açarken "Benim bir daha mı kardeşim oldu anne?" dedi.

Leukemia ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin